We should talk to him traduction Turc
104 traduction parallèle
Lev, maybe we should talk to him.
Lev, onunla konuşmalısın.
- We should talk to him directly.
- Onunla direkt konuşmalıyız.
I think we should talk to him.
Gidip onunla konuşalım.
- We should talk to him.
- Onunla konuşmalıyız.
Maybe we should talk to him.
Belki biz onunla konuşmalıyız.
Well, maybe we should talk to him. We could use some publicity.
Biraz reklam işimize yarar.
- I mean, maybe we should talk to him. WES :
- Demek istediğim belki onunla tekrar konuşmalıyız.
Well, I-I still think we should talk to him.
Yine de onunla konuşmalıyız.
Maybe we should talk to him.
- Belki de onunla konuşmalıyız.
We should talk to him, find out why.
Nedenini öğrenmek için, onunla konuşmalıyız.
— We should talk to him.
- Onunla konuşmamız lazım.
But you were the one who said we should talk to him.
Ama, onunla konuşmamız gerek diyen sendin.
Maybe We should talk to him about it.
Belki bu konu hakkında onunla konuşmalıyız.
We should talk to him.
Açmamız gerek.
We should talk to him again.
Tekrar konuşmalıyız.
I didn't say we should talk to him. I just...
- Onunla konuşalım mı demedim ki...
Uh, maybe we should talk to him again.
Anladım. Belki de tekrar konuşmalıyız.
And for that reason, I don't think we should talk to him anymore.
Aynı nedenden ötürü, artık onunla konuşmamalıyız.
Would you hold, please? We should talk to him.
Onunla konuşmalıyız.
Okay, I think we should talk to him.
tamam, Sanırım onunla konuşmalıyız.
By all means, we should talk to him.
O zaman onunla konuşsak iyi olur.
I wondered if we should torture him to make him talk.
İşkence ile konuşturabilir miyiz diye merak etmiştim.
We should try to talk to him.
Onunla konuşmayı deneyelim.
Should we talk to him? How come?
Onunla konuşalım mı?
I think we should try and talk to him.
Bence onunla konuşmaya çalışmalıyız.
Wait, before we panic, we should at least talk to him. You know, get the "straight dope." Also known as "the skinny."
Paniğe kapılmadan önce, en azından onunla konuşmalı ve doğru bilgiyi almalıyız.
We should talk to him.
Onunla konuşmalıyız.
Should we go talk to him?
Girip onunla konuşmalı mıyız? - Hayır.
I just think that once General Fury cools off, we should go talk to him.
General Fury biraz sakinleşince, gidip onunla konuşsak iyi olur.
Guys, we should go in there and talk to him.
Beyler, gidip onunla konuşmalıyız.
Give him a call, and I suppose we should talk to the other parents.
Onu ara ve bence diğer ailelerle de görüşmeliyiz.
We should arrange to have him cleaned up - revealed so to speak - so that Dr. Wyatt and I can talk to him and exploit that connection.
Sözün gelişi, temizlenmesini, açığa vurmasını sağlamalıyız. Böylece, Dr. Wyatt ve ben, bağı açığa çıkarabiliriz.
Move, move. Should we give Nikki a-a chance to talk him down?
Nikki'ye onunla konuşması için şans vermeli miyiz?
We should, like, talk to him.
Gidip onunla konuşmalıyız.
You're saying we should use the cop thing to force him to talk?
Demek istediğin polislik işini kullanıp, onu konuşmaya zorlamak mı?
We should talk to them because if Ramey did kill her brother... let's go. I'm not defending him.
- Onu savunmuyorum.
Maybe we should go talk to him.
Gidip iki sohbet edelim madem.
We should go talk to him.
Gidip onunla konuşmalıyız.
We should at least go talk to him.
En azından gidip onunla konuşalım.
We should go talk to him.
Onunla konuşmalıyız.
I think we should go round there and talk to him.
Bence gidip onunla konuşmalıyız.
Bart called and said we needed to talk, that I should meet him at the building.
Bart aradı ve konuşmamız gerektiğini söyledi onunla binada buluşmam gerekiyormuş.
Should we talk to him through Internet, too?
Biz de onunla internet aracılığıyla mı konuşsak?
Well, we should at least talk to him.
O kadar geldik, konuşalım bari.
He looks how he always looks. I just think that maybe we should bring this up again and give him the chance to talk about it.
Her zamanki gibi görünüyor.... ona bir şans daha vermeliyiz.
I'm saying that we should just talk to him.
Ben sadece onunla konuşmamız gerektiğini söylüyorum.
- Should we talk to him? He's here.
Derhal kendisiyle görüşelim diyorum.
- We really should go talk to him.
Onunla konuşmamız lazım.
Yeah, well, we should talk to him again.
Onunla tekrar konuşmalıyız.
Last we met, I had a perception that you should talk to him again.
Son karşılaşmamızda, onunla tekrar konuşman gerektiğini söylemiştim.
Can you give us his address? We should go and talk to him.
- Adresini verebilir misin?