What do you have there traduction Turc
469 traduction parallèle
What do you have there?
- Ne var orada?
- What do you have there, sir?
- Orada ne var efendim?
What do you have there?
Avucundakiler ne?
What do you have there, Countess?
Elinizdeki nedir, Kontes?
Now, what do you have there?
Bakalım burada ne varmış?
- What do you have there?
- Ne var orada çocuklar?
- What do you have there?
- Orada ne var?
And what do you have there?
Ne saklıyorsunuz orada?
What do you have there, Snowy?
O nedir, milou?
What do you have there, son?
Elindeki ne evlat?
What do you have there?
Ne var içecek?
Pasha, what do you have there?
Pasha, sen ne buldun?
What do you have there?
Orada neyimiz var?
What do you have there?
O nedir?
- What do you have there?
Siz ne işler çeviriyorsunuz?
What do you have there?
İçinde ne var?
What do you have there?
Orada ne arıyorsun?
- What do you have there?
- Neyin var bakalım?
What do you have there!
Ne işin var burada? !
Pal, if I tell you, you'll ask me why I'm going there and what am I going to do there, and am I gonna have fun.
Söyleyecek olsam, neden oraya gittiğimi soracaksın. Orada ne işim olduğunu, eğlenip eğlenmeyeceğimi...
What do you want him to do? Wriggle in the dirt there and have convulsions?
Yerlerde tepinip kriz mi geçirseydi?
What chance do you think you have of staying alive back there?
Orada sağ kalma şansın ne sanıyorsun?
- What time do you have to be there? - 3 : 00.
- Saat üçte.
What do you have there?
Sizinki ne?
No offense, but I never would have guessed a blind man could do what you did back there.
Kusura bakmayın, ama kör bir adamın, orada yaptıklarınızı yapabileceğini asla tahmin edemezdim.
You interfere with me, with what I have to do down there, and you'll change history.
Yaptığıma müdahale edecek olursanız, tarihi değiştirirsiniz.
And, if you do many times there's only one path left to you and you have to take that, no matter what it means to you
Ve eğer inanırsan çoğu zaman sana sadece tek seçenek kalır ve onu seçmek zorunda kalırsın, sana ne ifade ederse etsin
There you have it, gentlemen What more evidence do we need
Gördünüz baylar, başka kanıt gerekiyor mu?
What do you have inside there?
- İçinde neler var?
Now I'm gonna do what I have to do. Sonny, you can't go there.
Sonny, gidemezsin.
Now, if I'm correct in my assumption, and I almost have to be, there's no one on the face of this Earth who could have stood at my computer and do what you did today.
Şimdi, eğer tahminimde yanılmıyorsam ki yanılmamam gerek bilgisayarımın önünde durup bugün yaptığınız şeyi yapacak bu dünya üzerinde yaşayan kimse yok.
No, there's... What do you have in mind?
Aklında neler var?
Do you have any idea what he was doing there?
Babanızın orada ne yaptığı hakkında her hangi bir fikriniz var mı?
- What do you have in there?
- İçine ne kullanıyorsun?
What kind of pull do you have up there anyway?
Ne kadar etkilisiniz orada?
What do you have to do to get your picture up there?
Resmini oraya astırmak için ne yapmak gerekiyor?
Do you have any idea what kind of gas is in there?
İçerideki gazın ne tür olduğu hakkında bir fikrin var mı?
Come on, Hirsch, what do you say you let us in before we have to come in there and get rough with you.
Hadi Hirsch. Derhal şu kapıyı aç ve bizi içeri al gerektiğinde zor da kullanmasını biliriz ona göre.
Because they go out there, they see what's available, you know, those fat, bald-headed little twerps that have no idea how lucky they are that they can't get a woman, and they come crawling back to you, thankful, knowing that there's no way they can do better than us.
Çünkü dışarı çıkarlar boşta olanları görürler şişman, kel kısa herifler bir kadını elde edemedikleri için ne kadar şanslı olduklarını bilmezler ve sürünerek minnetle sana geri gelirler o heriflerin bizden asla daha iyi olmayacaklarını bilerek.
- What did you have to do there?
- Orada ne yapıyordun?
Anyway, look, I've been down this road a few times myself, and take it from a pro, there is one thing you always have to do before you tell a guy you love him. What's that?
Neyse, o yoldan ben de birkaç kez geçtim ve bir profesyonel olarak söylüyorum bir erkeğe aşkını itiraf etmeden önce mutlaka yapman gereken tek şey vardır.
What do you have in there?
Burada ne saklıyorsun?
What ancient document do you have there?
O ne antika bir belgeymiş öyle.
Do you have any idea what was out there just five years ago?
Daha 5 yıl önce orada ne vardı biliyor musunuz?
There is a test that you can take to determine what do you have the disease.
Hastalığın var ise belirlemek için alabileceğin bir test var.
Do you have any idea what happened in there?
İçeride ne olup bittiğinden haberiniz var mı?
I have a keycard. Do you know what you'll find when you go in there?
Oraya gittiğimizde neyle karşılaşacağımızı biliyor musun?
I wouldn't be up there in the first place, because I have nothin'to do with that stinky Tommy. - Mamma! - What do you got against Tommy?
Onun yerinde zaten olamazdım çünkü o leş kokulu Tommy'le hiçbir işim olmazdı.
What do you make of that sculpture they have out there?
O yaptıkları heykel ne oluyor?
Listen, Carl, all you have to do is go back in there... and testify what you saw those guys do.
Dinle, Carl, tüm yapmamız gereken oraya gitmek... ve gördüklerimize şahitlik etmek.
Do you know what we have in there?
Orada ne var biliyor musun?