Wall street traduction Turc
1,616 traduction parallèle
I mean, if you thought Wall Street was full of bullshitters, you should try having a relationship here.
Demek istediğim, eğer Wall Street'in palavracılarla dolu olduğunu düşünüyorsanız, bir de burada ilişki kurmayı deneyin.
Okay, one call. Then you can go and let every other loser on Wall Street fuck this up for you, okay?
Tamam, bir arama daha, ondan sonra bu batıracak, diğer Wall Street eziklerine gidebilirsin.
Nobody joins the military, much less Wall Street, without having, you know, some kind of a dark side.
Wall Street'te ki hiç kimse, bir çeşit karanlık tarafı... olmadığı sürece orduya katılmaz.
You're right, Wall Street is no place for an ambitious white male.
Haklısın Wall Street'te hırslı beyaz erkekler için hiç yer yok.
- What, you guys work on Wall Street?
- Ne, Wall Street'te mi çalışıyorsunuz?
Wall Street.
Wall Street.
If I can't keep up with a bunch of wall street frat boys...
Eğer bir avuç Wall Street'li üniversiteli birlik çocuğuna ayak uyduramazsan...
They don't know how to do anything, and there are no jobs left on Wall Street.
Hiçbir şeyin nasıl yapılacağını bilmiyorlar ve Wall Street'te hiç iş kalmadı.
Your thoughts, Tracy Jordan, on how this is gonna impact Wall Street.
Bunun Wall Street'i nasıl etkileyeceği hakkında senin düşüncelerin ne Tracy Jordan?
and if Wall Street crashes, it will be the 1970s all over again.
Ve eğer Wall Street çökerse, tamamen 1970'lere döneriz.
Walk down Wall Street.
CNN'i aç. Wall Street'te yürü.
It's the biggest single drop in value since the Wall Street crash!
Wall Street'in çökmesinden beri en büyük değer kaybı!
Yeah, well, have fun with your seven-year lawsuit against a Wall Street firm and your pro bono, mall lawyer.
Evet, şey, sana hayır işi yapan avukatla bir Wall Street firmasına karşı açacağın ve 7 sene sürecek olan davanda iyi eğlenceler diliyorum.
Now with the world's largest insurance company, AIG, on the brink of collapse, it could mean devastation way beyond Wall Street.
Dünyanın en büyük sigorta şirketi AIG'nin iflasla karşı karşıya olması, zararın Wall Street'i de aştığına delalet olabilir mi?
What I want to argue here is that the economic chaos that we're seeing right now on Wall Street and on Main Street, and on Washington stands for many factors, of course, but among them are the ideas of Milton Friedman.
Benim burada tartışmak istediğim şey... Wall Street'te gördüğümüz ekonomik kaos ve Main Street'te, ve Washington'da tabii ki, pek çok faktörün meyvesidir, ama bunların arasında Milton Friedman'ın fikirleri de vardır.
Wall Street crash of 1929 led to the depression of the 30's.
Wall Street'te yaşanan 1929'daki çöküş, 1930'daki Büyük Buhran'a yol açtı.
Milton Friedman died in 2006, his very last public policy recommendation was an "article" that he wrote for the Wall Street Journal
2006 yılında, Milton Friedman öldü... Verdiği en son teklif önerisi Wall street gazetesi için yazdığı yazıydı.
It is estimated that Wall Street firms paid 18,4 billion $ in bonuses last year.
Geçtiğimiz yıl ( 2008 ), Wall Street şirketlerinin yaklaşık olarak 18,4 milyar dolar ödediği tahmin ediliyor.
Despite the tore of populist rhetoric about taking on the fat cats and standing up for the little guy and saving Main street, not Wall street, we are witnessing a transfer of wealth of unfathomable size.
Şişman kedilerin sorumluluğu ya da küçük adam için duruşumuzu sergilemek ve küçük insanlar dahil Main Street'i kurtarmak için aya kalkmalıyız. Wall Street için değil. Dipsiz bir sağlık transferinin tanıklığını yapıyoruz.
So, she decided I'd work on Wall Street.
Bu yüzden borsada çalışmam gerektiğine karar vermişti.
If you closed the temple think about the fair, and the temples of Wall Street money, then by the lightning hit.
Eğer tapınak hakkında tarafsız düşünürseniz, Wall Street'in... tapınakları olduğu sonucuna varırsınız, peki yıldırım çarpınca ne olacak.
Now there was another group of people who thought they could take advantage of this new investing culture - the bankers of Wall Street.
Artık bu yeni yatırım kültüründen çıkar sağlayabileceğini düşünen başka bir insan topluluğu vardı. Wall Street bankacıları.
For years Wall Street, the centre of American finance, was made up of a small, elite group of bankers doing business with each other in a society closed off to the general public.
Amerika'nın finans merkezi olan Wall Street, yıllardan beri genel halka kapalı bir çevrede, birbirleriyle iş yapan bir grup seçkin bankacıdan oluşuyordu.
The latest share prices flashed from Wall Street could be printed out within minutes across America using telegraphic ticker-tape machines.
Wall Street'ten gelen anlık hisse senedi fiyatları, telgraf bağlantılı kağıt şerit makineleriyle dakikalar içinde tüm Amerika'da yayınlanabiliyordu.
By the mid-20s, around 3 million Americans were in the market, and Wall Street gripped the public imagination.
20'lerin ortalarında, 3 milyon civarında Amerikalı borsadaydı ve Wall Street, halkın hayal gücüne hakim olmuştu.
The big Wall Street speculators were becoming celebrities themselves.
Büyük Wall Street spekülatörleri, kendileri ünlü olmaya başlamışlardı.
