We spoke traduction Turc
2,093 traduction parallèle
But many things have changed since last we spoke.
Ama son konuştuğumuzdan beri birçok şey değişti.
I think we spoke earlier.
Daha önce konuşmuştuk.
Mrs. Romero, we spoke to your husband.
Bayan Romero, kocanızla konuştuk.
Ethel didn't work yesterday ; we spoke to the bank manager.
Ethel, dün işe gitmemiş, banka müdürüyle görüştük.
We spoke to the front desk.
- Görevlilerle konuştuk.
- Saul, this man that we spoke of before- - this- - this person that you said could- - could disappear me, give me a whole new life- -
Şu önceden konuştuğumuz adam beni ortadan kaybedecek olan bana yepyeni bir hayat verecek olan...
The boy we spoke to.
Konuştuğumuz çocuk.
Last we spoke, you were about to show him the true death.
Son konuştuğumuzda gerçek ölüme çarptırmak üzereydin.
Five days ago. We spoke on the phone.
5 gün önce telefonla konuştuk.
We spoke on the phone every once in a while, but...
Arada bir telefonla görüşüyorduk ama...
I thought that's how we spoke to each other.
Birbirimizle böyle konuşuyoruz sanmıştım.
We spoke from the plane.
Uçaktan konuşmuştuk.
We spoke about the cicadas
Ağustos böceklerinden konuşmuştuk.
- Tom, yes. We spoke on the phone.
Telefonda konuşmuştuk.
Sgt. McCluskey IIB, we spoke on the telephone.
BAB'tan Çavuş McCluskey, telefonda konuşmuştuk.
We spoke to the owner of the gun shop up in New Hampshire.
New Hampshire'daki silah dükkanını sahibiyle konuştuk..
We spoke on the phone.
Telefonda konuşmuştuk.
- Last time we spoke, you mentioned you and Rebecca were friends.
Geçen konuştuğumuzda, Rebecca ile arkadaş olduğunuzdan bahsetmiştin.
I had texted him before we spoke.
Biz konuşmadan önce ona mesaj atmıştım.
If I knew anything else, I would've mentioned it the last time we spoke.
Bir şey bilseydim son konuşmamızda söylerdim.
Sir. We spoke with every employee at the Bank of Toronto.
Efendim, Toronto Bankası'ndaki bütün çalışanlarla konuştuk.
Oh, from the little we spoke, I gathered that you two are acquainted.
- Anladığım kadarıyla,.. ... sanırım tanıdıkmışsınız.
- We spoke in the day, right?
- Ee gündüz konuştuk ya. - Konuştuk tabii.
You gave me your word we spoke in confidence.
Söz verdin, güvenli şekilde konuşmuştuk.
You're looking for reasons to talk to me because the last time we spoke, you asked me out, and I said no.
Benimle konuşmak için bahane arıyorsun çünkü son defa konuştuğumuzda bana çıkma teklif etmiştin, ve ben hayır demiştim.
We spoke about going away.
Hep bir yerlere gitmekten bahsederdik.
Are you sure about that? Because the last time we spoke you were pretty scared that I was gonna ruin it.
Çünkü son konuştuğumuzda mahvetmemden korkuyordun.
- We spoke to a cab driver that said he took this man here, waited for him.
Bu adamı buraya getirip onu beklediğini söyledi. Kim olduğu biliyor musun?
We spoke about Alex Purvis, that's right.
Biz şey hakkında konuşmuştuk... Alex Purvis...
We... we spoke all the time.
Sürekli konuşuyorduk.
Uh, we-we spoke to your fish dealer this morning.
Bu sabah balık satıcınızla görüştük.
Oh, we went to an Indian restaurant, and he spoke Hindi with the waiter.
Hint Restoranı'na gittik. Garsonla Hintçe konuştu.
Sean, we've become aware of a few things since we last spoke.
- Sean, seninle son konuşmamızdan sonra
We never met, we never spoke, we never had any contact whatsoever.
Hiç tanışmadık. Hiç konuşmadık. Hiçbir şekilde irtibat kurmadık.
At first, we thought she was one of them, but then she spoke.
İlk başta, onlardan biri olduğunu düşündük ama sonra konuştu.
Mr. Ambassador, when we first spoke of using your planet's core as the power source to dial the nine chevron address, it was a scientific mystery. Now it has become a necessity.
Sayın Büyükelçi,... dokuzuncu sembolü çevirmek için gezegeninizin çekirdeğini kullanma fikri ilk konuşulduğunda bu sadece bilimsel bir meraka dayanıyordu,... ama artık bu bir ihtiyaç meselesi.
I stopped trying to talk to him right about the time he stopped caring if we ever really spoke.
Söylediklerimi dinleyip, dediklerime değer vermekten vazgeçtiği an ben de onunla konuşmaktan vazgeçtim.
And for weeks, we never spoke to each other.
Haftalarca birbirimizle konuşmadık.
Then I want to know who he spoke to, because we speak to someone different
Daha önce konuştuğumuz kişi kimdi? Çünkü her seferinde farklı
We're from different cultures, spoke different languages,
Farklı kültürlerden geliyorduk. Farklı dilleri konuşuyorduk.
We know you spoke to Anna the night she was killed,'cause I did, too.
Öldürüldüğü gece Anna'yla konuştuğunu biliyoruz çünkü ben de konuştum.
You spoke, and we listened.
Siz eleştirdiniz, biz dinledik.
- Nothing since we last spoke.
- Son konuştuğumuzdan beri hayır.
If we can't find her, at least we can find out who they spoke to last.
Onu bulamasak bile en azından en son kiminle konuştuklarını bulabiliriz.
The day that we met at group, before you and I spoke... you kept checking your watch.
Gurupta tanıştığımız gün, sen ve ben konuşmadan önce saatine bakıp duruyordun.
We never spoke again.
Bir daha hiç konuşmadık.
I spoke with the attorneys in Shenzhen this morning, and we have a new settlement offer.
Bu sabah Shenzhen'de ki hukuk müşavirleri ile konuştum, ve yeni bir uzlaşma teklifinde bulundular.
I didn't wanna listen to him, so I walked out. And that was the last time we ever spoke.
Söylediklerini dinlemek istemedim ve çıkıp gittim ve bu onunla yaptığımız son konuşma oldu.
And as we read in First Corinthians, chapter 13, verse 11, " when I was a child, I spoke like a child.
Ve First Corinthians suresinin 13. bölüm 11. ayetinde söylendiği gibi : "Çocukken, çocuk gibi konuştum."
Lord Eddard, when we last spoke you offered me some counsel.
Lord Eddard, son konuştuğumuzda bana akıl vermiştiniz.
Francis, when we last spoke, you reminded me of something.
Francis, son konuştuğumuzda bana bir şeyi hatırlattın.
we spoke on the phone 133
we spoke earlier 17
spoken 43
spoke too soon 17
we spent 20
we split 25
we split up 76
we spoke earlier 17
spoken 43
spoke too soon 17
we spent 20
we split 25
we split up 76