English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / We didn't get that far

We didn't get that far traduction Turc

27 traduction parallèle
You can't hijack me, we're on the same side, or didn't you get that far in school?
Beni kaçıramazsın. Aynı taraftayız. Bunu anlayacak kadar okumadın mı?
We didn't even get that far.
Biz o kadar bile gidemedik.
We didn't get that far.
O kadar ileri gitmedik.
We didn't get that far, but if we had, I would have - I would have explained to you that it just doesn't work for me.
Henüz o aşamaya gelmemiştik, ama gelseydik, ben - monogaminin bana uygun olmadığını sana söyleyecektim.
- No. We didn't get that far.
O kadar ileriyi konuşmadık.
We didn't get that far.
O kadar ileriye gidemedik.
We didn't get that far.
Henüz o kadar ilerleyemedik.
I didn't think that we get anyone since we're so far out.
Bu kadar zamandır dışarıda olduğumuzdan için kimseyi alamayız diye düşünmüştüm.
We didn't get that far.
O kadar da değil.
we didn't get that far.
O kadarını konuşmadık.
Jeff, actually, we didn't get that far without you... so if you want to come back upstairs- -
Jeff, aslında, sen olmadan çok fazla ilerleme kaydedemedik bu yüzden eğer yukarı geri gelmek istersen...
No, we didn't get that far.
Hayır, o kadar yaklaşmadık.
We didn't get that far, believe me.
İnan bana birbirimize çok uzaktık.
- We didn't get that far, but tell me where the dots begin and I'm sure we can connect them.
- Onu bilmiyoruz ama bana bunu nerede dile getirdiğini söylersen eminim ki buluruz.
What happened in the house with Wo Fat? - We didn't get that far.
- Oraya gelemedik.
- We didn't get that far.
- Oraya kadar gelemedik.
I don't know. We didn't get that far.
Bilmiyorum, çok konuşmadık.
We didn't get that far. Like I said, he's not well.
Dediğim gibi durumu iyi değil.
Dinner would imply food. We didn't get that far.
Yemek deyince, bir şey yemek akla geliyor, oraya varamadık.
- We didn't get that far.
- Biz o kadar alamadım.
Now, we know that when Lexi ran she didn't get very far, so Clark's got to be holding Cara somewhere nearby.
Yere yakın yani Clark Cara tutan olmalı Şimdi, biz Lexi koştu zaman o çok uzak alamadım, biliyorum.
We didn't get that far.
O kadar konuşmadık.
We tried that once. We didn't get very far.
Onu denemiştik, pek de uzağa gidemedik.
We saw that it had pinged a cell tower up in Canada, but when we inquired with local law officials, we didn't get very far.
Kanada'da bir kuleden sinyal aldık. Ama oranın yerel polisinden bilgi istediğimizde bir şey bulamadılar.
We didn't get that far.
Oraya kadar gelemedik.
Uh, no, we didn't get that far.
Uh, hayır, o kadar uzaklaşmadık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]