We're going for a drive traduction Turc
47 traduction parallèle
We're going to drive into the country for a picnic, Susie, Sarah Jane and Annie.
Susie, Sarah Jane ve Annie kırlara pikniğe gidelim.
We'II just pretend that we're going for a drive.
- Ağzını kapat. Hakkında pek iyi konuşmuyor baba.
We're going for a drive.
Biraz dolaşacaktık.
We're going to go for a drive
Arabayla biraz dolaşacağız.
Everybody in the car, test drive with Toby... we're going for a test drive with Toby, that's right... so, Al, listen, this baby's got a big engine... a lot of power, big v8.
Herkes arabaya! Toby de sizle geliyor! Toby'yle birlikte arabayı deneyeceğiz.
Come on, we're going for a drive.
Haydi, biraz dolaşalım.
We're going for a drive in our car!
Arabamızla dolaşmaya çıkıyoruz!
I'm very sorry you feel that way because John invited us all out for a drive today. And we're going.
Böyle düşünmene çok üzüldüm çünkü bugün John, hepimizi araba gezisine davet etti ve biz gidiyoruz.
Tonight we're going for a drive.
Bu akşam dolaşmaya çıkıyoruz.
We're just going for a little drive.
Küçük bir tur atacağız.
We're going for a Sunday drive.
Pazar gezisi için hazırız.
We're going for a little drive.
Seninle küçük bir geziye çıkacağız. Her şey yolunda değil mi?
Okay. Now, let's pretend that we're going for a drive.
Pekâlâ, şimdi araba kullanıyormuş gibi yapalım.
We're going to take you in for some x-rays, and then we'll find a volunteer to drive you back to Pittsburgh.
Seni röntgene götüreceğiz. Sonra da seni Pittsburgh'a götürecek bir gönüllü bulacağız.
You're doing a lot of fishing for a guy who knows something. Look, whether you cheaped out on the rebar or you didn't drive the piles deep enough, we're going to find out what you did, and we're going to nail you for it.
Bak, eğer yetersiz inşaat demiri kullandıysanız veya kazıkları yeterince derine sokmadıysanız, ne yaptığınızı bulacağız, ve sizi bunun için çiviliyeceğiz.
Of course it does. That's why we're going to leave it here for you to drive over to Omar's.
Tabii ki yapardın, biz de Omar'a gitmen için arabayı burada bırakırdık.
Now, we're going for a little family drive.
Şimdi... küçük bir aile gezintisine çıkıyoruz.
We're going to take this baby for a test drive.
Bu bebeği test sürüşüne götürelim.
Listen, we're only going for a drive.
O, arabayla gidecek.
We're going for a drive.
Biraz gezeceğiz.
Don't shit yourself, we're going for a drive.
Boşa yırtınma, sadece ufak bir geziye çıkıyoruz.
We're going to go for a drive.
Biraz gezip geleceğiz.
Al she's going to tell the kids we're going for a drive, and then, Thelma and Louise me off a cliff.
Bana çocukları araba yolculuğuna çıkartacağımızı söyleyecek sonra da Thelma ve Luoise filmindeki gibi beni uçurumdan aşağı atacak.
We're gonna go ask Alyson now because she just got run down on Riverside Drive, going for a jog.
Şimdi Alyson'a sormaya gideceğim çünkü daha yeni Riverside Drive'da eziliyormuş, koşuya çıkmış.
We're just going for a drive.
Biz sadece biraz gezecektik.
Thanks for the invite, but we actually... we're not going to be able to make it because we got like a three-hour drive...
Davet için teşekkürler, biz aslında... Bunu yapmamız mümkün değil Çünkü bizim 3-4 saatlık yolumuz var
We're going for a drive.
- Arabayla gezeceğiz.
I know you're going to say no, but I was just passing and I suddenly thought, 'Why don't we go for a drive, like we used to? '
Hayır diyeceğini biliyorum ama yakınlardaydım ve birden düşündüm ki,... "Neden eskiden olduğu gibi araba gezintisine çıkmıyoruz?"
- We're going for a little drive, i want to tell you something.
- Biraz tur atacağız, sana söylemek istediğim şeyler var.
We're going for a drive.
Biraz arabayla dolaşacağız.
- We're going for a drive. - Where?
- Arabayla gideceğiz.
I thought that would drive me insane but actually, we're going to be throwing a graduation party for a kid who I thought was my son.
ÇıIgınca gelebilir fakat... Aslında, oğlum olduğunu düşündüğüm bir çocuğun mezuniyet partisine gideceğim...
We're going for a drive.
Gezintiye çıkacağız.
Yes, we're going for a drive.
Evet, bir süre için gidiyorum.
- We're going for a drive.
- Yolculuğa çıkıyoruz.
We're going for a drive.
Arabayla gezintiye çikiyoruz.
We're going for a drive.
Yolculuğa çıkıyoruz.
We're going for a drive.
Gezintiye çıkıyoruz.
We're just going for a long drive.
- Biz sadece arabayla gezintiye çıkacaktık.
And now we're going for a drive.
Şimdi de yola çıkıyoruz.
We're just going for a wee drive, Mr Shelby.
Biz sadece ufak bir gezintiye çıkıyoruz Bay Shelby.
Take him outside. We're going for a drive.
Dışarı çıkart, gidiyoruz.
Open the door. We're going for a drive.
Kapıyı aç bir geziye çıkacağız.
I'm not gonna hurt you, we're just going for a drive.
Sana bir şey yapmayacağım, sadece yolculuğa çıkacağız.
Neurobiology's nothing more than the science of gray squishy stuff. But, you know, when it connects to physics, gas up the Ford, Martha, we're going for a drive.
Ama fizikle birleşince atımı hazırlayın, sefere çıkacağım havası oluyor.