We need to talk to him traduction Turc
230 traduction parallèle
I think we need to talk to him with our fists.
Sanırım seninle farklı bir dilden konuşacağız.
- Tell that ant that we need to talk to him right now.
- Şu karıncaya söyle onunla hemen konuşmalıyız.
- Tell that ant that we need to talk to him right now.
Siz bana inandınız... - Şu karıncaya söyle onunla hemen konuşmalıyız.
We need to talk to him about Mom.
Onunla annem hakkında konuşmamız lazım.
We need to talk to him.
Onunla konuşmamız gerekiyor.
We need to talk to him right away about a woman named Jade Blue Afterglow.
Acilen konuşmamız gerek. Jade Blue Afterglow hakkında.
- which is why we need to talk to him. - We?
- Bu yüzden, onunla konuşmalıyız.
Well, if he does, we need to talk to him.
Tamam, eğer toparlarsa onunla konuşmak istiyoruz.
We need to talk to him.
Onunla konuşmalıyız.
- I think we need to talk to him.
- Bence onunla konuşmalıyız.
Well, we need to talk to him.
Onunla konuşmamız gerek.
- We need to talk to him.
- Kadına hissettirmeden onunla konuşmamız gerek.
We need to talk to him.
Onunla konuşmak istiyoruz.
That's why we need to talk to him.
Bu nedenle onunla konuşmamız gerek.
We need to talk to him.
Mitch Keely.
We need to talk to him for a minute.
Onunla biraz konuşmalıyız.
That's exactly why we need to talk to him.
İşte bu yüzden onunla konuşmamız gerekiyor.
We need to talk to him, ms. Foley.
Onunla konuşmalıyız Bayan Foley.
We'll need to talk to Morane. Maybe you can ask him to come for a drink.
Bizimle bir içki içmesini teklif eder misin?
We don't need to talk to him.
Ona ihtiyacımız yok.
We still need a way to make him talk.
Konuşturmak da lazım.
We'll need to talk to him.
Onunla konuşmamız lazım.
Well, if we're going to let him go back, it looks like I need to have a little talk with those other boys'fathers.
Eğer geri gitmesine izin vereceksek, o çocukların babalarıyla biraz konuşmam gerekecek.
- We'll need to talk to him.
Onunla konuşmamız gerekecek.
We'll need more power to Junction 12-J, and tell Harry I want to talk to him about building a new energy grid.
- J'de daha fazla güce ihtiyacımız var, ve Harry'ye söyle yeni enerji şebekesi inşaası hakkında konuşmak istiyorum.
Well, we'II still need to talk to him.
Yine de onunla konuşmamız lazım.
We just need to talk to him. Is he in?
Sadece onunla konuşmamız gerekiyor.
We're going to need you to talk to him.
Onunla konuşmanız gerekiyor.
The security guy says the elevator still works. We're going to need to talk to him.
Ama güvenlik görevlisi asansörün hâlâ çalıştığını söyledi.
We need to talk to the women who've seen him. Can't do that.
- Onu gören kadınlarla konuşmamız gerek.
And since I don't know where we're gonna find one, you need to talk to him.
Nerede bulabileceğimi bilmediğimden, onunla senin konuşman lazım.
If Preston comes past... give him this... and tell him we need to talk, okay?
Eğer Preston gelirse... Bunu ona verin... Onunla konuşmamız lazım, tamam mı?
We need him to talk.
Onunla konuşmamız icap eder.
Before we talk to him, I need to know where you stand vis-à-vis the president's decision.
Konuşmadan önce Başkan'ın kararıyla ilgili nerede durduğunu bilmem gerekiyor.
We need to talk... about him.
- Şerif. Konuşmamız lazım. Onun hakkında.
We need somebody who can talk to him, somebody he trusts.
Onunla konuşabilecek, güvendiği birine ihtiyacımız var.
We need to meet him, talk to him.
Onunla görüşmemiz, konuşmamız gerekiyor.
- So then I called him today... and I told him that we need to talk... because there were questions and clarifications... and many tiny details that were totally ignored... because he's, like, perfect, you know. - Right.
- Tamam.
Well, we'll need to talk to him.
Onunla konuşmamız gerek.
We just need to talk to him on an unrelated matter.
Hayır. Onunla başka bir konuda konuşacağız.
We need you to talk to him on the phone.
Onu arayıp, konuşmanı istiyoruz.
- We need you to talk to him.
- Onunla konuşmanı istiyoruz.
You know, we don't need to talk to him anymore.
Aslında, onunla daha fazla konuşmamıza gerek yok.
Ms. Nash, right now we just need to talk to him.
Ms. Nash, şu anda sadece onunla konuşmak istiyoruz.
We don't have time to explain, we just need to talk to him, okay?
Açıklayacak zaman yok. Sadece onunla konuşmalıyız. Tamam?
We just need to talk to him.
Sadece onunla konuşmamız gerekiyor.
- We're gonna need to talk to him.
- Erkek arkadaşınla da konuşmamız lazım.
We want the same thing Joe does, but I need to talk to him before he does something crazy.
Joe ile aynı şeyi istiyoruz, fakat o çılgınca bir şey yapmadan onunla konuşmam gerek.
We can't discuss, We just need to talk to him.
Bunu tartışamayız. Onunla konuşmamız gerek.
'Cause we're gonna need to talk to him.
Çünkü onunla yalnız konuşmamız gerekiyor.
Talk to him, make him understand that we need him.
Konuş onunla. Ona neden ihtiyacımız olduğunu anlat!