Weavers traduction Turc
75 traduction parallèle
Your woodworkers and your cloth weavers are all so happy.
Marangozlarınız ve dokumacılarınız o kadar mutlu ki.
I want to aim at materials and designs, Combining the strength and simplicity... Of the old english hand loom weavers, with the color and fire...
Malzeme ve dizaynı, eski İngiliz el dokumalarının sadelik ve sağlamlığı ve canlı Flaman renkleriyle kombine etmeyi amaçlıyorum.
Since the rains came, I've become absorbed in the weavers.
Yağmur yağmaya başladığından beri dokumacılara merak saldım.
The castle gate, the Castle of Laxenburg, the weavers at the cross...
Şato kapısı, Ravenburg Şatosu, çarmıhta yün örenler...
Maybe he has his suits mended by invisible weavers.
Belki elbiselerini de görünmez adamlar dokuyordur.
You husband, I gather he worked at Weavers Engineering.
Senin kocan, onun, Weaver'ın inşaatında çalıştığını öğrendim.
Lastyear's cold weather tooka toll on the mulberries, and we're having trouble getting enough weavers.
Geçen yılki soğuk hava dut ağaçlarını epey hırpaladı ve, biz dokumacılar yeterince kaznamamaktan dertliyiz.
You may be assured, I do not intend now to be schooled in my high office by illiterate farm hands, cobblers and basket weavers.
Emin olun, cahil çiftçilerin, ayakkabı tamircilerinin ve sepetçilerin bana görevimi öğretmesine izin vermeye niyetim yok.
It was Seipel, the christian, if I am not mistaken, and his sons. Spinners and mechanical weavers.
Yanılmıyorsam o Hristiyan Seipel'di, ve oğulları, örgücüler ve mekanik dokumacılar.
The weavers here don't build condos like those in the White Namib.
Buradaki dokumacı kuşları Beyaz Namib'dekiler gibi apartmanlar inşa etmezler.
Hearing weavers for my father's house breathes distant thunder
Babamın evinden dokumacıları duyuyorum, uzak gök gürültüsü soluyor.
What wondrous weavers we have here in Tongola.
Burada, Tongola'da ne muhteşem halı dokuyucularımız var ama.
Work for the weavers!
Dokumacılara iş!
It's broken the backs of farmers, torn the guts out of stonemasons... blinded weavers.
Çiftçilerin bellerini büktü, duvarcıların göbeğini çatlattı dokumacıları kör etti.
Weavers...
Çocuklar, dokumacılar...
Out there among the millers and the weavers and their wives
Dışarıda, değirmencilerin, dokumacıların ve eşlerinin arasında
Pete Seeger, of the Weavers.
Pete Seeger, Weavers ile.
Yeah, he says they need weavers in Hegel's Port.
Yeah, he says they need weavers in Hegel's Port.
Have the orb weavers come in? .
Orb weaver örümCekleri geldi mi?
See, the male orb weavers compete for the female's attention.
Bak, erkek orb weaverlar dişinin ilgisini çekmek için yarışıyorlar.
And the Left, at that time, would have been Pete Seeger... and the Weavers, and Woody Guthrie.
O zamanın solu, Pete Seeger, The Weavers... ve Woody Guthrie'den oluşuyor olabilirdi.
We boast that we make good weavers or switchboard operators out of them, but you know what we really do?
Ne kadar, iyi dokumacı ve telefon operatörleri yetiştirdiğimizle böbürleniyoruz ; ama gerçekte ne yapıyoruz, biliyor musun?
They don't need to know about the basket weavers of Chile.
Şilili sepet örücüleri öğrenmeleri gerekmez.
The wall hangings are of crimson silk by the Huguenot weavers of Spitalfields.
Devam ediyoruz. Burası 45 metre uzunluğunda.
Fine lace from west country weavers.
Batı ülkelerindeki dokumacılarından en iyi danteller.
It's where my weavers are.
Orası benim dokumacılarımın olduğu yer.
I come from a family of weavers.
Örgücü bir aileden geliyorum.
A thousand years ago, a clan of weavers discovered a mystical language hidden in the fabric.
Bin yıl önce dokumacılardan oluşan bir klan, gizli bir suikast tarikatı kurdu.
We are also dream weavers.
Ayrıca hayal dokumacılarıyız.
Well, the Weavers built this house in 1813.
Şey,... Weaverlar bu evi 1813'te inşa etmişler.
Stayed in your family, the Weavers, until 1910.
Weaverlar evinizde 1910'a kadar kalmışlar.
Are you related to the Weavers who built the house?
Evi inşa eden Weaverlar'la yakınlığınız var mı?
The weavers of fate will tell father soon enough.
Kaderin ağları, çok yakında Tanrılardan bahsedecek.
I mean we're dream weavers, Vince.
Burada hayallerimizin peşinden koşuyoruz Vince.
While you two are taking it Ezee. The weavers and I were working.
Siz ikiniz ağırdan alırken, dokumacı kuşlarıyla ben çalışıyorduk.
Weavers, release the flowers.
Dokumacı kuşları, çiçekleri bırakın.
The Weavers never miss a queue.
Dokumacı kuşlar asla sırayı kaçırmaz.
How about we get these Weavers to weave us some jackets?
Bu dokumacı kuşlarına kazak ördürsek nasıl olur?
- Hey Cecil, these Weavers are revolting.
? Asla. - Cecil, bu dokumacılar ayaklandı.
Our first priority is to the get the Weavers back unharmed.
Önceliğimiz dokumacı kuşlarını sağ salim geri alabilmektir.
Your antics out there almost got a basket of Weavers killed.
Senin yüzünden neredeyse bir sepet dokumacı ölüyordu.
Come on, with Ezee's night vision We're gonna find the Weavers.
Hadi, Ezee'nin gece görüşüyle o dokumacıları bulacağız.
Weavers need a lot more grass.
Dokumacı kuşlara daha fazla ot lazım.
- If you listen to what we have found out. The Weavers are...
- Ne bulduğumuzu bir dinlesen...
And that can lead us to the Weavers.
Bu da bizi dokumacılara götürebilir.
- Really? Why those Weavers have to be so brilliant?
Şu dokumacı kuşları neden bu kadar iyi dokumak zorunda?
He saw weavers, took a pillow with him and went to lie on his back below the loom.
Dokumacıları görmüş, yanına bir yastık alıp dokuma tezgâhının altında sırtüstü yatmış.
The Weavers are staying.
Weaver Ailesi kalıyormuş.
These are the Weavers.
Bunlar Weavers.
Dyers, weavers... see for yourself.
Boyacılar, dokumacılar... bir düşün.
We have our own workshop in Bareli, traditional weavers.
Barelide kendimize ait atölyemiz var.