What else is there to say traduction Turc
54 traduction parallèle
What else is there to say?
Söylenecek ne kaldı ki?
Lei Ming, he is so bent on causing trouble... what else is there to say?
Lei Ming, nefesini boşuna tüketme onun lafdan anlıyacağı yok.
" So what else is there to say?
" Anlatacak başka ne var?
- What else is there to say?
- Diyecek başka ne var?
So, what else is there to say but see you at the finish line.
Bu yüzden, başka söyleyecekler de var ama seninle bitiş çizgisinde görüşürüz.
- What else is there to say?
- O halde söylenecek başka ne var?
What else is there to say of a woman?
Bir kadın hakkında başka ne söylenebilir ki?
But what else is there to say.
Ama başka ne diyebilirim ki?
What else is there to say?
Başka söylenecek ne kaldı?
What else is there to say? Is there any grain of truth in what Mrs. Dima was saying?
- Bayan Dima'nın anlattıkları doğru mu?
All right, well, what else is there to say?
Tamam. Söyleyecek ne kaldı ki?
What else is there to say?
Söyleyecek başka ne var?
And, what else is there to say?
Konuşacak ne kaldı ki?
What else is there to say?
Daha ne diyebilirim ki?
What else is there to say after goodbye?
Vedalaşmadan önce söyleyebileceğin ne kaldı ki geriye?
What else is there to say?
Söylenecek ne var ki başka?
What else is there to say?
Başka ne var ki söyleyecek?
You saved Bill's life and you tracked a killer, what else is there to say?
- Bill'in hayatını kurtardın. Bir katili yakalattın. Daha ne diyeceksin?
What else is there to say?
Ne konuşacağız ki?
But so what else is there to say about, about John Casey?
John Casey hakkında söylenecek başka ne var?
- What else is there to say? - You said this morning...
- Bunun üzerine söylenecek bir şey kaldı mı?
He's out. What else is there to say about it?
Söyleyecek başka ne var?
"what else is there to say"
Başka ne diyebilirim ki?
I mean, what else is there to say?
Daha ne diyeyim?
What else is there to say?
Söyleyecek başka bir şey yok.
What else is there to say?
Daha başka ne söylenebilir ki?
What else is there to say?
Başka ne söylenebilir ki?
What else is there to say?
Söyleyecek başka ne var ki?
What else is there to say?
Söylenecek başka ne kaldı?
What else is there to say?
Söylenecek başka ne var?
What else is there to say?
Söyleyecek ne var ki başka?
What else is there to say? Well...
- Söyleyecek başka ne var ki?
What else is there to say?
Söyleyecek daha ne var ki?
Well, I don't know what else there is to say.
Başka ne desem, bilemiyorum.
What I'm trying to say is that - is that there's someone else. - What?
Söylemek istediğim başka birinin daha olduğu.
What else is there to say.
Bundan ötesi can sağlığı.
I know you would say to me, "What else is there?"
Biliyorum, bana "Başka ne var ki?" diyeceksiniz.
What else there is to say?
Bir şey unutmadın mı tatlım?
- I'm sorry I was harsh. I don't know what else there is to say. Will you come on my cable show?
Özür dilerim, dağıldım ve başka ne denir, bilemiyorum.
I don't know what else there is to say.
Başka ne söyleyebileceğimi bilmiyorum.
What else is there to say
Benim gibi işe yaramaz bir günahkâr ne öğrenebilir ki?
So what else is there left to say?
Yani, söylenecek bir şey kaldı mı?
Before we bring out Darnell, is there anything else you want to disclose? No, I just want to say... What?
Bazıları büyük buz tabakalarının erimenin eşiğinde olmasından korkuyor.
I don't know what else there is to say about that.
Başka söylenecek bir şey var mı bilemiyorum.
What else is there to say? ' Hi, Mark.
Merhaba Mark.
I can tell you this, I would be out of the job in India, because there if I were to talk about ancient aliens and ancient gods, they would say : Ok, so what else is new?
Şunu söyliyebilirim ki, Hindistanda işsiz kalabilirim, çünkü orada eğer kadim tanrılar ve uzaylılar hakkında konuşursam, bana : "Ee, yeni havadislerin yok mu?" diyeceklerdir.
Don't know what else there is to say.
Anlatacak başka ne var bilmiyorum.
I don't know what else there is to say.
- Ne söyleyeceğimi bilmiyorum.
I don't know what else there is to say.
- Bence söylenecek bir şey kalmadı.
I don't really know what else there is to say.
Başka söylenebilecek bir şey var mı, bilmiyorum.
What else is there to prove, yourhonon
Bu başka neyi kanıtlar, sayın yargıç?