We'll see what we can do traduction Turc
251 traduction parallèle
We can go to town and see Judge Harvey. He'll tell you what to do.
Kasabaya inip, Hakim Harvey'e gidelim.
Well, Madame Cronin-to-be, we'll see what we can do.
Müstakbel Bayan Cronin, bakalım ne yapabiliriz?
I'll see what we can do for you.
Şöyle yapalım o zaman.
- We'll see what we can do.
- Belki birşey yapabiliriz.
We'll see what we can do.
Ne yapabileceğimize bir bakalım!
We'll see what we can do.
Neler yapabiliriz, bakacağız.
We'll see what we can do.
Elimden geleni yapacağım!
We'll go and see what we can do.
Gidip ne yapabileceğimize bir bakarız.
We'll see what we can do.
Bir şeyler ayarlarız.
Well, we'll see what a couple of drinks can do.
- Bir iki kadeh içkiyle ikna olabilirsiniz belki.
We'll see what we can do.
Elimizden geleni yapacağız.
Then start with what we've been doing and we'll see what we can do.
Şeffaf ile başlayalım, sonra bakarız icabına. Neler yapabileceğimizi görelim.
- We'll see what we can do... but I feel sure that you can get along with what you have.
Ama elindekilerle bu işi başaracağına inanıyorum.
I'll see what we can do about that bruise.
Şu yaraya neler yapabiliriz bir bakalım.
We'll see what they can do and we'll see what we can do.
Neler yapabileceklerini ve neler yapabileceğimizi göreceğiz.
I'll see what we can do and I'll call you back.
Öğrendikten sonra seni ararım.
Now don't you fret about a thing. We'll put our heads together and see what we can do to help you.
Hepimiz el ele vereceğiz, ve sana sana yardımı dokunacak neler yapabileceğimize bakacağız.
All can do is pass along your proposal... and we'll see what can be done about it.
Yapılacak şey önerinize bir şans vermek böylece neler olacağını görürüz.
We'll see what we can do.
Ne yapacağımıza bakarız.
Look, we'll see. I'll see what I can do, right?
Ne yapabileceğime bir bakayım, tamam mı?
I'll see what we can do.
Halletmeye çalışırım.
All right. - We'll see what we can do.
- Güzel, toprak için ne yapabileceğimizi görelim bakalım.
Well, we'll have to see what we can do.
Pekala, Ne yapabieceğime bakacağım.
You two take a nice bath and we'll see what we can do.
Siz bir güzel yıkanın, biz de yapabileceklerimize bakalım.
Afterwards we'll meet in the boardroom and see what we can do to calm those people down.
Sonra toplantı odasında buluşalım. Bu insanları sakinleştirmek için neler yapabileceğimizi konuşalım.
I'll see what we can do.
Tamam, elimizden ne gelir bir bakayım.
I'll see what we can do.
Ne yapabileceğimize bakacağım.
I'll see what we can do.
Ne yapabiliriz göreceğiz.
Okay, we'll see what we can do.
Pekala, elimizden geleni yaparz.
You start to talk about Dakota, we'll see what we can do.
Sen Dakota hakkında konuşmaya başlarsan, biz de neler yapabileceğimize bakarız.
Well, we'll see what we can do but we need something to go on.
Şey, bu konuyla ilgileniriz ama bize biraz yardımcı olursanız iyi olur.
We'll see what we can do.
- Bu konuyla ilgileneceğiz.
We'll see what we can do...
Bu beni ilgilendirmez. Ne yapabileceğime bir bakacağım.
I'll go and see what we can do...
Ben gidip bir ne yapabilirim diye bakayım.
You can get that from a priest. We'll see what we can do.
Bunu bir rahipten isteyebilirsin.
We'll see what we can do
Bakalım, ne yapabiliriz.
I'll see what we can do about the whole matter.
Sorunumuz hakkında neler yapabileceğimize bir bakalım.
She's booked for 16 shoots this week, but I'll see what we can do.
Bu hafta 16 çekim için ayarlanmış durumda. ama sizin için ne yapabileceğimize bakarım.
No. We'll just see what we can do.
Hayır, ne yapabileceğimize bir bakalım.
Okay, we'll see what we can do about it.
Peki, bir şey ayarlamaya çalışırız.
We'll see what we can do for you.
Bir şeyler yaparız o zaman.
We'll see what we can do.
Ne yapabiliriz bir bakalım.
We'll try to work through your problems here today... and see what we can do, see if we can help each other.
Bugün burada sorunlarınızı çözmeye çalışacağız... ve ne yapabileceğimizi göreceğiz, birbirimize yardımcı olabiliriz.
Then we'll have to see what I can do.
Tamam, bakalım ben ne yapabilirim?
Well, we'll see what Santa and Mommy can do, OK?
Şey, bakalım..... Noel Baba ve anneciğin, birşeyler ayarlayabilecek mi?
You just keep plugging and bring me your ideas, and we'll see what we can do.
Çalışıp fikirlerini bana iletmeye devam et, ne yapabileceğimize bakarız.
We'll see what we can do.
Bir şeyler yapmaya çalışırız.
We'll see what we can do.
Görelim bakalım senin için ne yapabiliriz.
We'll see what we can do today.
Elimizden geleni yapacağız.
We'll see what we can do with your power converter.
Gel. Senin güç dönüştürücünle ne yapabileceğimizi bir görelim.
When this is over, I'll do what I can to see you get a fair treatment, but for now, we're moving out.
Tüm bunlar bittiğinde size... en iyi muamelenin yapılması için elimden geleni yapacağım. Ama şimdi gidiyoruz.