What else can i do traduction Turc
511 traduction parallèle
What else can I do?
Başka ne yapabilirim ki?
- What else can I do?
- Ne yapabilirim ki?
What else can I do?
Başka ne yapabilirim?
What else can I do with my life?
Hayatta başka ne yapabilirim.
- What else can I do?
- Başka ne yapabilirim ki?
- What else can I do?
- Başka ne yapabilirim?
What else can I do, Cherry?
Ne yapmaliydim ki
Well, Tarzan, old scout, what else can I do for you in London besides bringing Jane the fever medicine?
Tarzan, eski izci Jane'e sıtma ilacını götürmekten başka Londra'da senin için ne yapabilirim?
Well, what else can I do if you haven't got it?
Madem elinde yok, ne yapabilirim ki?
What else can I do?
Elimden başka ne gelir?
Dear Mrs Riordan, what else can I do?
Sevgili Bayan Riordan, başka ne yapabilirim?
What else can I do but trust him?
Ona güvenmekten başka ne yapabilirim?
But, Tim, what else can I do? It puts me in a terrible spot.
Ama Tim, başka ne yapabilirim?
What else can I do?
Elimden bir şey gelmez.
So, what else can I do, except give it honestly?
Peki, dürüstçe görüş belirtmekten başka elimden ne gelir ki?
What else can I do?
Başka ne yapabilirdim?
♪ The way you treat her, what else can I do?
The way you treat her, what else can l do?
'♪ The way you treat her, what else can I do... ♪'
'The way you treat her, what else can l do...'
What else can I do for you?
- Başka ne ihtiyacın var?
What else can I do? I gave him my word.
Başka ne yapabilirim.Ona söz verdim.
- And what else can I do?
- Peki başka ne yapabilirim?
What else can I do.
- Yapacak başka ne var ki? - Hiçbir şey.
What else can I do?
Ne yapabilirim ki?
Now, what else can I do for you?
Şimdi, sizin için başka ne yapabilirim?
Now, what else can I do for you?
- Başka bir şey var mı?
What else can I do?
Daha ne yapabilirim ki?
What else can I do?
Başka ne yaparım!
What else can I do?
Başka ne yapabilirdim ki?
If you don't wish to send it back, what else can I do?
Eğer değiştirmek istemiyorsanız, başka ne yapabilirim?
- Yes, what else can I do?
- Evet, başka ne yapabilirim ki?
What else can I do?
Daha ne istiyorlar?
Like what the stock market is going to be like in the morning or where I can dig to find all the oil... or where are all the countless numbers of lost treasure chests buried at? And if nothing else, do they tell you what the next lottery winning numbers will be?
Hangi hisse senedine yatırım yapabilirsin, nereden petrol çıkartabilirsin nerede define bulabilirsin ya da gelecek hafta piyango hangi numaralara çıkacak?
Well, I don't see what else I can do.
Ben yapılacak başka bir şey göremiyorum.
I don't know what else we can do, Alice.
Başka ne yapabilirim hiç bilmiyorum Alice.
I'm gonna do anything I please, and you and Dundee and nobody else is gonna tell me what to do.
Canım ne isterse onu yapacağım ne sen, ne Dundee, ne de hiç kimse bana ne yapacağımı söyleyemeyeceksiniz.
I don't know what else I can do.
Daha fazla ne yapabilirim bilemiyorum!
It's a waste of time, but I don't see what else we can do.
... başka ne yapabiliriz bilemiyorum.
Agnes, I don't know what else we can do.
Agnes, başka ne yapabiliriz bilmiyorum.
I can't tell you or anyone else what to do.
Size neyapacağınızı bile söyliyemem.
I don't like it much, but what else can we do?
Bundan hoşlanmıyorum, ama başka ne yapabiliriz ki?
I can't imagine what else you'd do.
- Nasıl dayanacaksın bilmiyorum.
Well, I mean, what else can we do, hmm?
Demek istediğim, başka yapacak ne var ki?
Do you have any bright ideas on what else I can do?
Ne yapabileceğimiz konusunda başka bir parlak fikrin var mı, Jiggs?
- I don't know what else I can do.
- Başka ne yapabilirim, bilmiyorum.
What else is there that I can do, that's any better?
Başka yapabileceğim ne var? daha iyi ne yapabilirim?
I know I shouldn't laugh at that, but what else can we do?
Biliyorum, buna gülmemeliyim ama başka ne yapabiliriz?
Well... – What else can you do? – I can run away.
- Başka ne yapabilirsin?
I don't see what else I can do for the moment.
Şu an için başka ne yapabilirim, bilmiyorum.
I don't see what else she can do.
Başka ne yapabilir, bilmiyorum.
Well, what I can do is to prevent anybody else from running with it!
Ancak başka birinin bunu örnek alıp yazmasını önleyebilirim!
I don't know what else we can do.
Başka ne yapabiliriz bilmiyorum.