English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / Weasel

Weasel traduction Turc

1,072 traduction parallèle
If he was a healthy weasel, the chicken didn't say anything.
Eğer gelincik sağlıklı olsaydı, tavuk bir şey söyleyemeyecekti.
Weasel.
Hyar.
It disgusts me to see how you weasel around trying to please everybody. "
İki yüzlü bir şekilde oratalıkta dolanıp herkesi mutlu etmeye çalışmamız midemi bulandırıyor. " demiş.
Whatever game it was everybody was playing, sure as eggs is eggs, Roxy the Weasel had been scrambled.
Adına ne derseniz deyin, herkes içindeydi oyunun. Sansar Roxy, bir yumurta gibi kırılıp çırpıldı!
Reports are coming in of a gangland incident on the Lower East Side, involving a certain Robert Robinson, known to the police as Roxy the Weasel, believed to be a member of the gang of alleged mobster king
Doğu yakasının aşağılarında meydana gelen olayla ilgili bilgiler elimize ulaşmaya devam ediyor. Polisin, Sansar Roxy olarak adını taktığı Robert Robinson Şişko Sam Stacetto'nun çetesine mensuptu.
I knew that I had been drinking... so I went to see the professor this morning... and I found this little weasel of a guy in his room.
İçmiş olduğumu biliyordum... o yüzden bu sabah profesörü görmeye gittim... ve şu ufak gelincik kılıklı adamı onun odasında buldum.
All right now, old fox or weasel.
Pekala, seni yaşlı tilki ya da gelincik.
From now on, your Delta Tau Chi name is Weasel.
Sein adın'Güve'.
When the fox came, and others like the dog and cat the hawk and weasel to each of them, Frith gave a desire to hunt and slay the children of El-ahrairah.
Tilki ve diğerleri, kedi, köpek, şahin ve gelincik geldiğinde... Frith onlara El-ahrairah'ın çocuklarını avlama arzusunu da verdi.
I am busy. The fox and weasel are coming.
Tilki ve gelincik gelmek üzere. "
All right then, look, you little weasel, I carried you and... The designers of the'30s rediscovered the beauty of the shape of a woman.
Pekala, bak şimdi seni küçük çakal, seni taşıdım ve... 30'lu yılların modacıları kadının güzelliğini yeniden ortaya çıkarttı.
What are you doing out here, Weasel?
Burada ne yapıyorsun, Weasel?
Yeah, Eva married this fellow called Weasel Phillips.
Evet, Eva, Weasel Phillips diye biriyle evliydi.
I guess I owe Weasel Phillips a case of beer after all.
Sanırım Weasel Phillips'e bir kasa bira borçluyum.
Weasel.
Weasel.
Oh, Weasel!
Oh, Weasel!
Lf you'll excuse me, Mr. Weasel.
- Müsadenizle Bay Weasel.
Oh yes, of course, Mr. Weasel.
- Evet, Bay Weasel.
Bernard, we must find an office here for Mr. Weasel.
Pekala Bernard, Bay Weasel'a burada bir ofis ayarlıyoruz.
Has the weasel had a copy of the invoice for the new American addressing machines?
Şu bizim kurnaz tilkiye yeni Amerikan adresleme makinelerinin faturasının nüshalarını verdiniz mi?
- Shut up, Weasel.
- Kes sesini, Weasel. Sana soran oldu mu?
Good morning, Mr. Weasel.
- Günaydın Bay Weasel.
I think that's a very good idea, Mr. Ferret erWeasel.
Bence güzel fikir Bay Hafiye, Weasel, aman Weisel.
So what else is our friend Weasel up to?
Dostumuz Weasel başka neyin peşinde?
A lying, weasel like you couldn't resist.
Senin gibi yalancı bir çakal dayanamazdı.
I reached out to her. That weasel.
Ben de ona elimi uzattım, o sansara!
You're not gonna weasel your way out of it this time.
Bu sefer kurnazlık yapamayacaksın.
- Hey. That's the jerk that made us lose. - Yeah, you little weasel.
- Evet, seni küçük sansar.
He works for Donny, and he's just a plain little weasel.
Donny için çalışıyor ve biraz kurnazdır.
- That Scottish weasel.
- O İskoç sansarını.
Because he's a thieving Scottish weasel.
Çünkü o hırsız bir İskoç sansarı.
- Thieving Scots weasel!
- Hırsız İskoç sansarı!
Look, Mr. Weasel rising from the dead.
Bak, Bay Sansar diriliyor.
Something like a stoat or a weasel?
Yani kakım ya da samura benzer bir şey mi?
Oh, no. His reputation as a first-class weasel is still very much intact.
Hayır, bir numaralı pislik olarak hala ününü koruyor.
Get outta here, weasel!
- Defol buradan, sefil!
I gotta go shake the weasel.
Tuvalete gitmem lazım.
You are, by nature, a weasel.
Doğuştan kurnazsın.
Hey, forget about that weasel.
Hey, unut şu çakalı.
You better get back in the story, you little weasel.
Öyle mi? Hikayeye dönsen iyi edersin, sinsi herif.
You gonna weasel out of it?
Kirişi kırmak istiyorsun?
Are you gonna weasel out on me?
Beni terk mi edeceksin yoksa?
- Weasel.
- Korkak tavuk.
- I'm not a weasel.
- Korkak tavuk değilim.
Except we're missing one weasel and that one belongs to Ellen.
Bir sansar hariç ve o Ellen'a daha uygun.
You little snot-nosed weasel.
Seni sümüklü velet.
It isn't every day a man wakes up to discover he's a screaming bender with no more right to live on God's clean earth than a weasel.
Bir insan, her Allah'ın günü, Tanrı'nın tertemiz dünyasında bir çakaldan fazla yaşamaya hakkı olmayan frapan bir homo olduğunu keşfederek uyanmaz.
It isn't every day a man wakes up to discover he's a screaming bender with no more right to live on God's clean earth than a weasel.
Anladın mı? Bira istediğinizde, size su vereceğim. Percy, senin görevin ise burada kalıp, halamı hoşnut etmek.
- Weasel!
- Çakal!
You little weasel,
Seni küçük çakal,
- A little weasel, but watch your back.
- Serserinin teki, ama dikkatli ol.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]