We can do it together traduction Turc
166 traduction parallèle
We can do it together.
Beraber yapabiliriz.
- Come dear, we can do it together again.
Gel canım, tekrar sevişebiliriz.
Well, then maybe we can do it together.
Şey, o halde belki de birlikte yapabiliriz.
And we can do it today. And we can do it together.
Bunu bugün, birlikte yapabiliriz.
Come and see me so we can do it together.
- Gelip kendin gör. Beraber çalışabiliriz.
We can do it together.
Birlikte yapabiliriz.
Perhaps we can do it together.
Belki de bunu beraber yapabiliriz.
We think we can do it together.
- Birlikte başarabiliz.
We can do it together.
Beraber yapalım.
We can do it together.
-... gerekiyor?
We can do it together, here.
Burada birlikte yapabiliriz.
We can do it today and we can do it together.
Bunu bugün, birlikte yapabiliriz.
It's what we have to do and we can do it together.
Ama yapman gerekir. Bunu birlikte yapabiliriz.
We can do it together.
Bunu birlikte yapabiliriz.
- We can do it together, Danny.
Bunu beraber yapabiliriz, Danny.
- We can do it together. - Hey, man.
Beraber başaracağız.
Look, Dean, we can do it together, I can do this one by myself,
Dean, ya beraber yaparız ya da ben tek başıma yaparım.
We can do it together. It's a great thing.
Birlikte yapabiliriz, bu harika bir şey.
We'll all go along together with a mighty effort, and show to the Hitlers and Mussolinis that we do not only work and fight, but we can be cheerful in doing it as well.
Hitlerlere ve Mussolinilere, sadece çalıştığımızı ve savaştğımızı değil, aynı zamanda bunu yaparken, neşeli olabileceğimizi, gösterebilmek için, muazzam bir güçle çalışmalıyız.
We can all do it together!
Hep beraber yapabiliriz!
And i hope we can all get together and do it again.
Ve umarım tekrar biraraya elebilir ve bunu tekrar yapabiliriz.
we're trying to make the best of it, and find something we can do together.
En iyisini yapmaya çalışıyoruz ve birlikte yapacak birşey bulacağız.
Let's build some barricades and stay close. Together we can do it!
Şişelere gaz doldurup bomba yapın!
The way I see it, we can do this two ways - we sit here and wonder about being alone together... or just cut to the chase.
Benim görüşüm şu, bunu yapmanın iki yolu var - ikimiz burada oturup neden hala yalnızız diye meraklanırız... ya da yarışı burada keseriz.
So unless we wanna go stone criminal... that means doing bank jobs or blackmail... or fencing stolen Oriental treasure... the best thing we could do is go back to see the D.A. in Sacramento... run this by him, see if we can work it out together.
Azılı suçlular olmak istemiyorsak... yani banka soygunculuğu, şantaj... ya da çalıntı mal satışı gibi işlere bulaşmayacaksak... yapabileceğimiz en iyi şey, Sacramento'daki bölge savcısına gidip... onunla konuşup bu işi halletmeye çalışmak.
Together as one, we can do it.
İster misin tam olsun aramızdaki birlik?
Together we can do it.
Birlikte başarabiliriz.
We can fight, and we can win, but only if we do it together!
Savaşabiliriz. Kazanabiliriz de. Ama bunun için birlik olmamız gerekiyor.
Together we can do it!
Birlikteyken başarabiliriz!
We can all do it together.
Hep beraber yapabiliriz.
- Together, we can do it. - Together?
Beraber bunu başarabiliriz.
I know it's not our tradition to do things differently, but if our ancestors were able to build this anthill, we can certainly rally together to build this bird!
Biliyorum, böyle farklı şeyleri yapmak geleneklerimizde yok, fakat, atalarımız bu yuvayı yapabildiyse, biz de birlikte bu kuşu yapabiliriz! - Mükemmel!
We can maybe do it together.
Bunları birlikte yapabiliriz.
I'm gonna make sure you get the money... and we can spend it together when you do...'cause I don't even really work for them.
Seni temin ederim parayı alacaksın... ve aldığında da birlikte harcayabiliriz... çünkü aslında ben onlara çalışmıyorum.
Dad, this is something we can do together and I want you to be a part of it.
Baba, bu beraber yapabileceğimiz bir şey... ve ben, senin bu işin bir parçası olmanı istiyorum.
I know it's not our tradition to do things differently, but if our ancestors were able to build this anthill, we can certainly rally together to build this bird!
Biliyorum, böyle farklı şeyleri yapmak geleneklerimizde yok, fakat, atalarımız bu yuvayı yapabildiyse, biz de birlikte bu kuşu yapabiliriz!
- Together we can do it!
Haklısın.
It's nice when we can do things together as a family.
Ailece birlikte bir şeyler yaptığımız zaman çok hoş oluyor.
We can't do it together?
Beraber yapamaz mıyız?
But we can only do it together.
Fakat bunu sadece birlikte yapabiliriz.
Okay, um, should we maybe go out and do it in the street so people can see us together?
Bunu dışarı çıkıp sokakta, insanların bizi birlikte görebileceği bir yerde mi yapmalı mıyız?
You know we can do it, together!
Yapacağımızı biliyorsun. Birlikte.
We don't like each other, but it doesn't mean we can't do business together.
Ramon, birbirimizi sevmeyiz. Ama bu beraber iş yapamayız anlamına gelmez.
I just like games'cause it's something we can all do together.
Birlikte yapabileceğimiz bir şey olduğu için oyunları seviyorum.
Now we can ride this out, but we gotta do it together.
Bundan kurtulabiliriz ama beraber yapmalıyız.
It's... what I have, what we can do together, that matters.
Önemli olan elimdekiler ve birlikte yapabileceklerimiz.
See, sometimes the design itself is unique, so once we do put it all together, we can compare it to other exemplars in our evidence database And see if the bomb was built by somebody we may have already come across.
Bak, bazen tasarım, kendince tektir yani hepsini bir araya getirebilirsek veri tabanımızdaki diğer örneklerle karşılaştırıp önceden karşılaştığımız biri tarafından yapılıp yapılmadığını anlayabiliriz.
No. No, it's just the best we can do if our family wants to stay together.
Hayır ama aile olarak bir arada kalmak istiyorsak, elimizden gelenin en iyisi bu.
We can get this done, but we gotta do it together.
Altından kalkabiliriz, ama birlikte çalışmalıyız.
That's it. I don't know why we can't just do this together.
Bunu neden birlikte yapamayız, bilmiyorum.
Well, you don't seem to want to talk to me these days, so I figured it's the one thing that we can do together without speaking.
Son günlerde benimle pek konuşmak istemiyorsun Ben de birlikte yapabileceğimiz bir şey olduğunu düşündüm. Konuşmadan..