English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / What do you have here

What do you have here traduction Turc

591 traduction parallèle
What do you have here?
Bakalım burada ne varmış?
Well, what do you have here? All for you.
Pekala, burada neyimiz varmış bakalım?
And what do you have here?
Peki burada ne var?
What do you have here?
Burada ne varmış?
- What do you have here?
- Nedir o elindeki?
What do you think of our master mechanic here... that won't let me have those planes of mine to end this war of ours with the hill men.
Tepe halkıyla olan savaşı sona erdirmemiz için gereken uçakları bana vermeyen mekanik ustamız hakkında ne düşünüyorsun?
Do you know what you'd have to look forward to here?
Bizi burada ne bekliyor hiç bir fikrin var mı?
Bein'as we're all Callums here, I don't have to tell you what we're gonna do about it.
Tüm Callum'lar buradayken, ne yapılması gerektiğini söyleyecek değilim.
I'm sorry to have to bring you here at this hour, Mrs. Lazich. What do you want with me?
Sizi bu saatte buraya kadar getirttiğim için üzgünüm Bayan Lazick.
Who sent you here? What have you been hired to do?
Kim gönderdi seni?
You take any one of them, say even Frank Thurlowe Pulver here put him into a B-29 over in Japan and do you know what you'd have?
Herhangi birini, mesela Frank Thurlowe Pulver'i al... Japonya'ya ya giden bir B-29'a koy. Ne olur, biliyor musun?
Do you know what the villagers have been eating since we got here?
Buraya geldiğimizden beri kasabalılar ne yiyor biliyor musun?
What business do you have here?
Burada ne işin var?
You'll stay here if I have to have your chief remind you what he told you to do.
Burada kalman için, şefinin verdiği talimatı ona hatırlatmak zorunda kalsam da, kalacaksın!
He'll have more casualty lists than he knows what to do with if he doesn't get in here and talk to me. Don't you understand?
Benimle konuşmadığı taktirde, daha çok kayıp listesi olacak.
Look, answer me what right do you have to keep us here?
Bakın, doğru cevabı bulana kadar sizi burada tutmak zorundayız.
Now that you have me here, what do you propose to do?
Burada olduğumuza göre ne yapmayı düşünüyorsun?
Now, before you say, "What do you want" or "Get the hell out," consider that I wouldn't be here if I didn't have to be.
"Ne istiyorsun?" ya da "Defol!" demeden önce burada olmam gerekmese gelmeyeceğimi bir düşün.
Say, what kind of nightlife do you have around here?
Buralarda ne türden bir gece hayatı var?
Do you have any idea what it's like to sit here night after night and watch this endless parade of human debris floating by?
Her gece burada oturup insan enkazının... bu sonsuz geçidini seyretmek nasıl bir şey biliyor musun?
Lieutenant, would you please do what you have to do and get out of here?
Komiser, lütfen ne yapmanız gerekiyorsa onu yapıp, buradan çıkar mısınız?
What kind of bitches do you have here?
Ne biçim bir rezillik peşindesin?
Soldiers, do not utter one word of what you have seen or heard here.
Siz askerler. Burada gördükleriniz hakkında tek bir kelime bile etmeyeceksiniz.
Do you know what I mean? - So you'll have to pretend that you took them... because I have to get you out of here tomorrow. - No.
Ne demek istediğimi anladın mı?
You don't have to take mine, do you? Ah-hah. Well, what have we here?
Benimkini alman gerekmiyor... değil mi? Bak sen, burada ne var?
Here you are. What do I have to do?
- İşte buradasın.
- What girls do you have here?
- Burada hangi kızlar var?
Do you have any idea what I do here every day?
Her gün burada ne yapıyorum sanıyorsun?
It is you, Frosine, and what have you come to do here?
Sensin Frosine! Burada ne arıyorsun?
I can answer here for what you have said, that you do not deceive us and all you say clearly tells me that you are my brother.
Neler diyorsunuz! Sözlerinizin yalan olmadığına ben şahidim. Anlattıklarınız açıkça ortaya koyuyor ki siz benim ağabeyimsiniz.
What kind of music do you usually have here?
Burada genelde ne cesit müzik calarsiniz?
What do you have to do to win one of these parrots here?
Şuradaki papağanlardan birini kazanmak için ne yapmalısın?
- What right do you have to lurk here in the dark in the middle of the night and scare the wits out of a person?
- Ne hakkınız var, gecenin karanlığında burada dikilip... insanları korkutmaya?
Do you know what it's like to have you come in here every morning and not be able to talk to you?
Her sabah gelince seni burada görüp de konuşamamanın... nasıl bir şey olduğunu biliyor musun?
I'd be remiss in my duty if I didn't do all in my power to see to it that you take every advantage of what we have to offer here.
Diğerleri ile birlikte olmak için mi? Yapmazsan görevini yerine getirmezsen ihmalkarlık etmiş olursun. Burada sunduklarımızdan yararlanmalısın.
- What the hell do you have in here?
- Ne var bunun içinde?
What do you mean "no more"? I've got 3 chips of powdered milk and two kids at home and have been here since the day before yesterday.
Üç tane süt kuponum var ve evde de iki çocuk.
You bring Mrs. Oakshott here, and I'll answer her, but what have you got to do with it, eh?
Siz Bayan Oakshott'ı buraya getirin, ben onunla halledeceğim, fakat siz onunla ne yapacaksınız?
For the rest of your life. I thought that's what you'd say, but before you hang up on me here, this doesn't have anything to do with you.
Böyle diyeceğini biliyordum ama telefonu kapatmadan önce bunun seninle bir ilgisi yok.
Do you have any idea what you're dealin'with here?
Burada kiminle uğraştığınızı biliyor musunuz?
- You didn't have to come in here. - What am I gonna do?
- Buraya gelmen gerekmezdi.
So the fellow said, "What do you think I have down here, a duck?"
Adam da demiş ki "Tahmin et aşağıda ne buldum, bir ördek!"
What do you have to do here, exactly?
Burada yapacağınız şey ne?
What do I have to do to get you out of here? Holy God!
Buradan gitmen için ne yapmam gerekiyor, Tanrı aşkına!
Now that you only have one man around here, what will you do to me?
Şimdi burada tek bir erkek var, Ne yapacaksın bana?
What Ed means to say is,... seein'as you two boys are wanted, it wouldn't exactly do to have folks seein'you here.
Ed'in demek istediği sizin gibi aranan iki kişinin görünüşü aile ferdi görünüşüne benzemez. Bu kendi güvenliğiniz için.
Do you have any idea what we do here?
Burada ne iş yaptığımız hakkında bir fikrin var mı?
Listen, I know what you're trying to do, but you have got to realise how dangerous it is for you even to be here.
Dinle yapmaya çalıştığın şeyi anlıyorum ama burada olmanı senin için bile ne kadar tehlikeli olduğunu anlamak zorundasın.
What business do you have here with women, with children?
Senin kadınlarla, çocuklarla ne işin var?
Do you have any idea what is at stake here?
Bunun ne kadar riskli olduğundan haberin var mı?
And do you know what I have in here now?
Burada şimdi ne var biliyor musun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]