Vomit traduction Turc
1,804 traduction parallèle
Have you had vomit come up at high velocity?
Yüksek hızla kusma yaşadın mı?
Give me diarrhea over vomit any day.
Her şartta bu kusma ve ishal yapar.
I'm gonna vomit on the bed.
Yatağa kusacağım.
I'm gonna vomit on the floor.
Yere kusacağım.
The thought of popping one of your beets into my mouth makes me want to vomit.
Senin pancarlarından birini ağzıma almamın düşüncesi bile midemi bulandırıyor.
Ready to do this? Pretend like you don't make me vomit in my nose every time I look at you?
- 15 yıllık bir hizmetten sonra Bob'u kovuyoruz, yani bu ofis açılacak.
You can be an academic and come to this realization by reading books, or you can discover this new rebel intelligence by waking up in your own vomit.
Bir akademisyen olup bu gerçeği kitaplardan anlayabilirsin veya bu yeni iğrenç bilgiyi kendi kusarak uyanırken de öğrenebilirsin.
Only got drunk, and you vomit over before falling asleep, after that.
.. sarhoş olur ve her yere kusarlar Tabi sızmadan önce
They give way like vomit from a paper bag.
Kusmuğu kağıt torbadan sızması gibi dışarı sızıyorlar.
Not just a slurs-her-words drunk, a waking-up-in-her-own-vomit kind of drunk.
Küçük düşürücü konuşan bir ayyaş değil uyandığında kusan bir ayyaş.
This lovey-dovey stuff is making me vomit from my salt water and fresh water stomachs.
Böyle sevgi pıtırcıklarını görmek tatlı ve tuzlu su midelerimin bulanmasına sebep oluyor.
No, the double vomit is a sign of joy!
Hayır, bu çifte bulantı aslında bundan hoşlandığımın işareti!
I think I'm going to vomit.
Sanırım kusacağım.
I was on the floor of a bar, my knickers ripped in half, my breath stinking of vomit.
Bir barda yerlerdeydim. Donumun yarısı yırtıktı ve nefesim kusmuk kokuyordu.
Sanitary authorities warn doing this at home may cause suffocation, convulsions, and vomit and, ultimately, death.
Uyarı, bunları evde yapmak, kusma mide bulantısı ve ölüme neden olabilir.
Even tea makes me vomit.
Artık çay bile beni kusturuyor.
- He was going to vomit on us.
- Üzerimize kusacaktı.
- Vomit on my own rug to prove a point?
- Bir şeyi kanıtlamak için kendi halıma kusmamı?
BOY 2 : Lisa Cross, the vomit queen.
Lisa Cross, kusmuk kraliçesi.
He can come in here with vomit in his pockets for all I care.
Buraya gelip benim umursadığım her şeye laf atabilir.
If I could breathe, I would vomit.
Nefes alabilseydim, şu an kusabilirdim.
Get... before I by-proxy vomit.
Ben de vekâleten kusmadan kaybol.
Have you ever woken up in a fleabag motel, covered in your own vomit, next to a transsexual prostitute?
Hayatında hiç berbat bir motelde kendi kusmuğuna bulanmış bir şekilde yanında bir transeksüelle uyandın mı?
If I stand, I'll vomit.
Ayağa kalkarsam, kusarım.
Starch absorbs fluid which reduces the amount of vomit available for violent expulsion.
Nişasta sıvıyı emer. Böylece kusmuğun patlama şiddetini azaltır.
I love to eat women's vomit...
Kadınların kusmuğunu yalamayı seviyorum...
If you say it's because we're friends, I swear, I will vomit into your ridiculously small purse.
Eğer sırf arkadaş olduğumuz için böyle hissediyorum dersen, yemin ederim ki senin aptal küçük çantana kusarım.
Screaming, crying, vomit, other bodily fluids...
Bağırma, ağlama, kusma, diğer vücut sıvıları...
And I want to be with you so bad that I'm standing in the hallway right now covered in vomit, surrounded by a bunch of people, professing my love to a door, and it's really not exactly now I planned on- -
Ve seninle olmayı istiyorum koridorda etrafım kusmukla örtülü, etrafım insanlarla çevrilmiş, aşkımı bir kapıya ilan ediyorum, ve bu benim planladığım gibi değil.
Clean up your vomit.
Kusmuğunu temizle.
It's vomit. I'm not gonna vomit all over your rug.
Halına kusup batıracağım.
I buy shoes basically never, and when I do... They make you want to vomit, don't they?
Aslinda hiç ayakkabi satin almam, aldigim zaman da... insanin kusasi geliyor degil mi?
It makes me want to vomit!
Kusasım geliyor artık!
There was vomit in the woods and Paulie was sick yesterday, huh.
Paulie dün çok hastaydı ve kusmuştu.
- I might vomit.
- Kusabilirim.
Bananas make me vomit.
Muz, benim kusmama sebep oluyor.
How did they explain the vomit smell?
Kusmuk kokusunu nasıl açıkladılar ki?
I've got vomit in my hair.
Saçımda kusmuk var.
- I gave her some mild stuff to make her vomit.
- Kusturmak için hafif bişeyler verdim.
- Is there blood in the vomit?
- Kusmuğunda kan oluyor mu?
Chicken teriyaki makes me want to vomit now.
Şimdi tavuk teriyaki deyince midem bulanıyor.
I think I'll be remembering the time the ghost got into my body, made me vomit blood, long after I've forgotten my name, my address, and what a car key is for, yeah.
Sanıyorum hayaletin vücuduma girdiği zamanı hatırlayacağım, bana kan kusturdu, uzun süre adımı, adresimi hatırlamadım, ve bir araba anahtarı ne içindir, evet.
I wanted to vomit, but I was afraid it might break the mood.
Kusmayı isterdim, ama ortamı bozmaktan çekindim.
They're in the overhead compartments, in the bathrooms, in the vomit bags.
Başını üzerindeki bölümdeler, Tuvaletteler, kusmuk torbalarındalar.
Yeah, she did the two-finger dessert, but at least the vomit seemed to take off what the camera put on.
Evet, devamlı iki parmağı ağzındaydı, ama en azından kusmuk, kameranın eklediğini alıyor gibiydi.
And sometimes... we vomit.
- O zaman siz çobanlar ne yaparsınız? - Kuzulara göz kulak oluruz. Ve bazen kusarız.
eating her own vomit'cause she didn't wanna waste the alcohol she lost bringing it all up.
Bir keresinde o kadını yerden kendi kusmuğunu yerken buldum. Kustuğu alkolün ziyan olmasını istemiyormuş.
The human race is an infestation on this planet. 6.68 billion termites chewing up and spitting out resources, choking on their own vomit.
İnsan ırkı bu dünyayı istila ediyor 6.68 milyar termit kaynakları çiğneyip tükürüyor, kendi kusmuğunda boğuluyor.
I mean, if my show does not make people vomit and have an erection at the same time, then I've let my audience down.
Partim insanları kusmasını ve aynı zamanda ereksiyon olmalarını sağlamazsa seyircilerimi hayal kırıklığına uğratırım.
Drink one cup every half hour or right after you vomit.
Ya kustuktan hemen sonra, ya da yarım saatte bir bundan bir bardak iç.
We've seen you with vomit in your hair, making out with investment bankers in the men's room at P.J.Clarke's.
Seni saçında kusmuk varken, P.J. Clarke'ın erkekler tuvaletinde yatırım bankacılarıyla yiyişirken gördük. Bizden bir şey saklamak zorunda değilsin.