What were you gonna say traduction Turc
249 traduction parallèle
What were you gonna say?
Ne diyecektin?
Sorry. What were you gonna say?
- Affedersin.
What were you gonna say?
Ne diyecektiniz?
So, what were you gonna say?
Siz ne diyecektiniz?
- What were you gonna say?
- Ne diyecektin?
- What were you gonna say?
- Ne söylecektin?
What were you gonna say?
Ne söyleyecektin?
What were you gonna say?
Hayır, geçmiyordun.
Why, what were you gonna say?
Sen ne diyecektin?
- What were you gonna say?
- Ne söyleyeceksin?
- What were you gonna say?
- Bana ne söyleyecektin?
What were you gonna say?
Ne diyordunuz?
What were you gonna say?
Sen ne diyecektin?
- No, what were you gonna say?
- Hayır, hayır ne diyecektin?
- What were you gonna say to me?
- Sen bana ne söyleyecektin?
- So what were you gonna say?
- Ne söylüyordun?
What were you gonna say about the wizard?
Büyücü hakkında ne diyecektin?
- What were you gonna say?
- Ne diyordun?
What were you gonna say before?
Daha öncesinde diyeceksin?
- Is that what you were gonna say?
- Beni kastettin değil mi?
But it's a very rare quality in a woman, and I admire you for it. What time did you say we were gonna leave?
Saat kaçta gidiyoruz?
is that what you were gonna say?
Doğru değil mi?
What were you going to say? I was gonna say something I thought I should, but I didn't really mean it.
Söylemem gerektiğini düşündüğüm bir şey söyleyecektim ama- -
I don't want you to get offended at what I'm gonna say now but... were you doin'a little drinkin'this afternoon?
Şimdi soracağım şey için bana gücenmenizi istemem bu öğleden sonra biraz içtiniz mi?
- Tell me what you were gonna say.
- Ne söyleyeceğini söyle.
Yeah, that's what I thought you were gonna say.
Evet, bunu söyleyeceğini düşünmüştüm.
Wondering what you'd wear, what you'd say and how you were gonna tease me and when we'd find time to make love.
Ne giyeceğini, ne diyeceğini bana nasıl takılacağını merak ediyordum. Ve sevişmeye ne zaman vakit bulacağımızı.
- What were you gonna say?
- Ne söyleyecektin?
- No, what were you gonna say?
Ne diyecektin?
Now I'll never know what you were gonna say about me.
Artık hakkımda ne söyleyeceğini asla öğrenemeyeceğim.
I sensed that's what you were gonna say.
Böyle diyeceğini hissettim.
- Tell me what you were gonna say.
- Ne diyeceksen söyle.
What did you say you were gonna put there? A lot.
Oraya ne yapacağım demiştin?
That's what I thought you were gonna say.
Ben de öyle diyeceğinizi düşünmüştüm.
And if I had answered, what were you gonna say?
- Cevap verseydim ne diyecektin?
No, you said what you were gonna say.
Anladın mı?
That's what I thought you were gonna say.
Ben de öyle düşünmüştüm.
That's what you were gonna say, right?
Bunu söyleyecektin, değil mi? Değil mi?
What you were gonna say?
Bana ne söyleyecektin?
Something tells me that's not what you were gonna say.
Bir şeyler bana söyleyeceğin şeyin bu olmadığını söylüyor.
- and I know what you were gonna say.
-... ve ne söyleyeceğini biliyorum.
Oh, I didn't know what you were gonna say! Oh!
Ne cevap vereceğini bilmiyordum.
- Finish what you were gonna say.
- Ne söyleyeceksen söyle.
Yes, we have. "No, we haven't." That's what you were gonna say.
Evet, gittik. "Hayır, gitmedik." Böyle diyecektin.
Tell us what you were gonna say.
Ne diyecektin, söyle.
- That's not what you were gonna say.
- Öyle söylemeyecektin. Gerçekten mi?
- No, what were you gonna say?
Hayır, ne diyecektin?
And these pistols, curiously enough, weren't being taken off kids in the city of Flint, but were being taken off of kids out in the out-county area, in the suburban communities. And- - I didn't think that's what you were gonna say.
İlginçtir, bu tabancalar..... Flint şehrindeki çocuklardan değil banliyölerdeki çocuklardan toplandı.
If I were you, I'd be thinking about what I was gonna say... if they ask me to be on the Night Stalker Task Force... as a homicide detective.
Yerinde olsaydım, bir cinayet dedektifi olarak... Gece İzsürücü Görevi'ne katılmamı istediklerinde... ne diyeceğimi düşünürdüm.
What I was gonna say was that I just... I didn't think that you were... that tough.
Söylemek istediğim şey...
What? You were gonna say the "l" word.
Bu, iyi oldukları bir konu.