We know who he is traduction Turc
320 traduction parallèle
How will we know who he is?
Onun kim olduğunu nasıl bileceğiz?
Now that we know who he is, we may be able to take care of him sooner than expected.
Şimdi onun kim olduğunu biliyoruz. İşini beklediğimizden daha çabuk bitirebiliriz.
General Lu has sacrificed for the country You can't... Since we know who he is...
General Lu ülkesi için kendisini feda etti ama sen... böyle bir ünü varsa... onu bırakmamak en iyisi.
It doesn't matter.We know who he is, which is more than before tonight.
Önemli değil. onun hakkında dünden daha fazlasını biliyoruz.
We know who he is now
Biz artık onun kim olduğunu biliyoruz.
We know who he is.
Kim olduğunu biliyoruz.
- We know who he is, Blanche.
- Kim olduğunu biliyoruz Blanche.
- Starling, we know who he is.
- Starling, kim olduğunu biliyoruz.
You can't kill anyone until we know who he is, can you?
Kim olduğunu bilmediğin birini öldüremezsin, değil mi?
- We know who he is.
- Kim olduğunu biliyoruz.
We know who he is, now let's go home.
Kim olduğunu biliyoruz. Hadi, eve git.
We think we know who he is.
Onun kim olduğunu düşünüyoruz.
- Do we know who he is? - Jim.
Kim olduğunu biliyor musun?
[G.B.] So sorry to interrup t such a scintillating conversation, but what we want to know more than anything right now is how to end this attack and stop him, not who he is or where he comes from.
Böylesine canlı bir sohbeti böldüğüm için üzgünüm ama şu anda her şeyden çok bilmek istediğimiz, bu saldırıyı ve onu nasıl durduracağımız. Kim olduğu ya da nereden geldiği değil!
The boy will never know who he is or how we robbed him.
Çocuk kim olduğunu ve onu nasıl soyduğumuzu asla bilmeyecek.
Pretty soon we'll know who that somebody else is. He'll show.
Yakında onu da öğreneceğiz.
We know that his name is Matsuoda. Now, who is he?
İsminin Matsuoda olduğunu biliyoruz.
We don't even know who he is.
Kim olduğunu bilmiyoruz.
All we know is he's the piano man who's raising his kid brother and who minds his own business.
Hakkında çok az şey biliniyor. O bir piyanisttir. Küçük kardeşini yetiştiriyor.
But each one is a man, and we don't even know who he is, if he loves a woman, if he has kids, if he prefers movies or plays.
O adamların hepsinin bir hayatı vardı biz farketmesek bile... Kime aşık idiler, çocukları var mıydı sinemayı mı yoksa tiyatoyu mu seviyorlardı?
How do we know who this fellow is? Or what he is?
Bu adamın kim olduğunu veya ne olduğunu nereden bilelim?
Now that I know who he is, we'll have him watched.
Artık kim olduğunu bildiğimize göre takip edebiliriz.
- We don't know who he is.
- Kim olduğunu bilmiyoruz.
That means that we now know he's a man who smokes cigars, who dresses with elegance and who is left handed.
Tüm bunların anlamı, adamımızın gayet şık giyindiğini, sigara içtiğini ve sol elini kullandığını biliyoruz.
Unfortunately, we won't know who he is until he's killed you.
- Hayır! Uyarıyorum, sizi hedeflerine alacaklar.
What do we know about him? Who is he?
Onun hakkında ne biliyoruz?
Yes, sir, we do, but we don't know who he is yet.
Evet, efendim, var, fakat kim olduğunu henüz bilmiyoruz.
By then we will know who he is
İşte o zaman onun kim olduğunu anlarız
And we don't know who he is or what he intends?
Ve biz onun kim olduğunu veya ne amaçladığını bilmiyoruz?
It doesn't appear Wang and this gentle fellow... would know kung fu But as this figurine is crushed... how can we tell who he is!
Çünkü ne Wang... ne de diğer kibar kişi... kung fu biliyor gibi gözükmüyor ama bu heykel kırılmış kim olduğunu nasıl anlayacağız
We do not know who he is.
Onun kim olduğunu bilmiyoruz.
We don't even know who he is yet.
Kim olduğunu bilmiyoruz.
We can't fight unless we know exactly who he is and how powerful he is.
Onun gerçekte kim olduğunu ve ne kadar güçlü olduğunu bilmeden onu alt edemeyiz.
We have his voice on tape, but we don't know who he is or where to find him.
Sesi teybe kayıtlı ama kim olduğunu ve nerede bulabileceğimizi bilmiyoruz.
We know exactly who he is.
Tam olarak kim olduğunu biliyoruz.
We do not know where it is, or who he is.
Ama kim ve nerede olduğunu bilmiyoruz.
But each one is a man, and we don't even know who he is, if he loves a woman, if he has kids, if he prefers movies or plays.
O adamların hepsinin bir hayatı vardı biz farketmesek bile... Kime aşık idiler, çocukları var mıydı, sinemayı mı yoksa tiyatoyu mu seviyorlardı?
We still don't know who he is.
Hala onun kim olduğunu bilmiyoruz, pOİROT.
We don't know who he is.
Kim olduğunu bilmiyoruz.
We know it is easier to answer the prayers of a man who has answered the prayers of others, but if he should come to you for relief of pain- -
Başkalarına yardım edenlerin dualarına cevap vermek kolaydır.. .. ama acıdan kurtulmak için sana gelirse..
We don't know who the leader is, what he or she looks like.
Liderin kim olduğunu ya da neye benzediğini, bilmiyoruz.
Benedict can do damn near anything with the ticket, but we still know who he is.
Ama biz kim olduğunu biliyoruz.
We don't know who's been infected, but someone here is not what he or she appears.
Kime ekim yaptıklarını bilmiyorum ama buradakilerden biri göründüğü gibi değil.
She's working with a contact, but we still don't know who he is.
Biriyle ortak çalışıyor, ama biz hala onun kim olduğunu bilmiyoruz.
We don't know what he does off duty, who he really is.
İş dışında ne yapıyor, nasıl biridir hiç bilmiyoruz.
We know who her father is, and he's rich.
Babasının kim olduğunu biliyoruz, çok zengin.
It says that the prophet Muhammad invoked it centuries ago to banish Javna back to wherever the hell he came from. Yeah, well, the problem is, we don't know who Javna really is, let alone where he is.
diyor ki yüzyıllar önce Muhammed peygamber geldiği cehenneme geri dönsün diye dua etmiş evet, sorun şu ki, Javna'nın gerçekte kim, olduğunu bilmiyoruz.
That he has access to everything, all our work, and we don't know who he is.
Her şeye, yaptıklarımıza erişebilen biri. Ve bu adamın kim olduğunu bilmiyoruz.
We were wondering if you might know who he is.
Onu tanıyıp tanımadığınızı merak ettik.
We just don't know who he is.
Sadece kim olduğunu bilmiyoruz.
And for those non-handsome, short, strange little men - - I think we know who we're talking about, John - - he needs an equalizer.The equalizer is money. Let me say it again -
Yakışıklı olmayan, kısa, garip olanlarının, sanırım kimden söz ettiğimizi biliyoruz, bir dengeleyiciye ihtiyaçları vardır.