We're all good traduction Turc
888 traduction parallèle
Well, folks you all know what we're here for so what's the good of me telling you all about it?
Pekâlâ millet neden buradayız biliyorsunuz. Bir de benim hatırlatmama ne gerek var?
Well, I guess we're all having a swell time and it sure is good to see all you gents with your molls here.
Sanırım herkes çok güzel vakit geçiriyor. Bütün beyleri yanlarında sevgilileriyle görmek de güzel.
We've known all along that we're probably the most good-for-nothing bunch of kids who were ever raised, but it didn't bother us much until we found out that Pop knew it too.
Şimdiye kadar yetiştirilmiş muhtemelen en hayırsız evlatlar olduğumuzu başından beri biliyorduk. Fakat bu bizi çok da rahatsız etmedi. Ta ki babanın da bildiğini öğrenene dek.
No, we ain't got no money but there's plenty of us to work and we're all good men.
Hayır, paramız yok, ama kalabalığız ve hepimiz iyi çalışabiliriz.
Fault? Oh, we're both responsible for all our good things and all our bad.
Tüm iyiliklerimiz ve kötülüklerimizden ikimiz sorumluyduk.
And now that we're all agreed, in the vernacular I heard last night, let's start on the down beat and take off. That's good.
- Evet.
Tell him we're here in all good faith to...
Onlara bütün iyi niyetimizle burda olduğumuzu söyle.
Now, Captain, we're good men. Our blood's up, that's all.
Kaptan, biz düzgün adamlarız, heyecanlandık, hepsi bu.
We're all good friends.
Hepimiz iyi insanlarız.
Anyway, we're all good sailors at this table.
Her neyse, bu masada hepimiz iyi denizcileriz.
We're all entitled to a little excitement, a good time.
Hepimizin biraz heyecana, iyi vakit geçirmeye ihtiyacı var.
For your information, we're still on the green side of 25 ourselves... for all the good it does us.
Haberin olsun, biz de hâlâ yirmi beşimizdeyiz. Bir işimize yarıyormuş gibi.
- It's all we're good for.
- Bu, en iyi yaptığımız şey.
There's another thing now if we're all going to be in here three or four days, close together like it might be a good idea if a certain party, not to mention no names was to do what he said he'd do.
Bir şey daha var. Hepimiz üç dört gün burada burun buruna kalacaksak... ismi lazım olmayan birinin yapacağını söylediği şeyi yapmasında... fayda var.
It's good we're all here, gentlemen. A cigar?
Hep birlikte olmamız çok iyi baylar, sigara?
Now, come on! We're all here to have a good time.
Haydi, hepimiz eğlenmeye geldik.
We're on 23, 24, 31... all good angles.
Şu an 23, 24, 31... açılar güzel.
We're busting up the joint so good, all the queen's horses and all the queen's men will never put you back together again.
Bağlantıları o kadar güzel ayırıyoruz ki, kraliçenin tüm atları ve kraliçenin tüm adamları bile onları bir araya getiremeyecek. Artık çalışmıyorsun.
We're good friends and all that but do you think I'm peculiar?
İyi arkadaşız. Beni acayip mi buluyorsun?
We're all watching him good.
Hepimiz iyi gözlüyoruz.
I promise you that if you're good all week, next Sunday we'll go boating.
Eğer bu hafta uslu olursan, pazar günü tekneye gideriz, söz veriyorum.
After we're married, we can sit around and have a jolly good laugh about all this.
Evlendikten sonra hepimiz bu olanları hatırlar güleriz.
It's all right, darlings. We're in good hands.
Her şey yolunda, canlarım.
Good, since we're all but one family here
Harika, mağdem hepimiz aile gibi olduk
We got all kinds, and you're going to fit in real good.
Bizde her çeşit adam var, siz de uyum sağlayacaksınız.
I'll go to pray for us because we're all terrified seeing this good helmsman of ours mad with terror.
Bizim için dua edeceğim çünkü başımızdaki bu iyi yöneticimizin içine düştüğünü bu delicesine dehşet hepimizi korkutuyor.
Good, then we're all set to give Mr. Kuro the most anti-American propaganda weapon he's ever had.
Güzel, öyleyse Bay Kuro'ya yaptığı en büyük anti-Amerikan propaganda silahını vermeye hazırız.
