We found them traduction Turc
763 traduction parallèle
And when they are found well, you know how we found them.
Ve bulunduğunda.. .. nasıl bulunduğunu biliyorsunuz.
We'll fix things just as we found them the night of the murder.
Eşyaları, cinayet gecesi onu bulduğumuz hale getirelim.
- We found them under a rock.
- Tas altïnda bulduk.
We've got to leave things as we found them.
Herşeyi bulduğumuz gibi bırakmamız gerekiyor.
We found them agreeably talkative.
Hoş bir biçimde konuşkanlar.
We found them hiding in a cellar, sir.
Onları mahzende saklanırken bulduk komutanım.
And we found them both.
Onları da biz bulduk, delikanlı.
We found them.
Onları bulduk biz.
We found them!
Bulduk!
- Aren't you interested in how we found them?
- Onları nasıl bulduğumuzla ilgilenmiyor musun?
- We found them, Sergeant Mike.
- Onları bulduk, Mike Çavuş.
We found them!
Onları bulduk!
We found them with the letter by Eitai Bridge
Eitai Köprüsü'nün orada eşyalarıyla birlikte bu mektubu da bulduk.
- We found them.
- Onları bulduk.
- Well, I hope we found them all.
- Umarım hepsini bulmuşuzdur.
We found them near the perimeter, sir.
Bunları sınırın civarında bulduk, efendim.
We found them consorting with the enemy.
Düşmanla işbirliği içindeydiler.
We found them sleeping here when we came in to clean.
Alexander'la salonu düzeltmeye geldiğimizde, bu bayları uyurken bulduk.
- At least we found them.
- En azından onları bulduk.
We found them totally uninterested in medical aid or hospitals.
Tıbbi yardım veya hastanelerle ilgilenmiyorlar.
We found them, seared to a crisp.
Onları kavrulmuş durumda bulduk.
- Yes, we found them, and they won't bother us again.
- Evet. Tekrar rahatsız etmeyecekler.
We found them.
Onları bulduk.
We found them out at McBain's place.
Onları McBain'in orada bulduk.
We found them.
Onları buldum.
Well, back in 1971, when we first came up here, we collected many of the rock types and then took them back to our laboratory to do the radioactive dating analysis, and we found that many of these rock types around here
1971'de, buraya ilk geldiğimizde birçok kaya türünden örnekler topladık ve radyoaktif tarihleme analizi yapmak için laboratuarımıza götürdük ve orada buradaki birçok taş türünün neredeyse 3.800 milyon yaşında olduğunu öğrendik.
We found it very hard to film them.
Bazılarını filme almakta büyük zorluklar çektik.
We just found out that one of them is A.P. Kirby.
A.P. Kirby de aralarındaymış.
If we'd found them emeralds, we could've left the army... and lived like dukes. See?
O zümrütleri bulsaydık, ordudan ayrılır... ve dükler gibi yaşardık.
Naturally we'd have given anything to have found them alive.
Tabii ki onları canlı bulmak için her şeyimizi verirdik.
You think we found them on the street?
Otuz varili yol kenarında bulduğumuzu mu sanıyorsunuz?
I wished we'd found them yesterday.
Keşke onları dün bulsaydık.
Have them send out steam shovels and dig up that whole area where we found the station wagon.
Ekskavatör yollasınlar ve steyşın vagonu bulduğum alanı tamamen kazsınlar.
You know, the wife spent the whole day today polishing up those specimens we found out around Barstow. She's pretty proud of them.
Biliyor musun, karım bugün tüm gününü Barstow civarında bulduğumuz numuneleri parlatmakla geçirdi.
I just wish we had found one of them, that's all.
Bunlardan birini yerine getirmemi istiyormuş.
Now, what if we found you four fine locations... and fitted them up for you?
Ya size dört güzel mekan bulup sizin için hazırlarsak?
- We have found them.
- Onları biz bulduk.
Father found some pipe tobacco in the pocket of his coat, and we made them.
Babam paltosunun cebinde biraz pipo tütünü buldu, biz de bunları yaptık.
We looked for the good in them, and we found it, didn't we?
İçlerindeki iyi şeylere baktık, ve buldukda, öyle değil mi?
We had found them.
Bulduk.
Well, we found what was left of one of them.
Birinden geriye kalanları bulduk.
They must have found something that makes them immune while we must remain in these protective machines and cannot go out of our city.
Biz bu koruyucu makinelerin içinde kalıp şehrimizin dışına çıkamazken onlar kendilerine bağışıklık kazandıran bir şey bulmuş olmalılar.
We've found footprints but no trace of them.
Ayak izleri bulduk amaama bir işaret bulamadık.
No, we ain't found them ain't.
Onları henüz bulamadık.
We haven't found a way to destroy them yet, but shall attack them with everything we can.
Onu yok etmenin bir yolunu henüz bulamadık ama mümkün olan her yoldan saldıracağız.
We'll rest after we've found them.
Onları bulduktan sonra bolca dinleneceğiz.
How very fortunate for them that they were not there to plead mercy for the doomed family, because otherwise, we would have found their corpses, too.
Bahtsız aile için merhamet dilenmek üzere... orada olmamaları büyük şans... aksi takdirde... onların da cesedini bulacaktık.
I can assure Your Majesty my report will state the facts exactly as we have found them.
Garanti veririm ki Majesteleri, tam olarak ne bulduysak raporum da onu ifade edecek.
We've looked everywhere for them, but we haven't found Moriuchi or the vagrant.
Her yeri aradık. Lâkin Moriuchi ile avareyi bulamadık.
... but you know, Harry's clothes, the ones we found by the pool, he didn't wear them that night according to the inspector.
Ama şu elbieler, Harry'ninkiler... Havuzun başında bulduklarımız, Dedektif, Harry'nin o gece o elbiseleri giymediğini düşünüyor.
Later we found out those in charge of getting rid of the ashes of the executed found their way blocked by snow and decided to throw them on the roadside.
Daha sonra, kendimizi idam edilenlerin küllerinin yok edilmesinden sorumlu olarak bulduk. Kar yolları kapattığından külleri yol kenarına dökmeye karar verdik. Şoför espri yapmıştı.
we found 55
we found nothing 22
we found the car 17
we found something 53
we found it 143
we found her 54
we found you 28
we found him 147
we found this 61
found them 38
we found nothing 22
we found the car 17
we found something 53
we found it 143
we found her 54
we found you 28
we found him 147
we found this 61
found them 38
theme 39
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16
them 588
themselves 24
theme song 16
themed 19
theme music playing 79
theme music 17
them's the rules 20
them too 26
theme song playing 16