What that traduction Turc
331,257 traduction parallèle
Do you even understand what that means?
Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun?
Is that what you want? You'll abandon yourself again?
Tam düşündüğüm gibi bu defa da kendinden vazgeçiyorsun.
What was that green light?
O parlak mavi ışık da neydi?
That was what this sword... was meant to do.
Bu kılıcın amacı nihayetinde buydu.
What does it even mean that he wants to be a normal reverend?
Normal bir rahip olmak istemek ne demek?
What do I have that screams "white lady"?
"Beyaz kadın" diye bağıran neyim var?
For what greater love is there than this, that Jesus would lay down his life for all of us?
İsa'nın bizim için hayatını feda etmesinden daha yüce bir sevgi olabilir mi?
That's what persons do.
İnsanlar bunları yaparlar.
Isn't that what Old Navy's for?
Old Navy's o işe yarıyor.
I mean, is that what all religion is?
Lanet olsun. Din bundan mı ibaret?
I bet that's exactly what happened.
Eminim aynen öyle olmuştur.
But what's that that the old folks used to say?
Ama eskiler ne derdi bir hatırlayalım.
What's going on with that woman you're dating?
Sevgilinle nasıl gidiyor?
I-If you meant what you just said, then that means you may not have meant what you just said.
Az önce söylediğin şeyi düşünürsek bunu söylemek istememiş olabilirsin.
Because that's not what people do.
Çünkü insanlar öyle yapmaz.
Now that Sheldon's across the hall, have you decided what you're doing with his old room?
Şimdi Sheldon karşı dairede olduğuna göre eski odasıyla ne yapacağınıza karar verdiniz mi?
What's that?
O ne?
It's like I needed to go through that experience to know what exactly I don't want in a man.
Bu deneyim benim bir erkekte ne istemediğimi anlamamı sağladı.
That's what I'm here for.
Bunun için ben varım.
What was that, Catherine?
- Bir şey mi dedin, Catherine?
Is that what you want?
Bunu mu istiyorsun?
What's that?
Ne dedin?
I'll tell you what's not fair, that horse underneath him instead of you.
Sana neyin adil olmadığını söyleyeyim, senin yerine bu at, onun altında.
Yes, that's what I'm thinking about.
Evet, ben de tam bunu düşünüyorum.
Isn't that what I'm doing?
Benim yaptığım da bu değil mi?
Yeah, that's what I'm talking about.
Evet, ben de bundan bahsediyorum.
yesterday, what happened, I've never done that before.
Dün ne yaptıklarımızı, hayatımda hiç yapmamıştım.
IRON MAN : So, what do we tell her, Cap, that Truman Marsh has ordered us to bring in every new Inhuman we find, that that's her reward for saving all these people?
Peki, ona ne yapacağız Kaptan Truman Marsh bulduğumuz her yeni Nainsan'ı getirmemizi söyledi fakat tüm bu insanları kurtardığı için ödülü bu mu olacak?
STARK : "Renegade Avengers." That's what the kids are calling us.
"Kaçak Yenilmezler." Çocuk bize böyle dedi.
You know what they call a guy with powers that breaks the law?
Gücü olup yasaya uymayana ne derler bilir misin?
What can one person do that the entire Avengers can't?
Tüm Yenilmezler'in yapamadığını tek bir adam mı yapacak?
That's what I said.
Ben de öyle demiştim.
Is that what you think I'm doing?
Böyle mi düşünüyorsun?
That's not what I'm doing.
Böyle bir şey yapmıyorum.
It was a place for thinking and breathing and not for running around, because that's what the internet does to our minds, it pumps them up and sets us racing like rats in a maze.
Kütüphane, nefes almak ve düşünmek için mükemmel bir alan. Koşuşturma derdiniz yok. İnternetin beynimize yaptığı şey ise bu.
- That's what I said.
- Ben de öyle demiştim.
You know, I don't know what makes you think that you've got more of a right to be upset about this than I have.
Benden daha fazla üzgün olmak için nedenin varken bu konuyu sana düşündürenin ne olduğunu anlayamıyorum, biliyor musun?
And what's the evidence for that?
Bunun için elinde bir kanıt var mı?
She's like, "What's that up there?"
"Orada havalar nasıl, adamım?" diyormuş gibi bakıyor.
If you're not even going to admit that, what's there to talk about?
Eğer bunu kabul etmeyeceksen başka ne konuşabiliriz ki?
And when they say that being grief-stricken isn't a crime, then what?
Olayın suç yerine talihsizlik olduğunu söylediklerinde ne olacak?
Is that what you call her?
Ona böyle mi hitap ediyorsun?
What she's been doing, you think that's normal?
Zaten böyleydi, normal olduğunu mu düşünüyordun?
I don't care what you think of me, but I do care about what happens to that baby.
Hakkımda ne düşündüğün umrumda değil. Ben bebek için endişeleniyorum.
What could you possibly have said to her that would make her do that?
Ona intihar etmesine neden olacak ne söyleyebilirsin ki?
That's what I said.
Tam olarak böyle dedim.
What better replacement than the child that's been so neglected?
İhmal edilmiş çocuğa sahip olmaktan daha iyi nasıl bir değişim olabilir?
Well, that's what she's talked herself into, anyway.
Kendine söylediği de buydu.
What's that?
Burada kimler varmış?
I was no different to that, I didn't know what to do at all.
Ben de farklı değildim. Ne yapacağımı bilmiyordum.
I've learned that I don't actually make anything or know what to make, until I know what the space is that it's going to inhabit.
Dolduracağı boşluğu görene kadar hiçbir şey üretemediğimi veya ne yapacağımı bilmediğimi öğrendim.
what that means 16
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that 10639
that's nice 2129
that's enough 4716
that's gross 203
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's great work 19
that'll be it 25