We'll have a good meal, we're gonna be in danger, get almost arrested, and spend all our money!
İyi bir yemek yeriz, riske gireriz, tutuklanmanın eşiğine geliriz. Ve bütün paranı harcarız.
I mean, what good is all them pelts if we are dead? But not the way we're headed now.
Başsız olmamız doğru değil.
But if that's all we got, we're in good shape.
Tek sorun buysa durumumuz fena değil.
We assume you're all good for your debts.
Borçlarınızda sorun çıkmayacağını umarız.
Brooks, next summer, if we're all living... I think a vegetable garden would be a good thing in here.
Brooks, gelecek yaz yaşarsak eğer oraya sebze filan ekmek çok iyi olur.
Still, we're a family, and we all work together for the greater good of Rome.
Yine de, biz bir aileyiz Roma'nın yüce çıkarları için hep birlikte çalışırız.
With all we've been through, sometimes I'm amazed we're in as good condition as we are, what with the rebellion and all.
Asiler falan derken başımızdan geçenleri düşünürsek aslında hala iyi durumdayız.
This is not good at all, we're risking a lot here!
Ben öyle düşünmüyorum, çok tehlikeli bir iş yapıyoruz!
What, are they all rotten, and we're so good?
Ne yani onlar rezil de biz çok mu iyiyiz?
I want to tell you both good luck. We're all counting on you.
İkinize de bol şans dilemek istiyorum.
They're going to cover the area pretty good... so, really, all we can do is wait.
Her yeri karış karış inceliyorlar. Yapabileceğimiz tek şey beklemek.
We're good friends, Rose and me, that's all.
Rose ile ben iyi arkadaşız.
I have a really good game we're gonna play where each couple has to pick a song out of a hat and you all have half an hour to choreograph a routine. Okay? Hey.
Oynayabileceğimiz çok bir oyun biliyorum her çift şapkadan bir şarkı seçecek ve bir koreograf yaratmak için yarım saatiniz olacak.
We're all damn good fellas.
- Evet, sen de öylesin Charles.
'We're getting ready for an all-out assault on Johnny Turk,'and we know we're going to give a good account of our country.
'Türklere karşı son bir büyük saldırıya hazırlanıyoruz've ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğimizi biliyoruz.
Hello, good evening and welcome to the Ronald Reagan Memorial Bowl, here in the pretty little L.A. suburb of Hollywood, where we're about to go in all for wrestling, brought to you tonight, ladies and gentlemen, by the makers of Scum,
Ronald Reagan Memorial Bowl'a hoş geldiniz bu küçük, güzel Los Angeles banliyösü Hollywood'a. Merhaba, iyi akşamlar. Birazdan burada kuralsız güreşe tanık olacağız.
Well, we're going to give all the flowers to your wife. She'll just love them. Very good.
03 00 : 48 : 56 : 17 Mükemmel bir çözüm.
Well, if that's all that's bothering you, we're in good shape.
Bütün bu olanlar seni rahatsız ettiyse, doğru yoldayız demektir.
If we don't hurry we're going to miss all the good trees!
Acele etmezsek tüm iyi ağaçlar satılmış olacak!
We're just salting'some money away for good times, that's all.
Kötü günler için para biriktiriyorduk hepsi bu.
That's all we're good at.
Daha iyi yaptığımız bir şey yok.
Even if the show was good enough, we're all just graduating.
Şov yeterince iyi olsa bile, hepimiz yeni mezun oluyoruz.
Now, we're going to say good-bye, we're going to take off... and that's all she wrote.
Biz uçma zamanımız geldi. Hepsi bu.
Therefore, considering we are all cripples and addicts, I'm of the opinion we're doing as good a job as could be expected.
Yani hepimizin sakat ve bağımlı olduğunu düşünürsek burada bizden bekleneceği kadar iyi bir iş çıkardığımızı düşünüyorum.
we're all good here 16
we're all in this together 77
we're all alone 36
we're all gonna die 172
we're all screwed 17
we're all in the same boat 16
we're all set 157
we're all fine 28
we're all going to die 63
we're all done 22
we're all in this together 77
we're all alone 36
we're all gonna die 172
we're all screwed 17
we're all in the same boat 16
we're all set 157
we're all fine 28
we're all going to die 63
we're all done 22