We had a good time traduction Turc
300 traduction parallèle
We had a good time, too, two years ago when we were here on our honeymoon.
Biz de iki yıl önce balayımızda burada iyi zaman geçirmiştik.
We had a good time together.
Birlikte iyi vakit geçirdik.
But we had a good time.
Gene de iyi eğlendik ama.
- We had a good time, didn't we?
- İyi vakit geçirdik, değil mi?
We had a good time at Skeggy though, didn't we?
Skeggy'de güzel vakit geçirdik, değil mi?
But Catherine, we had a good time last night,
Catherine, dün gece çok güzel saatler geçirdik.
- Yeah, we had a good time.
- Evet. Harika vakit geçirdik.
And we had a good time, all right?
Ve çok iyi vakit geçirdik.
I'm glad we had a good time.
İyi vakit geçirdiğimize sevindim.
We had a good time when last we met, didn't we?
Son karşılaşmamızda iyi zaman geçirdik değil mi?
Yeah, we had a good time.
Evet, güzel vakit geçirmiştik.
I want you to know we had a good time.
Bilmeni isterim ki iyi zaman geçirdik. Karın çok güzel yemekler hazırladı.
Maybe we could meet someplace where we had a good time together before.
Belki eskiden birlikte iyi vakit geçirdiğimiz bir yerde buluşabiliriz.
We had a good time.
Yaklaşık dört Amerikalı oturup beş saat sohbet ettik. İyi vakit geçirdik.
We had a good time out there too.
Orada da iyi eğlendik.
- Look, we had a good time.
- Bak, iyi vakit geçirdik.
She took me to her house... and I think we had a good time.
Beni evine götürdü ve sanırım iyi zaman geçirdik.
- But we had a good time.
- Ama iyi vakit geçirdik.
# We had a good time on the way to the moon, didn't we # #
♪ Ay yolculuğunda çok güzel vakit geçirdik değil mi? ♪ ♪
We had a good time.
İyi zaman geçirdik.
Do you remember last year, when we had fun, when we had a good time?
Geçen sene ne kadar eğlendiğimizi anımsıyor musun?
So we had a good time, the four of us.
Dün dördümüz iyi vakit geçirdik.
We had a good time. Well...
İyi vakit geçirdik.
You know, we'd never had such a good time before you came.
Siz gelmeden önce hiç böyle harika vakit geçirmemiştik.
You know, we never had such a good time before you came.
Siz gelmeden önce böyle güzel vakit geçirmemiştik.
- We had such a good time.
- Çok güzel vakit geçirdik.
While I was there, these men... kind of guests, you might say... we'd get together and horse around a little bit and sing...'cause we were havin such a good time... and we always had a lot of fun with this one, "The Jailhouse Rock."
Ben oradayken... bu adamlarla, ki onlara misafirler diyebiliriz... hep birlikte eğlenip oyalanır, şarkı söylerdik... çünkü çok iyi vakit geçiriyorduk. Bu şarkıdan çok keyif alırdık : The Jailhouse Rock.
– We had a good time.
İyi vakit geçirdim.
We all had a good time and got our rocks off.
Hepimiz iyi vakit geçirdik.
We have had our differences from time to time... but I still think you'll make a good soldier.
Zaman zaman fikir ayrılıklarımız oldu fakat hala senin iyi bir asker olacağını düşünüyorum.
But we had ourselves a good time, man.
Ama iyi zaman geçirdik.
We climbed in the back seat We really had a good time
Arka koltuğa geçerdik Gerçekten iyi eğlendik
We really had a good time.
İyi vakit geçirdik.
We've had a real good time and solved a crime real easily
Çok güzel dakikalar yaşadık Ve bir hırsızlığı kolayca çözdük
We had such a good time.
Çok eğlenmiştik.
We had a really good time together.
Iyi vakit geçirdik.
We've had a good time.
15 01 : 06 : 14 : 10 Çok iyi vakit geçirdik.
We were having such a good time, and you had to go do this! Please...
Ne güzel eğlenirken sen bunu yaptın!
We knew we had a good story this time... because it had everything in it.
Bu sefer elimizde iyi bir hikaye olduğunu biliyorduk... çünkü içinde her şey vardı.
And we sure had a good time last year, didn't we, partner?
Ve geçen sene oldukça iyi vakit geçirdik, öyle değil mi ortak?
- To help you have a good time? When was the last time we had a good time?
En son ne zaman iyi vakit geçirdik?
Especially since we threw aside our plans, and we had a great trip planned, to come up here to show these dead-asses how to start to learn to have a good time.
Özellikle, bu kanı donuklar nasıl iyi vakit geçirilir öğrensin diye planlarımızı bir kenara atıp, buraya gelmemiz. Tatilimi mahvettiğiniz için teşekkürler.
- We had a damn good time, didn't we?
- Çok eğlendik, değil mi?
We had such a good time.
Çok güzel günlerimiz oldu.
We really had a good time.
Gerçekten iyi vakit geçirdik.
We always had a good time.
Hep eğlenirdik.
Kathy, it looked like we had a good deploy on time.
Kathy, tam vaktinde iyi bir yayın vermişiz gibi göründü.
All we knew about Havana was the lights in the Prado never went out and you had a damned good chance of having the time of your life.
Havana ile ilgili tek bildiğimiz Prado'daki asla sönmeyen ışıklardı. Ve iyi vakit geçirmek için mükemmel bir yer olduğuydu.
Good thing it was a boy this time, we thought that God had abandoned you.
Bu sefer oğlan olması, ne güzel! - Tanrının bizi terk ettiğini düşünüyorduk. - Bende öyle.
" And up until last night, we had a real good time.
"Ve dün geceye kadar, Gerçekten iyi zaman geçirdim"
We had such a good time by the time I got to the police garage, it was closed.
O kadar iyi vakit geçirdik ki polis garajına gittiğimizde kapanmıştı.