Whatever the hell that is traduction Turc
112 traduction parallèle
His father's in... international reinsurance, whatever the hell that is.
Babası uluslararası bir reasürans şirketinde çalışıyormuş. Ne anlama geliyorsa?
Security expert tells me it's like a-a PX-73 burst transmitter, whatever the hell that is... except it's-it's much, much more sophisticated.
Güvenlik diyorki bu, patlamış bir PX-73 vericisiymiş, ne demekse... ama bu çok daha gelişmişi...
Sorry about stealing your whatever the hell that is.
O şey de her neyse aşırdığım için üzgünüm.
Found the Holy Grail, or the Holy Hand Grenade, or whatever the hell that is.
Kutsal kaseyi veya Kutsal El bombasını yada o herneyse bulmuşsun.
My son-in-law has just enrolled our oldest, Ralphy, in a computer camp, whatever the hell that is.
Damadım, en büyük olanını, Ralphy'yi bilgisayar kampına yazdırdı, her ne haltsa.
Whatever the hell that is.
Her ne haltsa.
If you spill a coke, or whatever the hell that is, you don't wait for me to come home and clean it up, okay?
Ortalığa kola falan dökerseniz eve gelip benim temizlememi beklemeyin demiştim, değil mi?
Karl's wife said it was something called "the prayer to the cloud of unknowing," whatever the hell that is.
Karl'ın eşi buna şöyle dedi "bilmemenin bulutuna dua" bu de her ne demekse.
So's mince meat, whatever the hell that is.
Öyle ya da böyle deli saçması bu.
whatever the hell that is.
Her ne boksa.
Made a fortune in something called industrial fastenings, whatever the hell that is.
Ne olduğunu bilmiyorum ama endüstriyel hızlandırıcı diye bir şey satarak servet kazandı.
She's a statistical analyst in data reconfiguration- - whatever the hell that is. CLAIRE :
Veri yapılandırmasında istatiksel analist mi neymiş.
Ah, well, I mean, now that you got immunity - - Whatever the hell that is - - Just wondering
Yani her neyse bu dokunulmazlık olayı daha başka garip ne olaylar var diye beni düşündürüyor.
Some guy just invited me out there for some balloon festival, whatever the hell that is.
Birileri de beni buraya balon festivaline davet etmişti.
Lucky for Agent Hsiao that I thought to follow a Lévy flight path, whatever the hell that is.
Ajan Hsiao için şansıyım ki Levy uçuş yolunu takip etmeyi düşünmüşüm. O her neyse.
I'm allergic. Cashews, penicillin, and cat dander, whatever the hell that is.
Kaju, penisilin, ve kedi döküntüsü,... ki onun ne olduğunu bile bilmiyorum.
Yeah, uh, witness said it was a gray, double-vented plaid, whatever the hell that is.
Tanık, gri ve çift yırtmaçlı ekose giydiğini söyledi. Ne haltsa artık.
Whatever the hell that is.
Her ne işe yarıyorsa artık.
I hope you get whatever it is you want, whatever the hell that is, but you can get it without me.
Her şey gönlünce olsun. Ya da her nasıl istiyorsan öyle. Ama artık ben yokum.
We're talking this guy makes his own fermented lentil bread or whatever the hell that is.
Boetticher'in vejetaryen oldugunu söylemistim. Yani bu adam kendi mayali mercimekli ekmegini falan yapiyor.
The "Outcast," whatever the hell that is, with your magic touch?
"Kovulmuş", o da ne demekse artık büyülü dokunuşunla mı kurtardın?
Bit of Earth, bit of alien, bit of... whatever the hell that is.
Biraz dünya biraz uzaylı. ... biraz bu her neyse artık.
You want to go back to that house and look for whatever the hell it is?
O eve geri dönüp her ne boksa onu aramak mı istiyorsun?
As long as you're in this house with me, representing this family, you will control that neurosis or whatever the hell it is you think you've got.
Bu evde benimle olduğun, bu aileyi temsil ettiğin sürece, nevrozunu ya da hangi lanet sorunun olduğunu düşünüyorsan onu kontrol edeceksin.
'cause whatever in the hell that is, it's scattered all up and down my place,
Çünkü bu şey her ne haltsa tüm arazimi kaplamış durumda.
It hits that little thing... the tonsils, the esophagus, whatever the hell it is.
Bu küçük şeyleri salıyorlar... bademcikleri, adem elması ya da her neyse işte.
What if I told you I was the kind of guy that if you were off runwaying in Spain or whatever it is the hell you people do, and you told me you missed me,
Ya sana neresi diyelim... Örneğin İspanya'ya gittiğinde ya da siz ünlüler her nereye gidiyorsanız, Özleyeceğin biriyim dersem!
Now, captain, whatever the hell that thing is, sink it.
Şimdi, kaptan, her ne haltsa, onu batırın.
I know we're different, but we just got to figure out a way that we can share the room, and then I can study, and you can do whatever the hell it is that you do.
Ben çalışırken sen de ne istersen onu yapabil.
And I'm sorry that the Cold War is over and all you little masters - of-the-universe CIA types got no work over in Afghanistan or Russia or Iran or whatever the hell it is, but this ain't the Middle East.
Soğuk savaş sona erdiği için üzgünüm. CIA ile olan ilişkilerinizin bitmesine de üzüldüm. Afganistan ya da Rusya ya da başka bir cehennemde. rahat hareket ettiğinizi ben de çok iyi biliyorum.
Yeah, well, I'd rather be a chicken shit than whatever the hell is it that you are.
