What do you have to say traduction Turc
822 traduction parallèle
Now, my dollbaby, what do you have to say to Mummy?
Oyuncak, anneye ne diyeceksin şimdi?
What do you have to say about the gate?
Kapı konusunda söylemek zorunda olduğun şey ne?
- What do you have to say for yourself?
Ne cevap vereceksiniz? Hiç.
What do you have to say for yourself now?
Şimdi ne söyleyeceksiniz peki?
What do you have to say now?
Şimdi ne diyeceksiniz bakalım?
What do you have to say?
Ne söylemen gerekiyor?
What do you have to say in response?
Ne cevap vereceksiniz?
- To you! - What do you have to say?
- Neden böyle bir şey söyledin ki?
What do you have to say?
Ne söylemeye çalışıyorsun?
- Well what do you have to say for yourself, mister?
Savunma için bize neler söyleyeceksin, bayım?
What do you have to say in charity?
Bağışlanmak için ne söylemek gerekiyor?
Well, what do you have to say for yourself?
Hayret, kendine ne demelisin?
What do you have to say about this?
Bu resim hakkında ne söyleyebilirsiniz?
You, who can see, what do you have to say for yourselves?
Siz, görebilenler, kendinize ne söylemelisiniz?
Now, what do you have to say for yourself?
Şimdi, kendin için ne demek zorundasın?
Now, what do you have to say about this?
Siz bu konuda ne diyorsunuz?
What do you have to say for yourself?
- Kendini nasıl savunacaksın?
What do you have to say about that?
Buna ne dersiniz?
What do you have to say about it?
Ne diyeceksin bu işe?
And what do you have to say, soldier?
Senin diyeceğin bir şey var mı, asker?
What do you have to say to that?
NasıI söylersin bunu?
What do you have to say for yourself?
Kendini savunacak sözün var mı?
What do you have to say to that?
Buna ne diyeceksiniz?
You trashed my place What do you have to say?
Evimi dağıttınız alçaklar
What do you have to say, Tzeitel?
Sen ne diyorsun, Tzeitel?
What do you have to say to them?
Onlara ne diyeceksin?
What do you have to say?
Ne dersin?
What do you have to say now?
Benim bölgemde olduğunu unuttun mu?
What do you have to say?
Ne istiyorsun?
What do you have to say about that?
Bu konuda ne diyeceksin?
Wait a moment What do you have to say?
bekle ne var?
What? Do you have something to say to me?
Bir şey mi söyleyeceksin?
With regard to this loss, I think what you should do is to talk if you have something to say. Do not shy we would be happy to listen.
Şu sızıntı konusunda aklında bir şey varsa düşündüklerini çekinmeden söylemelisin Harry.
After what you told me yesterday the way you feel about me, all you have to do now is say yes.
Dün bana karşı olan hislerini söylediğine göre şimdi tek yapman gereken evet demek.
- You have to do what I say.
- Dediklerimi aynen yapacaksın.
"You have to do what I say."
"Dediklerimi aynen yapacaksın."
Now, what do you say we go down to the Ice Palace and have fun?
Buz Sarayı'na gidip biraz eğlenelim mi, ne dersin?
- I say, what time do you have to be back?
- Ne zaman geri dönmen gerekiyordu?
What do you say we have a quick one to the health of the royal couple?
Ne dersin kraliyet çifti için bir tek atalım mı?
What do you all have to say?
Siz ne diyeceksiniz?
What else do I have to say to you
Başka ne söyleyecektim size? Ah evet...
I could keep you a week without getting bored, but you have to do what I say.
Sizi bir hafta burada tutabilirim! Ama söylediğim her şeyi aynen yapacaksınız!
We'll have you knighted by Christmas, off to London. What do you say?
Yılbaşına kadar senden bir şövalye yaratmalıyız ne diyorsun?
I have to do what you say.
Senin dediğini yapmaya mecburum.
Come on. This time you have to do exactly what I say.
Bu sefer benim dediklerimi yapacaksınız.
Now, before you say, "What do you want" or "Get the hell out," consider that I wouldn't be here if I didn't have to be.
"Ne istiyorsun?" ya da "Defol!" demeden önce burada olmam gerekmese gelmeyeceğimi bir düşün.
I still can't understand what those men have to do with you resigning.
- Hâlâ istifanla sahip olduğun adam sayısı arasında bir bağ kuramıyorum.
What else do you have to say besides displaying your ignorance?
Beni sen tanıştırdın. O bir hata idi.
What else do you have to say?
Söyleyecek başka sözün var mı?
Do I have to teach you what to say to these people?
O insanlara ne söylemen gerektiğini ben mi öğreteceğim sana?
I've been trying to tell you that if you want to talk about what we do together, what works and what doesn't, you have to say more.
Ben de sana bunu söylemeye çalışıyorum. Birlikte neler yaptığımız hakkında konuşmak istiyorsan nelerin yolunda gidip gitmediğini de daha çok söylemiş olursun.