We can't risk it traduction Turc
160 traduction parallèle
We can't risk it with those women.
Oh, Bu kadınlarla rizikoya giremem.
We can't risk it.
Bu riski göze alamayız.
We can't risk it, sir.
Bunu göze alamayız.
Maggie, we gotta face it, they can't risk 1,000 men just for the four of us.
Maggie, bununla yüzleşmeliyiz ama 1000 adamın hayatını bizim için riske atmazlar.
- No, you can't risk it! We can't risk loosing that jeep.
O jipi kaybedemeyiz.
But whatever it was, we can't risk letting it happen again.
Ama her ne ise, bunun bir daha olmasına göz yumamayız.
And I'd want my Science Officer with me on something as unusual as this, but it is full of unknowns, and we can't risk both of us being off the ship.
Ve bilim subayımın da benimle gelmesini istiyorum. Fakat bilinmeyenlerle dolu ve ikimiz birden gemiden ayrılamayız.
Unless the formula works, we can't risk it again.
Formülü işe yaramazsa yapamayız.
- No, we can't risk it, Jim.
- Hayır, bu riski göze alamayız, Jim.
No Sartana we can't risk it because there will probably be a sheriff there waiting for us.
Hayır Santana, bu çok riskli olur. Çünkü, orada bir Şerif bizi bekliyor olabilir.
It's a risk we can't afford, John. We can't let that happen.
Bu riski alamayız John.
Not knowing where the kidnappers are, we can't chance it.
Nerede olduklarını bilmediğimiz için risk alamayız.
Because we can't risk it!
Çünkü bu riske giremeyiz!
But... we can't risk it.
Ama... Bu riski alamayız.
Now, we just can't risk it.
Bunu riske atamayız.
We can't risk it.
Bunu riske edemeyiz.
Nah. We can't risk it.
Olmaz, riske giremeyiz.
- We can't risk it.
- Risk'e giremeyiz.
We... Tell him you can't risk it tonight.
Bu gece riske giremeyeceğini söyle.
We can't risk messing it up.
Risk falan almıyoruz.
I'm sorry, Doctor, we can't risk it.
Üzgünüm Doktor, riske giremem.
Doctor... until we have eliminated this alien presence, I can't take the risk that it could take over any of the senior officers.
Doktor... bu yabancı olayını halledene kadar, herhangi bir kıdemli subayım için bu riski alamam.
We can't risk throwing it all away.
Her şeyi tehlikeye atamayız.
If we can't stop it, we risk permanent brain damage.
Bunu engellemek yapamıyorsanız, o zaman beyin hasarı riski vardır.
Shut down. We can't risk it.
- Mecburuz, bunu riske atamayız.
That's why we can't take the risk in doing it out in the open... or even in the dining area.
Bu yüzden açıkta değiş tokuş riskini alamayız. Yemek bölümü bile tehlikeli.
Privacy's been dead for 30 years because we can't risk it.
Gizlilik 30 yıldır yok oldu, bunu riske edemeyiz.
Macarena, we can't risk it, you know.
Kendimizi riske atamayız, biliyorsun.
It's a long way but we can't risk taking the ship any closer. Agreed.
Ormana yürüyerek ulaşmak için bayağı uzak ama gemiyi sensörlere daha fazla yaklaşarak riske atamayız.
Listen we already have more evidence then a balloon can carry unless you want to risk it.
Dinleyin, zaten elimizde bir balonun taşıyabileceğinden daha fazla kanıt var. Riske atmak istemiyorsanız tabii.
We can't risk it being interrupted.
Kontrolü zordur. Büyünün bozulmasını göze alamayız.
We can't afford to take that risk, so it's very important that you capture the creature alive and quickly.
Bu riski alamayacağımızdan, yaratığı canlı yakalaman son derece önemli ve çabuk tabii.
I don't want to risk any more lives. We should cancel the race or at least postpone it, until we can guarantee everyone's safety.
Belki de bir şeyler kaçırıyorumdur, ama sadece tek başına bir sabotajdan bahsediyoruz.
I appreciate your determination, but we can't risk it.
Azminizi takdir ediyorum ama bu riski göze alamayız.
We can't just wing it.
Risk alamayız.
Without specific instructions, we can't risk damaging it.
Belli bilgiler olmadan ona zarar verme riskini göze alamayız.
We can't risk it.
Riski göze alamayız. Hepsi bu.
That if you can serve his purpose without damage to yours, you will but i don't see how we can possibly pull it off.
Hayır. Orrie kurtuldu sayılır. Öyleyse hiç risk yok.
No, we can't risk it.
Hayır. Hayır, bu işi tehlikeye atamayız.
Bottom line, Ed, we can't risk it.
Orta çizgideyiz Ed, riske atamayız.
We can't risk it.
Bunu göze alamayız.
We can't risk it.
Riske giremeyiz.
It's the find of the century, and we can't risk it turning to mush.
Bu asrın bulgusu, onu pelte haline getirme riskine giremeyiz.
We can't risk it... yet.
Henüz böyle bir riske giremeyiz.
- We can't risk it.
- Görevi riske atamayız.
Yeah, we can't risk it.
Riske atamayız.
I don't think we can risk it. Risk?
Pek iyi gitmiyor ama.
We can't risk it in a moving vehicle.
Hareket halindeki bir araçtan alma riskine giremeyiz.
We can't do something he'd oppose, especially when it puts the entire ship at risk.
Karşı olduğu bir şeyi yapamayız, özellikle de bütün gemiyi riske atıyorsa.
We can't let you risk it either, not as long as there's a demon after that box.
Biz o kutuyu sonra there iblis sürece, ya da risk izin veremem.
We can't risk tainting it by having the arresting officer and his captain plastered all over the news the same day.
Tutuklamayı yapan polis memuru ile başkomiserini, aynı gün içerisinde haberlere çıkararak karalamayı göze alamayız.
we can't 1514
we can't leave 63
we can't afford it 60
we can't give up 27
we can't do anything 50
we can't do it 50
we can't wait 112
we can't stop 49
we can't get out 36
we can't have that 76
we can't leave 63
we can't afford it 60
we can't give up 27
we can't do anything 50
we can't do it 50
we can't wait 112
we can't stop 49
we can't get out 36
we can't have that 76