English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / We're gonna

We're gonna traduction Turc

61,753 traduction parallèle
But however we do it, you're gonna do it in Kevin Bacon's hat.
Ama her nasıl yaparsak yapalım Kevin Bacon'ın şapkasıyla yapacaksın.
- Harvey, I appreciate that, but seriously, if you're just gonna give him to me when we're done, why don't you give him to me now?
Harvey bunun için minnettarım tamam ama madem dava sonrası bana devredeceksin neden direkt şimdiden devretmiyorsun?
- What? - We're gonna have a baby boy.
- Oğlum olacak.
- Yeah, I know that, but I'm telling you, if we're not careful, someone's gonna do something to him, and he'll be lucky if it's just suing him.
Evet bunu biliyorum ama sana söylüyorum, dikkatli olmazsak başına bir şey gelebilir. - Eğer şanslıysa bu sadece dava olur.
- Louis, all I'm saying is if you don't deal with it, you're gonna keep abusing the associates, and then we're gonna have- - - hey, Donna, you know what,
Louis demek istediğim, bu durumu çözmeyip acısını onlardan çıkarmaya devam edersen...
Katrina and I are taking the chippendales public, so we're gonna meet with a few of their top dancers to go over some paperwork.
Katrina ile birlikte Chippendales davasını devraldık. O yüzden karşı tarafla görüşüp evrakların üzerinden geçeceğiz.
- No, it's not, because we're not gonna name you.
Hayır, girmez, çünkü ismini vermeyeceğiz.
But you can bet your ass the whole world is gonna know who we're talking about.
Fakat şundan emin ol ki bütün dünya kimden bahsettiğimizi anlayacaktır.
But the thing we have in common is we're never gonna be bullied by any of our clients.
Ortak olan bir özelliğimiz varsa asla bir müşterinin bize zorbalık etmesine izin vermeyeceğimizdir.
But if it's not unanimous, we're gonna have a big problem.
Ama oybirliği olmazsa, büyük bir sorunumuz olacak.
We're gonna get out of here. So?
Buradan çıkacağız.
So, I was thinking : if we're gonna do this, we have to do it right.
Düşünüyordum da bunu yapacaksak doğru yapmalıyız.
We're gonna have to work on how you talk about me.
Hakkımda nasıl konuştuğunu gözden geçirmemiz gerekiyor.
Well, I don't like that you're gonna be killing and eating people, so we both have things that bug us.
İnsanları öldürüp yemen de benim hoşuma gitmiyor, yani ikimizin de hoşlanmadığı şeyler var.
We're gonna be okay.
Bir sorun çıkmayacak.
- Come on, honey, we're gonna be late.
- Haydi tatlım, geç kalacağız.
Well, now if we don't open the door we're really gonna look suspicious.
İşte şimdi kapıyı açmazsak gerçekten şüpheli görüneceğiz.
We have a plan, but I feel like in your current state you're gonna judge it negatively.
Bir planımız var ama şu anki durumuna bakılırsa olumsuz değerlendireceksin.
We're gonna have guys in the neighborhood all night keeping an eye out.
Tüm gece göz kulak olmak için adamlarımız mahallede olacaklar.
We promised Abby we're gonna be a normal family and that's what we're doing, goddamn it.
Abby'ye normal bir aile olma sözü verdik ve sözümüzü tutacağız!
We're gonna go have our tea and we're not gonna let our day be ruined by some pervert who can't even look us in the eye when he's cheating us.
Gidip çayımızı içeceğiz. Bizi kandırırken gözümüze bakamayan bir sapığın günümüzü mahvetmesine izin vermeyeceğiz.
I think we're gonna do different mother / daughter stuff today.
Sanırım bugün analı kızlı farklı bir şey yapacağız.
We're still gonna have to kill people, but I'm not gonna have to find a lovely way to kill you, which was causing tension in the relationship.
