Webbing traduction Turc
87 traduction parallèle
I'll get the webbing off first.
Önce soyulmuş deriyi kaldırmak gerek.
Webbing, packs large and small.
Küçük ve büyük kemer.
Jim Webbing and his It's-the-Emes Truth Department.
Jim Webbing ve onun gerçekler departmanı!
The other segments of the show, Sibyl the Soothsayer Jim Webbing, the Vox Populi, have all developed their own audiences.
Diğer sonuçlar gösteriyor ki Kâhin Sibyl Jim Webbing ve Vox Populi kendi kitlelerini yarattılar.
Jim Webbing and his It's-the-Emes Truth Department.
Jim Webbing ve onun gerçekler departmanı.
Frank, get rid of that scaffolding and replace it with webbing.
Şu iskeleyi kaldırıp dokuma kayışlar koyun.
Front, side back, webbing.
Önünü, yanını arkasını, arasını.
It seems the natives there spin a kind of crystalline webbing that they use to construct their buildings.
Oradaki yerliler binalarını yapmak için bir çeşit kristal ağ örüyorlar.
A band of Nausicaan raiders broke into their Central Museum by using a high-frequency ultrasonic generator to create a sympathetic vibration inside the webbing and shatter it.
Nausicaan yağmacılarından oluşan bir grup Remmiller'in merkez müzesine yüksek frekanslı ultrasonik jeneratör kullanarak girdi. Jeneratörü ağ yapı içinde rezonans titreşimi oluşturup onu parçalamak için kullanmışlardı.
She had a slight webbing.
Eli biraz perdeliydi.
Well... it fried a lot of expensive... neural webbing.
... birsürü pahalı sinirsel ağları yakmış.
Three-day supply of K rations, chocolate bars, charms, candy powdered coffee, sugar, and matches. Compass, bayonet, entrenching tool, ammunition, gas mask. Musette bag with ammo, my webbing, my.45, canteen two cartons of smokes.
Üç günlük kumanya, çikolata, şekerleme, toz kahve, şeker, kibrit, pusula, süngü, kürek, cephane, gaz maskesi, 45'liğim ve cephanesinin durduğu çanta, matara, iki karton sigara, Hawkins mayını, iki el bombası, sis bombası, ışık bombası, TNT, bu saçmalık, ve bir çift berbat çorap.
Do you think it's spider webbing?
Örümcek ağı mı?
Little bit of plastic, spider-webbing out nasty blue shocks.
Küçük bir plastik örümcek, beynine mavi şok dalgaları yolluyor.
Was there webbing around?
Etrafta ağ var mıydı?
The webbing between their toes enables them to swim many miles at a stretch.
Ayak parmakları arasındaki perde kilometrelerce yüzmelerini sağlar.
- Maybe it's its webbing.
- Belki bu ağdır.
Its webbing is a mesh of comfort and evil.
Konfor ve kötülük için yapılmıştır.
Spider-webbing on the windshield where his head hit.
Kafasını vurduğu camın üzerinde, örümcek ağı vardı.
Keeps the shoulder harness webbing from rubbing on the neck.
Kemerin omuz kısmının boynu sıyırmasını engelliyor.
The webbing captures bad dreams while letting good dreams pass through and trickling down the feathers.
Bu ağ örgü, kötü rüyalar sana ulaşmadan onları yakalar ve güzel rüyaların geçmesine ve ve tüylere akmasını sağlar.
Right next to that's a fabric webbing called a bridle, which holds the pin that keeps the main container closed.
Kumaşın ağ kısmının yanında, paraşütü kapalı tutan bir pimi barındıran bir ip var.
Titanium webbing, vampire-proof.
Titanyum dokuma, vampirlere karşı.
Now get that webbing bag out of there and inside there's a little socket set and some pliers
Şimdi şuradaki keten çantayı çıkar. İçinde tornavida setiyle karga burun var.
Look at that webbing bag!
Şu keten çantaya bak!
The cops said that stu used some kind of webbing To attach himself to a rock.
Polisler, Stu'nun kendisini kayaya bağlamak için bir çeşit ağ kullandığını söyledi.
I-mines shoot a gel webbing That hardens on contact, restraining... Forget it.
HE-Mayınları, jel ağ atarak temas ettiği yeri katılaştırıp hareketi sınır -
The webbing is astonishingly intricate and 800 % stronger than silk.
Bu ağ inanılmaz derecede karışık. Ve normalinden 8 kat daha güçlü.
Did you know, when she was 14, she severed the webbing between her own toes?
14 yaşındayken, birleşik olan ayak parmaklarını kendi başına ayırdığını biliyor muydun?
I calculate you can make it from 80th to 34th street in 3.7 minutes, while using up what I'm guessing is fairly expensive webbing and at maximum muscle stress.
Bu şekildeyken 80. sokaktan 34. sokağa varışını.. 3.4 dakika olarak hesapladım ve de bu tahminime göre.. oldukça pahalı ağ kullanımına ve maksimum kas yorgunluğuna neden oluyor.
Your webbing is caught in the same anti-gravity field that you are in.
Ağların da aynı senin gibi Anti-Yerçekimi alanına yakalandı
Repulsor webbing.
Ağ iticileri.
Look at all that webbing!
Şu örümcek ağlarına bakın!
I got webbing all over your incredibly ugly face.
İnanılmaz derecede çirkin yüzünü ağla kapladım.
I'll seal them with webbing and if he escapes,
Ağlarla mühürlerim, eğer kaçarsa...
Webbing to the face.
Yüzüne ağ atarım.
You know, I invented my fantastic webbing with that kit.
Biliyorsun, fantastik ağ dokumu o setle icat ettim.
Oh, yeah, forgot I'm out of webbing!
Doğru ya, ağımın bittiğini unutmuşum!
The interdigital webbing.
Parmaklar arası bölgeyi.
He hasn't mastered his webbing yet.
Daha ağlarında ustalaşmadı.
-... of the webbing.
-... ağ örme.
The queen is the only one. That can produce the quality of webbing.
Kraliçe ağ örmenin kalitesini sunabilecek tek yaratık.
So, what about the webbing?
Ya ağ örmesi?
Your son has a nail through his toe webbing.
Oğlunun parmak dokusuna saplanmış bir çivisi var.
Toe webbing.
Parmak dokusu.
Lose the webbing.
Kemerini çıkar.
Total frenectomy, webbing under the tongue ; even the connective tissue all the way into the throat is cut free and pulled through for the, uh, desired effect.
dilaltındaki ağ benzeri kısım boğaza giden bağlantı dokusu kesilmiş ve istenen etki için dışarı çıkarıImış.
Right, pull her legs up. She's caught in the webbing.
Ayaklarını tut.. ağa takılmış
Get the webbing off, get the webbing off.
Ağı çek ağı çek
Eventually, my webbing will dissolve.
Eninde sonunda ağ sıvım eriyecek.
Like webbing or belting.
Dokuma ya da kemer gibi.