What have they done to you traduction Turc
261 traduction parallèle
- My dear, what have they done to you?
- Canım, ne yaptılar sana?
Oh my darling, what have they done to you?
Sevgilim... Sana ne yaptılar böyle?
Oh, what have they done to you?
Oh, ne yaptılar sana?
What have they done to you, made you ambassador from Paris?
Sana ne yaptılar böyle, Paris büyükelçisi falan mı oldun?
Oh, Alfred, darling what have they done to you?
Oh, Alfred, sevgilim sana ne yaptılar?
What have they done to you now?
Sana ne yaptılar yine?
Rip, what have they done to you?
Rip, sana ne yaptılar?
Cyrano, what have they done to you?
Cyrano, ne yaptılar size böyle?
Jonathan, what have they done to you?
Jonathan, sana ne yaptılar?
- What have they done to you?
- Sana ne yaptılar böyle?
- What have they done to you?
- Sana ne yaptılar?
- What have they done to you anyway?
- Sana ne yaptılar?
Vittorio. What have they done to you?
Vittorio. sana ne yaptılar böyle?
What have they done to you?
Size ne yaptılar?
What have they done to you?
Size ne yaptılar böyle?
What have they done to you?
Sana ne yaptılar böyle!
- What have they done to you?
Sana ne yaptılar?
- What have they done to you?
- Ne yapmışlar sana?
What have they done to you?
Sana ne yaptılar böyle?
What have they done to you?
Sana ne yaptılar?
What have they done to you? What have you done?
Sana ne yaptılar?
- What have they done to you, Mara?
- Sana ne yaptılar?
What have they done to you?
Neler yaptılar sana böyle?
- What have they done to you, my son?
- Miguel... Sana ne yaptılar oğlum?
What have they done to you?
Sana ne yapmışlar böyle?
'Oh, darling, touch me.'What have they done to you?
Canım, dokun bana. Sana böyle ne yaptılar?
Earl, what have they done to you?
Earl, ne yaptılar sana?
What have they done to you?
Yavrularım! Size ne yaptılar!
What have they done to you?
Ne yaptılar sana?
What have they done to you in this place?
Sana neler yaptılar burada?
Oh my God, what have they done to you?
Aman Tanrım, sana ne yaptılar böyle?
Hi, Devon. Oh my God, what have they done to you?
Aman Tanrım, sana ne yaptılar böyle?
My poor jar, what have they done to you?
Zavallı kübüm. Sana ne oldu?
What have they done to you!
Size ne yapmışlar!
- What have they done to you, son?
- Hayir. Canim yavrum benim, ne yaptilar sana?
- Oh, honey, what have they done to you?
Tatlım, sen ne yaptın? Saçlarını kesmişsin.
"My child, what have they done to you?"
Çocuğum, ne yaptılar sana böyle?
What have they done to you?
Ne yaptılar sana böyle?
What have they done to you? Fate's a jester.
- Size neler yaptılar?
What have they done to you, my precious?
Sana ne yaptılar, sevgilim?
What have they done to you, my child?
Sana böyle ne yaptılar, yavrum?
What have they done to you, gal?
Sana ne yaptılar böyle?
B'Elanna, what have they done to you?
B'Elanna sana ne yaptılar?
- What have they done to you?
- Bir şey yaptılar mı sana?
Oh, my goodness, what have they done to you here?
Aman Tanrım, seni buraya ne oturttu böyle?
- What have they done to you?
- Ne yaptılar sana böyle?
They should have realized that we could have done the same to their father or son. Then what? So you were tied up?
Oradaki insanların çok saygılı olmadıklarını hissettim.
What have they ever done to you?
Kadınlar sana ne yaptı?
I'm sure they're going to publish your comments in the paper. In a lot of countries, you would have been shot for what you have done today. So, what are you whining about?
O tarihlerde 1660 yılında dikkati çeken bir tarihçi vardı, bu tarihçi bugünün demokrasisi için çağrı yapan radikal demokratları eleştiriyordu, zira bu kişilerin eylemleriyle insanlar öylesine gururlu kendinden emin bir bir hale gelir ki sivil bir yönetime boyun eğmek gibi bir aşağılık hissini kendilerinde bulamazlar.
But I think they do care about what you have done to them, Refa.
Ama galiba gezegenlerine yaptıklarını umursuyorlar, Refa.
What have they done to you?
Çocuklarını yanına almadı.