English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / We're not going home

We're not going home traduction Turc

98 traduction parallèle
We're not going home.
Eve dönmüyoruz.
We're not going home.
Eve gitmiyoruz.
Now we've still got a three-hour drive back. We're not going to be home until after midnight.
Geri dönüş en az üç saatimizi alır, gece yarısından önce evde olamayız.
You trying to tell me we're not going home?
Bana eve dönmeyeceğimizi mi söylüyorsun?
Don't say we're not going to take the car home
Arabayı eve geri götürmeyeceğiz deme sakın.
In half a chromon we're not going to have a sorceress to go home to.
Yarım kromon sonra Büyücü'müzü kaybedeceğiz ve bir evimiz kalmayacak.
We're not going to the beach, we're going home.
Sahile gitmiyoruz, eve gidiyoruz.
All right, now, pretend we're not going home together.
Çünkü bir salakla evlidir.
- We're not going home.
- Eve gitmiyoruz.
So we're not going home, right?
Yani eve dönmüyoruz, değil mi?
We're going for the day, so I'm not gonna be home.
Gündüzden gidiyoruz yani evde olmayacağım.
We're going home, Loki... and no one, not you, not even the Almighty Himself... is gonna make that otherwise.
Eve dönüyoruz, Loki... Ve hiçkimse, ne sen, ne de Tanrı'nın kendisi bunu engelleyemez.
We'll talk about it back home. - We're not going anywhere, until I figure out, where the voices are coming from.
- Bu seslerin nereden geldiğini çözene kadar hiçbir yere gitmiyorum.
It means they're going home and we're not.
Yani onlar evine gidiyor ama biz gidemiyoruz.
And C.J., just keep your mouth shut. We're not going anywhere but home.
Ve C.J, ağzını kapalı tut, eve gidelim.
We're going to get you a ride home. It's a halfway house, it's not a home. Okay.
- O ev değil rehabilitasyon merkezi.
- We're not going home...
- Eve gitmiyoruz...
Either way, we're not going home.
Her halükarda, eve gitmiyoruz.
You know, actually, if we're not going to take Cohen home, we could stay here.
Aslında, eğer Cohen'ı eve götürmüyorsak biz burada kalabiliriz.
Guys, we're not talking about... going to some nursing home and singing for people who have no teeth left.
- Millet, burada bir huzur evine gidip dişleri kalmamış insanlara şarkı söylemekten bahsetmiyoruz.
Then she said we're not going home until we reach a verdict.
Sonra, karar verene kadar, evlerimize gidemeyeceğimizi söyledi.
We're not going home!
Eve gitmiyoruz!
J.D., we're talking about kids, not going home to a house full of old folks.
Çocuklardan söz ediyoruz, J.D. Yaşlılarla dolu bir eve gitmekten değil.
Except we're not going to our home.
Ama kendi evimize dönmüyoruz.
Now we're not gonna bother going home and writing any cos hey... what are the fucking odds now?
Eve gidip bunun için espri yazmayacağız çünkü, tekrar karşımıza çıkma ihtimali ne ki?
Look, we're not going home, are we?
Baksana, eve gitmiyoruz, değil mi?
We're not going home till somebody hears us.
Birileri sesimizi duyana kadar evimize gitmiyoruz.
We're not married, I'd have no legal rights you know, to - To this home that I built with you. What's going to happen?
Nasıl bir şey olursa?
If we're not home, they're going to call the police.
Eve dönmezsek polisi ararlar.
- We're not going home right now.
- Şu an eve gitmiyoruz.
- We're not - no, we're not going home.
Hayır tatlım gitmiyoruz.
We're not going home anymore?
Eve gitmiyor muyuz artık?
Yep. You're right. Dad's going to kill us if we're not home for dinner.
Evet haklısın, akşam yemeğinde evde olmazsak babam bizi öldürür.
This little one's not going home just yet. We're gonna go see if we can get this girl laid.
Bu küçük kız henüz evine gitmiyor bakalım bakireliğini alabilecek miyiz?
Albert, I'm not going to need you until next week when we're in the old people's home.
Albert, yaşlı heriflerin evinde olacağımız zamana kadar sen yoksun.
That's how it is, so we're not going home until we get majority of the people to sign
Aynen öyle. Biz de imzaların çoğunluğunu toplayana kadar eve gitmiyoruz.
Maybe we're not going home right away.
Belki eve gitmeden önce bir yerlere uğrarız.
We're not going home, I'm just warning you.
Eve falan gittiğimiz yok, sizi uyarıyorum.
We're not going home till we see some naked female bodies.
Çıplak kadın vücudu görene kadar hiçbir yere gitmiyoruz.
- We're not going home.
Eve dönmüyoruz.
No, we're not going home, right now.
Eve şimdi gitmiyoruz. Seni buradan çıkaracağım, söz veriyorum.
♪ And we're not going home ever again ♪
Bir daha eve gidemeyeceğiz
♪ And we're not going home ♪
Ve biz de eve dönmüyoruz
Tonight, whether or not we find the Hydra, you're going home.
Bu gece Hidra'yı alsak da almasak da eve döneceksin.
You're not going until we take her back to the nursing home.
Onu huzurevine geri götürene kadar hiçbir yere gitmiyorsun.
We're not going home?
Eve gitmeyecek miyiz?
Well, we're not going back home.
Eve gitmiyoruz.
- We're not going home?
- Eve gitmiyor muyuz? - Hayır.
Although now you've been so adamant that we're not going home together, it makes me think maybe there are testicles down there.
Şimdi evime gitmek istemediğini söyleyince acaba orada testisler var mı ki diyorum.
That's, I really think, the take-home message of the Framingham study, that we are continuing to evolve, that biology is going to change with the culture and it's just a matter of not being able to see it because we're stuck right in the middle of the process right now.
Framingham'daki çalışmadan edindiğim mesaj evrilmeye devam ettiğimiz ve kültür yoluyla biyolojimizin değişeceğidir ve bu sürecin tam ortasında sıkışıp kaldığımızdan dolayı bunun görülememesinin mesele olmadığını düşünüyorum.
No, we're not going anywhere except into that party. Can we just go home?
Sadece eve gidebilir miyiz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]