Vrai traduction Turc
32 traduction parallèle
Cest vrai, il n ´ eest pas là.
C'est vrai, il n'est pas là.
- C'est vrai que tu vas te marier?
- Evleneceğin doğru mu?
Mais oui, c'est vrai.
Ama bu doğru.
- C'est vrai.
- C'est vrai. Bu doğru
Toi, tu es vrai cochon parfois, tu connais?
Harry Amcan nasıl içileceğini daha öğrenememiş.
Oui, c'est vrai.
Evet bu doğru.
Oui, c'est vrai.
Doğru.
- He acted very badly, oui, c'est vrai. But he was...
Kötü davranıyormuş, o doğru.
C'est Vrai. The Universe is cruel.
Evren acımasızdır.
- Oui, oui, c'est vrai.
Evet, evet, öyle.
C'est vrai.
Doğru ya.
C'est la musique des amoureux, du vrai homme, de la vraie femme, du peuple, du bal de Paris.
"C'est la musique des amoureux, du vrai homme, de la vraie femme, du peuple, du bal de Paris."
Eh bien, les gars, it seems you've chosen another form of suicide, pas vrai?
- Pekala delikanlı, görüyorum ki, intihar için başka bir yol seçmişsin, doğru mu?
C'est vrai.
Haklısın.
C'est vrai. C'est typique.
Kendine özgü ise o gerçektir.
Non, c'est vrai, je parle francais.
"Hayır, ciddiyim. Fransızca konuşuyorum".
Eva Kane leaves the country before Craig... he is executed, c'est vrai?
Eva Kane, Craig idam edilmeden önce mi ayrılmış ülkeden? - Evet.
C'est vrai ca, ma jolie?
C'est vrai ça, ma jolie?
C'est vrai.
Doğru.
Ha-ha. Ah, c'est vrai, mon ami...
Haklısın, dostum...
Cest vrai?
C'est vrai? - Öyle değil mi? -
Vrai dire. Everybody saw him, and nobody saw him.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Onu hem herkes gördü, hem de hiç kimse görmedi.
C'est vrai.
C'est vrai. ( Doğrudur )
With a little imagination... and a bit of money... this could be, un vrai palace.
Birazcık hayal gücü ve biraz da parayla bunun gibi olabilir.
- C'est vrai? - We must go now.
Gitmemiz lazım!
- Oui, oui, c'est vrai, c'est vrai...
Oui, oui, çok doğru ne yazık ki.
Le Vrai Paris, okay.
Gerçek Paris, tamam.
Revele votre vrai soi.
Revele votre vrai soi.
Well, we put one over on them, didn't we?
On les a bien embobinés, pas vrai?
- Oui, vrai.
- Evet.