Wagon traduction Turc
3,367 traduction parallèle
Fellas, allow me to introduce the Buick Roadmaster Estate Wagon.
Arkadaşlar, sizi Buick Roadmaster Estate Wagon ile tanıştırayım.
It's a station wagon.
Station Wagon.
Pretty girls talking to me in the wagon.
Güzel kızlar benimle konuşuyor.
You make the wagon.
Sen Station wagon yaparsın.
Off that, you build the Caprice, a hot-rod Impala SS, and then cut off the back of the wagon, and what do you got?
sen Caprice, hot-rod ( motoru güçlendirilmiş ) Impala SS yaparsın ve sonra da Wagon'un arkasını kesersin, Ne elde edersin?
The majority of y'all's target market was conceived in the back of a Roadmaster wagon.
Çoğunlukla hepimizin hedef pazarı bir Roadmaster wagon'un arkasında ortaya çıkarıldı.
What are you gonna do in the power wagon there?
Power Wagon'la orada ne yapacaksın?
That's a pretty fast grocery getter.
Oldukça hızlı bir station wagon.
As the water lever continued to rise, the wagon made a cry for help.
Su seviyesi yükseldikçe araba yardım edin diyordu.
Look at this beautiful, sleek wagon.
Şu güzel, zarif wagona bakın.
That, my friends, is a stylish wagon.
İşte bu, dostlarım, şık bir wagon.
He jumped on the wagon then?
Oltaya geldi yani?
I'll meet you on the wagon.
Seninle vagonda buluşuruz.
Uh, I was sitting up front in his station wagon, and he had these, um, red plastic seat covers.
Ön koltukla oturuyordum ve koltuklarda kırmızı plastik kılıflar vardı.
Well, I was sitting in the front in his station wagon, and he had, like, um, these red plastic seat covers.
Ön koltukta oturuyordum ve arabanın plastik kırmızı koltuk kılıfları vardı.
Much manure I've never seen. It holds 27 in a wagon.
Hiç bu kadar gübre görmemiştim 27 valon dolusu.
He sold two clowns and a wagon to Lucinda, our beautiful colt now.
iki palyaço ve bir tren satıp Lucindayı aldı Bizim güzel tayımız.
Can we get this guy back in your wagon?
Bu herifi karavana geri götürebilir miyiz?
Couple hillbilly types in the back of that meat wagon won't stop crying.
Arkadaki ambulanstaki iki kıro herif ağlayıp duruyor.
- It's a Volvo station wagon.
- Volvo karavan türü.
Get on the wagon!
Arabaya atlayın!
- Uh, Painted Wagon Press.
- Boyalı Vagon Yayınları.
- Ha, ha, Painted Wagon Press.
- Aa, Boyalı Vagon Yayınları mı?
Her wagon-spokes made of long spiders'legs
Uzun örümcek bacaklarından tekerlekleri,
Hopefully your wife doesn't drive a big wagon.
Umarım karın büyük bir aile arabası kullanmıyordur.
- Where are the wagons? - The wagon is too slow.
- At arabaları çok yavaş kalır.
He'd invoke his rights faster than he fell off the wagon, and I'd never get to ask about that girl.
Tekrar tüttürmeye başlamasından daha çabuk olarak haklarına başvuracak, ve ben, ona bu kızı asla soramayacağım.
Donner, you son of a bitch, you said stay with the damn wagon.
Donner, seni orospu çocuğu! At arabasıyla kalmanı söylemiştim.
In 1816, I came by wagon train to this very town, where I gave birth to all 19 of my children, four of whom survived.
1816'da 19 çocuk dünyaya getirdiğim bu çok şirin kasabaya trenle geldim.
You'd have been about 16, wrestling some pimply kid in the back of his daddy's wagon, wondering if you were gonna give it to him or not. Hey.
Hmm. 16 yaşında filandın, babacığın arabasının arkasında sivilceli oğlanla oynaşıyordun, ona verip vermeyeceğini merak ettiriyordun.
Every coach knows, he has to hitch his wagon to a star.
Her koç bilir bunu. Kendini bir yıldızın kuyruğuna bağlaması gerekir.
And what if we fall off the wagon again?
- Ya başarısız olursak?
It represents the vardo or the wagon wheels of their traditional caravans.
Vardo ya da geleneksel kervanlarının tekerlekleri anlamına geliyor.
In the simpler way by the mafioso disguised as a wagon-lit conductor?
Daha basit olan yataklı vagon kondüktörü kılığına girmiş mafya üyesi tarafından mı?
I heard about this one vampire, crazy bloke, always on and off the wagon for decades.
Bir vampir duymuştum. Çılgın herifin tekiymiş. Vampir yanını bir kapıyor bir açıyormuş.
A burrito wagon over on claiborne.
Nereye? Claiborne'da buritto kamyoneti.
Now that I'm on the wagon, you can expect both this class and my penis to be more focused and rewarding.
Artık içmediğime göre, hem bu sınıfın hem de penisimin daha tatmin edici ve odaklanmış olmasını umabilirsiniz.
As soon as the wagon arrives, put him in it.
Arabalar gelir gelmez içeri atın şunu.
The welcome wagon.
Hoş geldin servisi.
I'm gonna unhitch the Wagon and get Washed up for dinner.
arabayı çözüp akşam yemeği için yıkanayım.
See that Volvo station wagon over there?
Şuradaki Volvo arabayı görüyor musun?
Been on the wagon for more than a year now.
Bir senedir alkol almıyorum.
Well, suit yourself, but, uh, the good thing about the wagon is, you can always get back on.
Sen nasıl istersen ama alkolün en iyi yanı tekrar başlamaktır.
It turns out the guy's a recovering alcoholic, so they won't transplant him until he spends a certain amount of time on the wagon.
Alkol için tedavi oluyormuş ama belli bir süre ayık kalmazsa nakil yapılamazmış.
MICHAEL The good thing about the wagon is, you can always get back on.
Alkolün en iyi yanı tekrar başlamaktır.
- Go pack the wagon and get ready to go.
- Gidip arabayı hazırla ve gitmeye hazır ol.
Cassie, please, in the wagon.
Cassie, lütfen, arabaya bin.
Quick sup at the Pie Wagon, or home sweet home?
Pie Wagon'da bir şeyler yemeye mi yoksa evi güzel evine mi?
Not the Pie Wagon.
Pie Wagon'a değil.
And if you don't like the pie-wagon corner, I do.
Pie Wagon köşesini sen sevmediysen de ben sevdim.
Seen a big wagon?
Buradaki büfe nerede?