A shoeshine boy on Wall Street, Pat Bologna, was one of those inspired by these tales of rags to riches.
Wall Street'te ayakkabı boyacılığı yapan Pat Bologna da bu zengin olma hikayelerinden ilham alanlardan biriydi.
But he was talking to the great minds of Wall Street every day, all day.
Ama o, Wall Street'in büyük beyinleri ile her gün konuşuyordu.
Wall Street was hungry for new punters.
Wall Street yeni bahisçilerin açlığını çekiyordu.
She lived on Staten Island, just across the water from Wall Street.
Wall Street suyunun diğer yakasında bulunan Staten Island'da yaşıyordu.
Alice's inheritance from her grandfather had funded a comfortable lifestyle, but it had dwindled by the 1920s, and she was tempted by Wall Street's promise of a quick buck.
Büyükbabasından kalan miras Alice'e rahat bir yaşam için kaynak sağlıyordu. Ama 1920'lerde parası azalınca Wall Street'in çabuk para kazanma vaadi onu da cezbetti.
An investor himself, he was notably silent on the speculative mania gripping Wall Street.
Wall Street'i saran spekülatif çılgınlığa özellikle sessiz kaldı.
Business was making money.
Wall Street para kazandırıyordu.
Wall Street was making money. The politicians, I think, just said, " Well, everything's fine.
Politikacılar sanırım şöyle diyordu, " Güzel, her şey yolunda.
During the Coolidge presidency, Wall Street's power continued to grow unchecked.
Coolidge'in başkanlığı döneminde Wall Street'in gücü kontrolsüz bir şekilde büyümeye devam etti.
Wall Street's inner circle.
Wall Street'in iç çevresi.
This was really the royalty of Wall Street.
Bu gerçekten Wall Street'in hükümdarlığıydı.
As senior partner at JP Morgan, Thomas Lamont was the most powerful man on Wall Street.
Thomas Lamont'un kıdemli ortağı JP Morgan, Wall Street'in en güçlü adamıydı.
He did have his yacht, the Reynard, which was a 72-foot, very handsome yacht, which he often would cruise down from his house in Palisades, commuting by boat, if you will, down to Hudson River to Wall Street, and then walk up to the bank.
Sık sık Palisades'deki evinden teknesiyle ayrılır, Hudson Nehri'ni geçerek Wall Street'e ulaşır ve oradan da bankaya kadar yürürdü.
But the close relationship between elite bankers and politicians helped keep government regulation of Wall Street to a minimum.
Fakat seçkin bankacılarla politikacılar arasındaki yakın ilişki Wall Street'e uygulanan düzenlemeleri en az seviyede tutmaya yardımcı oldu.
While amateur speculators were transfixed by the soaring value of their investments, they were hopelessly unaware of how Wall Street really worked.
Amatör spekülatörler, yatırımlarının kazandığı değer karşısında donup kalmışken Wall Street'in gerçekte nasıl çalıştığından umutsuzca habersizdiler.
When Wall Street was very small and very self-contained, that was OK, but as people like you and me put our hard-earned money into the market, then it really mattered.
Ama senin benim gibi insanlar binbir zorlukla kazandıkları paraları borsaya yatırıyorlarsa, gerçekten önemliydi.
Even some of the elite investment houses on Wall Street were engaged in this type of market manipulation.
Wall Street'teki bazı seçkin yatırım şirketleri bile bu tip piyasa manipülasyonuyla uğraşıyorlardı.
Hoover is actually sceptical about what's going on on Wall Street, and the economy, generally.
Hoover aslında, genel olarak, Wall Street'in gidişatından ve ekonomiden şüpheliydi.
Days after the inauguration speech, a prominent and highly respected banker - Paul Warburg - broke ranks with the Wall Street aristocracy, and issued a bleak warning.
Günler sonra, seçkin ve çok saygın bir bankacı olan Paul Warburg, açılış konuşmasında Wall Street aristokrasisini bir kenara atıp hiç de iç açıcı olmayan bir uyarıda bulundu.
Herbert Hoover did keep making enquiries among his Wall Street friends, asking if he should be concerned, and he received a memo from Thomas W Lamont, who was the senior partner of JP Morgan Co.
Herbert Hoover Wall Street'teki arkadaşları arasında bir araştırma yaptı ilgilenmesi gereken bir durum var mı diye sordu ve JP Morgan'ın en büyük ortağı olan Thomas W Lamont'tan kısa bir mektup aldı.
I happened to be walking down Wall Street at the worst moment of the panic, and a perfect stranger, who recognised me, invited me to enter the gallery of the Stock Exchange.
Yaşanan paniğin en kötü anında tesadüfen Wall Street'te yürüyordum ve hiç tanımadığım beni tanıdı ve beni Menkul Kıymetler Borsası'na davet etti.
Grandfather called a meeting, at his office at 23 Wall Street of some of the leading bankers in town and figured out what they could do to support the stock market which was plunging.
Büyükbabam şehrin bazı ileri gelen bankacılarıyla Wall Street 23 numaradaki ofisinde bir toplantı yaptı ve dibe vurmuş olan borsayı desteklemek için neler yapabileceklerini bulmaya çalıştılar.
Grandfather was meeting with a group of reporters who were assembled on Wall Street outside of his bank office.
Büyükbabam Wall Street'te, banka ofisinin dışında toplanan bir grup gazeteciyle bir araya geldi.
I am one of the lambs that Wall Street has shorn.
Ben Wall Street'in kırptığı kuzulardan biriyim.
There was no disclosure at all.
Wall Street'in çok küçük olduğu ve kendi kendine yettiği zamanlarda muhtemelen bu pek önemli değildi.