Weigert traduction Turc
26 traduction parallèle
The Weigert Corporation was contracted to provide health care... to the state prison system for the purpose of keeping costs down.
Weigert Şirketi eyalet hapishane sisteminin sağlık giderlerini, masrafları düşürerek karşılayacağına dair anlaşma yaptı.
According to the deal Weigert made with the governor... I have complete autonomy.
Weigert ile Valinin arasındaki anlaşmaya göre... tamamen özerkim.
Rick Donn called my office wanting an interview... wanting to ask how I thought things were going with Weigert.
Rick Donn benimle görüşmek için ofisimi aradı... Weigert'la işlerin nasıl gittiğini sormak istiyormuş.
I then received a call from Ross Tavoli, the CEO of Medmore... which is the parent company of Weigert.
Sonra Ross Tavoli'den, Medmore'un yönetim kurulu başkanından telefon geldi... Weigert'ın sahibi olan şirketten.
You keep your job, Alvarez goes back on the medication... and Weigert agrees to loosen up the purse strings.
Sen işinde kalacaksın, Alvarez tekrar ilaçlarına kavuşacak... ve Weigert kesenin ağzını biraz daha açacak.
Governor Devlin said he would hold Weigert Corporation accountable for its actions.
Vali Devlin, olanlardan dolayı Weigert Şirketini sorumlu tutabileceğini söyledi.
A spokesman for Weigert said they had no knowledge of Garvey's prior record... and have promised a re-evaluation of their policy... for correctional facilities nationwide.
Weigert adına konuşan bir sözcü, Garvey'nin eski sicilinden haberleri olmadığını... ve ulusal çaptaki ıslah tesisleriyle ilgili politikalarını... yeniden gözden geçireceklerine dair söz verdi.
But by paying Weigert a fixed rate... no matter what care the inmate requires, the state reduces its costs.
Weigert'e sabit bir ücret vererek... devlet masraflarını azaltıyor, mahkûmların ihtiyaçları önemli değil.
But because Weigert gets paid the same amount... no matter what treatment we prescribe... wouldn't you limit my ability to call in specialists, or to use expensive tests?
Ama Weigert aynı sabit ücreti alacak diye... bizim önerdiğimiz tedaviyi umursamayarak... benim uzman fikri almama veya pahalı testler uygulamama engel olmuyor musunuz?
Weigert has no incentive to provide quality care.
Weigert'ın kaliteli hizmet vermek için isteği yok.
Today I am pleased to announce... that Weigert, a private-managed care corporation... will take over health maintenance in our prison system.
Bugün duyurusunu yapmaktan memnun olduğum... Weigert, özel bir sağlık şirketi... hapishane sistemimizin sağlık bakımını üstlenecektir.
And so I'd like to introduce Dr. Frederick Garvey... who will head the Weigert team.
Sizlere tanıştırmak istediğim, Dr. Frederick Garvey... Weigert ekibinin başkanı. Dr. Garvey.
Weigert is dedicated to giving the best possible care... to the 36,000 inmates currently serving time in our state.
Weigert eyaletimizde bulunan 36,000 mahkûma... en iyi sağlık bakımını vermek üzere kurulmuştur.
When the Governor made this deal, the contract stipulated... that Weigert was to run the medical side without any interference from me.
Vali bu anlaşmayı yaptığı zaman, sözleşme... Weigert'in sağlık yürütme işlerine karışamayacağım şekilde hazırlandı.
But, see, Weigert is a subsidiary of Medmore... which is owned by a large conglomerate in Berlin... and mein German is none too good.
Weigert, Medmore'un yan şirketi... ve sahipleri Berlin'de bulunan bir ticaret grubu... ve Almancam çok iyi değil.
The Weigert Corporation has retained my firm to handle all the litigation regarding the so-called aging pill.
Wygert Şirketi sözde yaşlanma ilacına karşı açılan davaya bakmam için firmamızı görevlendirdi.
Look, she was doing judge Weigert.
Yargıç Weichert ile yatıyormuş.
I mean, because, like, Alan Weigert's like the John Grisham of lucid dreaming.
Çünkü, Alan Weigert rüyaları kontrol etme konusunun Ahmet Altan'ı gibidir.
Look, you don't want to read any of those books by Alan Weigert.
Dinle, Alan Weigert'in kitaplarının hiçbirini okumak istemezsin.
Not... Not the Weigert guy.
Ama o adamı, Weigert'i okuma.
I've been reading this guy, Alan Weigert, and he says that you should take long baths...
Şu Alan Weigert denen adamı okuyorum da uzun banyolar yapmalısınız, diyor.
Alan Weigert?
Alan Weigert mı?
Alan Weigert is a scummer and a sell-out.
Alan Weigert pisliğin teki ve çıkarcıdır.
I bought Alan Weigert, you know?
Alan Weigert'ın kitabını aldım.
There's 50,000 Euro in a small safe for a customer, Mr Weigert.
Bir müşterinin adına, küçük bir kasada 50 bin euro var, Bay Weigert adına.
Mr Weigert will collect the money at 7 am.
Bay Weigert parayı sabah saat yedide alacak.