Voom traduction Turc
54 traduction parallèle
Then, voom, I'm in Africa, entertaining the soldiers who chased Rommel out.
Sonra Afrika'dayım, Rommel'i def eden askerleri eğlendiriyorum.
Va-va-voom!
Va-va-voom!
Never gonna go va-va-voom no more.
Bir daha asla va-va-voom yapamaz.
What I mean, va-va-voom!
Demek istediğim, va-va-voom!
Va-va-voom?
Va-va-voom?
- Va-va-voom?
- Va-va-voom?
- Va-va-voom.
- Va-va-voom.
Voom-voom pow!
Voom-voom pow!
Va-Va-Voom says that in Greek your name would be Michali Sfiros.
Va-Va-Voom diyor ki, Yunanistan'da olsaydın adın Michali Sfiros olurmuş.
Somebody crosses you, voom!
Seninle ters düşen adam yandı!
Look, matey this parrot wouldn't "voom" if I put 4000 volts through it.
Bak birader bu papağana 4000 volt versem yine de "vınlamaz".
Va-voom!
Fena değil!
That's a nice set of papayas. - Va-va-va-voom. TONY :
- Kavunlar da pek güzelmiş.
What you're talking about is a little va-voom.
Senin söz ettiğin biraz yaramazlık.
And Helen went, "Oh, I fancy him." And voom!
Ve Helen : "Ondan hoşlandım."
Soon as they got clear of the graveyard, they could have just... voom!
Etrafa baktım ama mezarlıktan çıkar çıkmaz ortadan kayboldular.
Now, you're like va-voom!
Şimdi, duba gibisin.
One shot. Va-voom!
Tek atış.
- Va-va to the voom.
Hem de dibine kadar.
- Don't go to the "voom" again.
Hem de... Dibine kadar inme.
Voom! That's him.
Bu o.
Va-va-voom. Take it off.
Çıkar hadi.
Va-va-voom.
Va-va-voom.
I'll get you a cab. Voom!
Ben bindiririm seni burdan bir taksiye.
You're like that schoolmarm in the movies who lets down her hair and va-va-va-voom.
Filmlerdeki öğretmenlere benziyorsun. Hani şu saçlarını açıp, o muuuuhteşem seksiliğe bürünenlerden..
I've never gotten a va-va-va-voom before.
Daha önce bana hiç böyle bir benzetme yapılmamıştı.
Va-va-va-voom!
Muuuhteşem!
And you will take off your clothes like voo and voom!
Ve elbiselerini de viyuv vijuuv gibi çıkart.
Va-va-voom.
Vay canına.
He's walking down the street with the duck, and all of a sudden, voom, truck comes by and runs over his duck.
Ördekle birlikte yoldan aşağı doğru yürüyorlar ve birden vuum... Bir kamyon gelip ördeğin üzerinden geçiyor.
So you've got the va va voom merry widow in peacock and red fishnet thigh-highs.
Yani va va var tavuskuşu içinde voom neşeli dul ve kırmızı fishnet uyluk-Highs.
Va-va-voom. Fancy. Thank you.
Vay canına!
I want to knock him dead. I want va-va-voom. Is it va-va-voomy?
Beni gördüğü anda kalpten gitmeli. "Vay anasını" demeli.
Like, va-voom.
Vücudu cidden harika.
Va-va-va-voom!
Aman aman aman!
Gunnhild is va-va-va-voom!
Gunnhild feci parçaymış!
Voom voom! "Does your wife sound like this?"
Voom voom! "Eşiniz böyle ses çıkarıyor mu?"
He just went, "va-voom." He left.
Püf diye ortadan kayboldu.
Va-voom.
Gitti. Püf.
Va-voom?
Püf mü?
And as much as you love him, Harding, you have a duty as chief of staff - - now this is where I go, "va-voom."
Onu ne kadar seversen sev Harding şef olarak görevin - Şimdi püf diye gitme vaktim.
All of a sudden, I would see my dog shoot upstairs. Voom.
Birden köpeğimi yukarı koşarken gördüm.
Voom! Ah, powder face! I will vanquish you!
Pudralı surat, seni mahvedeceğim!
I know you fellas don't want to miss the show, and by show, I mean va-va-voom!
Arkadaşlar, gösteriyi kaçırmak istemezsiniz umarım, gösteri de, gösteri hani, va-va-voom!
Well, like... voom!
Vuum diye mi?
Sophisticated with just a dash of va-voom.
Kültürlü bir şekilde etkileyici oldu.
I think it has a little too much va-voom.
Sanırım çok fazla etkileyici oldu.
Hey, sophisticated with just a touch of va-voom.
Kültürlü bir şekilde etkileyici olmuşsun.
Va-va-va-voom. Hi.
Selam.
Va-va-voom. - Stop touching things!
Sağı solu ellemeyi bırak.
And at the rate I go through them, with all that jigga-jig, jigga-jig, voom!
Ayrıca onları kulanırken şöyle oluyor :