Evet, pekala, Senin gibi lanet birisi olmaktansa moloz biri olmayı tercih ederim.
That makes it a shelter for my men - a base of operations, a hospital, a barracks a bunker and whatever else the hell I say it is until I say it isn't.
Bu da adamlarım için barınak oluşturuyor, operasyon üssü, hastane, kışla, sığınak ve her ne cehennemse, ben öyle değil diyene kadar öyle.
You tell Dan that if he wants to spy on me or threaten me or whatever the hell this is,
Dan'e benim hakkında casusluk yapması veya tehdit etmesi için her ne halt ediyorsa birini göndermesine gerek olmadığını söyle,
Until whatever the hell it is that you've got blows over.
Bu lanet olası şey sona erdikten sonra..
The problem is, if we look into it, we risk taking a burn that could tip farik, or whatever the hell his fuckin'name is.
Sorun şu ki, araştırmaya girersek Farik'in kulağına gitme riskine gireriz ya da ismi ne boksa?
His wedding to Jules, that is, or Emily or whatever the hell her name was.
Tabii Jules'la düğününe. Ya da Emily miydi, adı her neyse.
What is gonna happen is that I'm gonna sit right out there and watch you slowly go into withdrawal, until every nerve in your body is on fire. Until your skin is crawling and your brain is begging for whatever the hell you took.
Seni cehenneme götüren her ne ise oraya gidip otursam vücudundaki her sinir yanana kadar derin karıncalanana ve beynin yalvarana kadar ve yavaş yavaş çekildiğini izlesem neler olur?
Some of that algae juice you drink, whatever the hell it is.
Şu yosun suyundan ver içtiğin, her neyse işte.
- So it never occurred to you, before you drove an hour, to pick up the phone and call us, to see if we stocked { \ whatever the hell it is that } what you're looking for?
- Yani buraya bir saat araba sürmeden önce stoklarımızda aradığınız haltın olup olmadığını sormak hiç mi aklınıza gelmedi?
Hey, guys, I'm sure this is probably a really cool find, or whatever, but if that thing wants to protect its kids so bad, shouldn't we get the hell out of here right now?
Hey, çocuklar, eminim ki bunu bulmak çok harikadır ya da her neyse, ama eğer o şey yavrularını bu kadar çok korumak istiyorsa, Hemen şimdi buradan gitmemiz gerekmiyor mu?
Whatever the hell that thing is, you should have never brought it here.
Walter, o her ne ise buraya getirmekle büyük hata yaptın.
Like I don't have enough to do without spending the day with Molly, babysitting. Showing her that lesbians can be respectable, stable, accomplished people, or whatever the hell it is I'm supposed to be doing.
Molly'le günü geçirip bakıcılık yapmak yetmiyormuş gibi bir de lezbiyenlerin saygın, istikrarlı ve kararlı olduğunu ya da her neyse onu göstermem gerekiyor.
The last thing I remember is being whacked in the head, waking up in that box, in the back of this... whatever the hell this thing is.
Son hatırladığım şey kafama pat diye bir şey indiği ve bu ne menem bir şeyse artık, onun arkasındaki kutuda uyandığımı hatırlıyorum.
So this security officer, Ogawa, Japanese embassy, Is waiting for my explanation of what you were doing And if you had anything to do with whatever the hell that was.
Şu Japonya Elçiliğinden güvenlik sorumlusu Ogawa orada ne yaptığınıza ve olayla bir ilginiz olup olmadığına dair benden açıklama bekliyor.
Darling the point of these little feasts is to eat and never to dip into whatever the hell that was.
Şekerim bu ufak ziyafetlerin amacı karın doyurmak. Az önce konuştuğun gibi saçma konulara girmek değil.
You can't go up to a woman and tell her that her shirt is inappropriate or distracting to you or whatever the hell you said.
Bir kadına gidip kıyafetinin uygunsuz olduğunu ya da dikkatini dağıttığını söyleyemezsin. Bu cinsiyet ayrımcılığıdır!
Whatever the hell you dragged me down here for, I wanna tell you right now that I paid my tab with Johnny Law a couple of lifetimes ago, - and he's got nothing on me since. - Oh, this guy is gold.
Beni buraya ne diye getirdiniz bilmiyorum ama, söylemek isterim ki, ben yaptıklarımı ödedim çok uzun zaman önce, ve o zamandan beri de sizinle dalaşmadım,
I had hoped that this group would amount To more than passing hellos and whatever the hell this is!
Bu grubun selam vermekten ve bu şeyden daha fazlası olacağını ummuştum!
Something about the way a kid like you is able to sit here sawing away at Robbie's chicken-fried steak just doesn't say to me that three days ago you killed a woman and fed her to an alligator. Now, what I do see you doing is spray-painting "okeechobee whatever the hell"
Şu anda karşımda Robbie'nin tavuk ızgarasını iştahla yiyen çocuk 3 gün önce bir kadını öldürüp timsahlara yem olsun diye atmış gibi gelmiyor bana.Neyse, duvarlara okeechobee yerlileri....... ne boksa artık yazdıysan ne olmuş.
Or you can take it to a meeting, or to church, or whatever the hell it is that you do nowadays.
Onlarla toplantıya, kiliseye falan git, ya da bu günlerde ne yapıyorsanız artık.
The world is going bankrupt whatever the hell that means because of this idea called "debt" which doesn't even exist in the physical reality.
Dünya iflasa doğru ilerliyor artık bu her ne anlama geliyorsa üstelik bunun sebebi "borç" denilen fiziksel gerçeklikte var bile olmayan bir şey.