We'll see how it goes traduction Turc
104 traduction parallèle
Just have these notarized... -... and we'll see how it goes.
Noterden tasdik ettirin sonrasına bakarız.
- We'll just see how it goes.
- Sadece gidişata bakacağız.
- We'll see how it goes.
- Bakalım, duruma göre.
We'll cook up some of that old baloney of yours... and see how it goes down.
Şu senin eski fasa fisolarından pişirelim... ve bakalım nasıl gidecek.
We'll see how it goes.
Nasıl olacağını göreceğiz.
We'll see how it goes.
Bakalım neler olacak.
Mr. Tuvix... I'm not ready to assign you to the Bridge just yet, but why don't you join the senior staff for our noon briefing, and we'll see how it goes from there.
Bay Tuvix... size Köprü'de görev vermeye henüz hazır değilim, ama bugün öğleden sonra kıdemli subaylarla yapılacak olan toplantıya katılıp, nasıl olduğunuzu orada görürüz.
We'll meet once a week, and see how it goes.
Haftada bir kez getirin bana, durumu anlayalım.
We'll do it for a while, see how it goes.
Bir süre böyle devam edelim, sonra nasıl gittiğine bakarız.
We'll see how it goes.
Sonra ne olacağına bakarız.
Or the next day... we'll see how it goes.
Veya sonraki gün... Biz nasıI gittiğini göreceğiz.
We'll see how it goes.
Bakalım nasıl gidecek.
We'll first see how that works. And how it goes.
Nasıl gidecek, ne yapacağız bir görmemiz lazım.
And then we'll see how it goes from there.
Sonra da, bakarız.
- So we'll see how it goes, OK?
Nasıl gittiğine bakacağız tamam mı?
We'll see how it goes.
- O sizin amcanız.
Okay, one date, and we'll see how it goes from there - but no sex stuff.
Tamam, tek randevu ve nasıl gittiğini görürüz - ama sevişme olmayacak.
We'll see how it goes.
Görelim bakalım ne olacak.
We'll see how it goes.
Nasıl gidiyor göreceğiz.
Why don't we go somewhere a little closer first, say Cornwall, and we'll see how it goes.
Neden öncelikle daha yakın bir yer seçmiyoruz, mesela Cornwall, böylece nasıl olacağını görebiliriz.
We'll see how it goes after the nationals.
Ulusal yarışmadan sonra nasıl gideceğine bakarız.
Just give me some money for utilities and phone and the occasional ride, and we'll see how it goes.
Araç-gereçler, telefon ve ara sıra yolculuk için para vermen yeterli. Böylelikle denemiş oluruz.
We'll see how it goes.
Neler olacak göreceğiz.
It's not decided, but we'll see how it goes.
Doğruyu söyle. Benden hoşlanmıyor musun?
We'll see how it goes.
Nasıl çalıştığını görürüz
But they got this new quarterback this season, so we'll see how it goes.
Ama bu sene yeni oyun kurucu aldılar nasıl olduğunu göreceğiz.
- We'll see how it goes.
- Nasıl gideceğine bir bakacağız.
- We'll see how it goes.
- Nasıl gittiğine bakarız.
Starting tomorrow.We'll start with the cereal, we'll see how it goes.Then we'll think about milk.
Yarından itibaren, gevrekle başlarız. Nasıl idare olduğuna bakar sonra da süt için düşünürüz.
That's it? Well, let's see how the research goes, and if we like what we see, maybe we'll play a little poker.
Araştırma sonucu hoşumuza giderse biraz poker oynanz.
Listen, we'll just take it slow and see how it goes.
dinle, yavaşdan alır ve bakarız nasıl gidiyor.
We'll see how it goes, OK?
Bakalım nereye varacak. Tamam mı?
I'll come to Paris with you and we'll just see how it goes sometime in the future.
Bir ara Paris'e gelir ve seninle yürüyüp yürümeyeceğine bakarım.
Well I'd like to work with you on this presentation and we'll see how it goes.
Bu sunumda seninle çalışmak isterim ve bakalım nasıl gidecek.
- We'll see how it goes.
- Nasılmış göreceğiz.
We'll just have to see how it goes.
Nasıl gittiğini göreceğiz.
Yeah, we'll see how it goes.
Evet, nasıl gideceğine bakarız.
All right, young lady, we'll give it a shot, see how it goes.
Peki, genç bayan. Sana şans vereceğim, bakalım ne olacak.
W-Well, why don't we just start and... we'll see how it, how it goes?
Neden başlayıp nasıl gideceğine bakmıyoruz?
Now we'll see how it goes of Negro-Allan.
Zenci Alain bakalım ne yapacak. Zenci!
We'll see how it goes from now on
Bakalım neler olacak?
- Now we'll see how it goes.
- Şimdi işe yarayıp yaramadığını göreceğiz.
Yeah, well, we'll see how it goes, who else is working.
Başka kimlerin görevde olduğuna bakalım, bakarsın olur.
So we'll see how it goes.
Bakalım nasıl oluyormuş.
We'll see how it goes.
Bakalım nasıl geçecek.
We'll see how it goes.
Biz nasıl hallettik gördünüz.
We'll get some IV into him, see how it goes.
Ona serum takıp, iyileşme sürecini gözlemleyeceğiz.
- I'll come by, like, once a week or something... and we could just see how it goes.
Haftada bir filan gelirim ve nasıl gidiyor bakarız?
I mean, she has a kid and is married to a guy in prison, but we'll see how it goes.
Bir çocuğu var kocası da hapiste ama nasıl olacak göreceğiz.
Yeah, we'll see how it goes.
Bakacağız işte.
I can start small- - just maybe one store at first, and then we'll see how it goes.
Kurabiye satmak. Küçük başlarız, ilk başta bir dükkan yetebilir devamına sonra karar veririz.