Hâlâ insan öldürmemiz gerekecek ama seni öldürmenin güzel bir yolunu bulmam gerekmeyecek - zaten ilişkimizde gerginlik yaratıyordu.
We're never gonna get to go to Maui again without killing someone, which means it's gonna be a working vacation.
Maui'ye birini öldürmeden gidecek değiliz yani tatilde bile çalışacağız.
We know what we're doing and I am not gonna let you down.
Ne yaptığımızı biliyoruz ve sizi hayal kırıklığına uğratmayacağız.
That's great, but we're not gonna need this.
- İyiymiş ama ona ihtiyacımız olmayacak.
Because my partner and I, we're gonna go wide with this and we're going to need an investor.
Çünkü ortağımla bunu piyasaya sokacağız ve desteğe ihtiyacımız var. - Peki neden ben?
So, we're gonna settle this thing and we're going to settle it right now.
O yüzden bir şekilde anlaşacağız ve anlaşma bugün olacak.
You're gonna do what we want, or you're gonna find out how much your reputation protects you in prison.
Dediğimizi yapacaksın. Yoksa itibarın seni hapiste nereye kadar korur hep birlikte öğreniriz. Anlıyorum.
For once, we're not gonna have to worry about making rent.
Bir kerelik de olsa kirayı çıkarabilecek miyiz diye endişelenmeyeceğiz.
She's deciding right now if we're gonna stay together.
Devam edip etmeyeceğimize karar vermeye çalışıyor.
Which is why we're gonna make sure that doesn't happen by getting her kicked off that panel.
İşte bu yüzden onu kuruldan attırıp bunun olmayacağından emin olacağız.
We're gonna start by you telling me everything there is to know about Walter Samson.
Walter Samson hakkında bildiğin her şeyi paylaşarak başlayacağız.
- No, we're gonna hear this.
- Hayır, sizi dinleyeceğiz.
Without that insurance money, we're gonna lose our home.
Sigorta parası olmazsa evimizi kaybedeceğiz.
You were my last hope, Mr. Ross, and now you're telling me we're gonna lose.
Siz benim son umudumdunuz Bay Ross ve bana kaybedeceğimizi söylüyorsunuz.
Not much, just... we're gonna grab dinner.
Pek bir şey değil, sadece akşam yemeği yiyeceğiz.
God, she's so concerned that we're gonna ruin her cover, and she's over there chatting up some Spiga D-bags.
Tanrım, sırrını açık ederiz diye korktuğu için şu Spiga pislikleriyle takılıp, sohbet ediyor.
You figure you're gonna tell us what we should feel about some people we don't even know!
Ama sen bize tanımadığımız insanlar hakkında bile neler hissetmemiz gerektiğini söylemeye çalışıyorsun.
Now, you're gonna have to put your stuff in a tube because that's the closest we're gonna get to...
Şimdi, malzemelerini bir tübe koyman gerekecek çünkü bu bizim en yakında alacağımız şey...
We're gonna look out for each other.
Birbirimize destek olacağız.
We're gonna be all right.
Bir şey olmayacak.
I promise you, we're gonna be all right.
Söz veriyorum, iyi olacağız.
We're gonna be all right.
İyi olacağız.
Gotta stay on this drip until we reach Canada or you're gonna go septic.
Kanada'ya varana kadar üzerinde tutmalıyız. Yoksa mikrop kapacak.
Now, first, we're gonna have to do something about those legs.
Öncelikle... şu bacaklarla ilgilenmemiz gerekecek.
We're gonna find a way to get you out of here, okay?
Seni buradan çıkaracağız tamam mı? June, çıkış yolunu biliyorum.
We're gonna find a way to get you out of here.
- Seni buradan çıkarmalıyız.
We're gonna go out drinking.
İçki içip eğleneceğiz.
We're gonna... We're gonna get hammered.
Fena dağıtacağız.
We're gonna go dancing, and we'll watch the sun come up.
Dans etmeye gideceğiz. Güneşin doğuşunu izleyeceğiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]