We'll be quick traduction Turc
107 traduction parallèle
Before we're too close and before emotions get deep... we should just end it quick. That way, you won't be hurt and it'll be easier to forget me.
Duygular derinleşmeden işi baştan kesip atmak daha iyi...
Quick, or we'll be late for the movies!
Çabuk olun, yoksa sinemaya geç kalacağız.
We'll be quick.
Acele edelim.
Your second target is his deck gun, but be quick,'cause he'll start shooting when we do.
İkinci hedefin güverte topu ama hızlı olmalısın, çünkü biz ateş edince o da edecek.
We know you've had rather a shock, Polly, and talking about it may be disturbing, but I'm afraid we must ask you a few questions, so I'll be as quick as I can, and you just try not to let it upset you. Hmm? Oh, it don't.
Oldukça sarsıldığını biliyoruz, Polly, ve ondan söz etmek rahatsız edici olabilir, fakat korkarım sana bir kaç soru sormamız gerekiyor, dolayısıyla olabildiğince çabuk olacağım, ve sen de canını sıkmamaya çalış.
Quick, we'll be back.
Acele edin, gidiyoruz.
We'll have a quick drink and you'll be on your way.
O zaman hemen bir şeyler içeriz ve sonra yoluna gidersin.
And being as we'll probably never see each other again, I'll be glad to have a last quick one with you, even though you're a fugitive.
Bu günden itibaren, bir daha birbirimizi göremeyeceğimizden her ne kadar bir kaçak olsan da son bir defa hızlıca yapsak çok memnun olurdum.
We`re sorry to bother you, It'll be quick.
Sizi rahatsız ettiğimiz için üzgünüz, çabuk olacağız.
Be quick or we'll lose it.
Çabuk ol yoksa kaçıracağız.
Just one quick stop to change clothes and we'll be all set.
Pekâlâ Sammy. Kıyafetleri değiştirmek için küçük bir mola ve sonrasında hazırız.
Be quick. If those guards we laid out identify us we'll have to move fast.
Muhafızlar bizi tanırsa hızlı hareket etmemiz gerekecek.
Well, why don't we leave your bike here... and I'll get you to where you need to be double-quick on the back of mine?
Peki, neden bisikletini burada bırakmıyoruz ve ben seni gideceğin yere iki kat hızlı götürmüyorum?
We'll have to be quick because I'm going out.
Acele etmeliyiz, dışarı çıkacağım.
Better make it quick or else we'll be all day listening to his crap.
Ya elini çabuk tutarsın ya da tüm gün boyunca saçmalıklarını dinlersin.
Quick tootle around the old house hold and we'll be right on back.
Evin orada buluşalım ve hemen canlı yayına girelim.
If you get this over quick, we'll both be a lot happier.
Eğer biraz daha çabuk olursan, ikimiz için de daha iyi olur.
- Yes, but we'll have to be quick.
- Evet ama çabuk olmalıyız.
It'll be quick! Quick! Off we go!
Hemencecik bitecek.
All right. Well, we've got a quick word from our sponsor and then we'll be back with your calls.
Şimdi kısa bir reklam arası veriyoruz.
) One of us takes a round, we'll be glad to have a quick nib.
Birimiz vurulduğunda memnuniyetle şerefine içeriz artık!
Go on inside, grab some coffee We'll be back pretty quick
İçeri gir, bir kahve iç. Mümkün olduğunca çabuk döneceğiz.
We'll be quick.
Hemen sadede gelelim.
If you break through, we'll be dead real quick, instead of real slow, which is what's gonna happen now.
Eğer orayı yararsan çok hızlı bir şekilde ölmüş oluruz. Aslında yavaş bir şekilde. İşte bu olur.
- We'll be right quick.
- Hemen döneriz.
I'm sorry, Rosario but we'll try to be as quick as we can
- Kusura bakma Rosario elimizden geldiğince çabuk gelmeye çalışacağız.
Or whatever Go! I'm sorry, Rosario but we'll try to be as quick as we can
Seni çıkarmayı çok isterdim ama ondan önce neden sunum yapmam gerektiğine dair bir sunum görmek istiyorum.
We'll be quick.
Hemen döneriz.
I couldn't get it arranged to get inside, so we'll just take a quick look and then we'll be on the way home, OK?
İçeri girip bakma işini ayarlayamadım gidip çabucak bakar, sonra da hemen eve döneriz tamam mı?
We'll be quick.
Acele etmeliyiz.
Afterthem 60 seconds, if we take tco long, it'll alert more, so you have to be quick.
60 sn sonrasında eğer çok sürerse daha çok alarm olacak ve hızlı olmamız gerekecek.
We'll be as quick as possible, Chief.
Mümkün olduğunca çabuk hareket edeceğiz şef.
But we'll have to be quick.
Ama çabuk olmamız lazım.
Let's take a quick commercial break and we'll be right back.
Kısa bir reklam arası verelim. Hemen döneceğiz.
Just a quick hunting excursion, we'll be back straightaway.
Kısa bir av gezisi. Çok çabuk döneceğiz.
They'll just take a quick look around, then we'll be on our way.
Hemen bir bakıp çıkacağız.
I'll just take a quick peek around, and... then we'll be on our way.
Ben şöyle hızlıca bir bakayım, sonra yolumuza gideriz.
We're gonna take a quick break. We'll be right back with high-stakes litigator, Patty Hewes.
Kısa bir aranın ardından Haksız-Kazanç davasında Patty Hewes'la birlikte olacağız.
We'll have to be quick.
Çabuk olmamız gerekecek.
We'll be hacked to pieces quick as Pan.
Toprak bir kap kadar çabuk parçalarımıza ayrılacağız.
Oh yeah, we'll be making a quick stop on the way.
Oh evet... Yol üstünde bir yere uğrayacağız.
We'll just be one second. One quick second.
Bir saniye, sadece bir saniye.
It'll be okay, we'll just take a quick look.
Sorun yok, sadece göz atacağız.
We'll be out of here quick.
İşimizi çabucak bitireceğiz.
We'll be quick.
Çabuk olacağız.
We'll have a quick bite and be on our way.
Biraz atıştırıp, yola çıkarız.
If they suspect that's a Panzer division, we'll be sorting it out real quick.
Eğer bir Panzer Bölümünden şüphelenirlerse, gerçekten hızlıca sınıflandırmamız gerekir.
Well, we'll be quick.
Çabuk olacağız.
We'll be quick.
Hızlı oluruz.
Quick, we'll be too late!
- Çabuk, geç kalacağız!
We'll get this done quick and be on our way.
Çabucak halledip yolumuza bakacağız.
we'll be back soon 49
we'll be right back 266
we'll be in touch 367
we'll be back 167
we'll be together again 17
we'll be okay 108
we'll be together 58
we'll be waiting for you 19
we'll be there soon 56
we'll be there 212
we'll be right back 266
we'll be in touch 367
we'll be back 167
we'll be together again 17
we'll be okay 108
we'll be together 58
we'll be waiting for you 19
we'll be there soon 56
we'll be there 212