Whatever you want to call it traduction Turc
177 traduction parallèle
It was in the cards or it was fate or a jinx or whatever you want to call it, but right from the start...
Ya alın yazısı, ya kaderdi ya büyüydü ya da ne derseniz oydu. Fakat en başından beri buydu.
But you knew you couldn't face up to a job like murder, especially with a knife, so you had a brainstorm or whatever you want to call it, in which you convinced yourself you had committed the murder.
Fakat özellikle bir bıçakla cinayet gibi bir işe girişemeyeceğini biliyordun, böylece bir beyin fırtınası yaşadın ya da sence her neyse, o durumda kendini cinayet işlediğine ikna ettin.
- or Whatever you Want to call it.
Serseri veya üçkâğıtçı. Adını sen koy.
Whatever you want to call it.
Korkunuzu. Adına her ne derseniz işte.
I think there's something in the water that turns us into hausfraus, drones, whatever you want to call it.
Bence suda bir şeyler var. Bizleri "evimizin kadınına" ya da uyuşmuş tiplere - ne dersen artık - dönüştüren bir şey.
- Whatever you want to call it.
- Siz nasıl tanımlıyorsanız.
I love their courage, or their contempt for death, or whatever you want to call it.
Cesaretlerini severim,... ya da ölümü küçümsemelerini ya da adına her ne dersen.
Whatever you want to call it.
Sen ne demek istersen de, Data.
It begins by admitting that there's a power, whatever you want to call it, that's greater than ourselves.
- Öncelikle yüksek bir güce inanmalısın.
I think he's convinced himself that he's possessed... by the ghost of Curwen or whatever you want to call it.
Sanırım Curwen'in hayaleti yada her ne derseniz onun... tarafından elegeçirildiğine kendini inandırmış.
It's their way of expressing their connection to eternity or whatever you want to call it.
Bu, kendilerini ifade etme biçimi onların sonsuzlukla bağlantısı ya da adını ne koymak istersen işte.
Whatever you Want to call it.
Adına ne dersen.
I'm a faith birth, de-gene-erate, whatever you want to call it.
Bir "İnanç Doğum" um, dejenereyim, her ne demek istersen.
What if this man's life force, his chi, whatever you want to call it, retained a blue print of the actual man himself, guiding rapid growth, not as cancer, but as regeneration.
Ya adamın yaşam gücü, "chi" si,... adı her neyse, gerçek adamın bir kopyasını alıp,... kanser olarak değil de, yeniden üreme şeklinde gelişmişse?
It was like his mind, his spirit, whatever you want to call it, just disappeared.
Beyni gibi, yada ruhu, ona her ne deniyorsa, kaybolmuştu.
The end of existence, reality,... history, whatever you want to call it.
Sona erdi. Tükendi.
I hate this place this zoo this prison this reality, whatever you want to call it.
Ben buradan nefret ediyorum. Bu hayvanat bahçesinden bu hapishaneden bu gerçeklikten, ya da her ne diyorsanız.
Around the world : Rimming butt-sucking... whatever you want to call it.
Arkayı yalamak, popo emmek.
Our bond, our connection, whatever you want to call it.
Bağımız, ilişkimiz, adını sen koy.
The mystery of God, or whatever you want to call it and why we're given the questionable gift of knowing that we're gonna die.
Tanrının sırrı, ya da ona her ne dersen ve neden bu şüpheli yeteneğe sahibiz öleceğimiz bilgisine?
Look, this flower stinks just like this coup d'etat, revolution, or whatever you want to call it.
Bak, bu çiçek iğrenç kokuyor. Tıpkı bu darbe gibi, devrim gibi nasıl istersen öyle adlandır.
God, or whatever you want to call it.
Tanrı ya da nasıl adlandırırsan.
Many people talk about Atlantis, a lost continent, city, whatever you want to call it.
Birçok insan, Atlantis'ten, kayıp bir kıtadan, kayıp bir şehirden veya artık adına ne derse ondan bahseder.
The spirit... Or consciousness, the soul, whatever you want to call it, it turns out the realm they inhabit has a finite capacity
Ruh... ya da bilinç, ruh, nasıl adlandırırsan adlandır, kapladıkları alan sınırlı kapasitededir.
I want all of you to watch me in case I have another episode, a bleed, whatever you want to call it
Hepinizin beni başka bir olayda, bir kanamada ya da işte her ne ad veriyorsanız izlemenizi istiyorum
And I didn't want our date, or whatever you want to call it, to end.
Randevumuzun ya da her ne haltsa, bitmesini istemedim.
Improv, whatever you want to call it.
Prova, sen ne dersen.
Soul, conscience, whatever you want to call it. She's a citizen, right?
Ruh, vicdan, her ne istersen söyle, tam bir vatandaş değil mi?
Whatever you want to call it.
Ne istersen söyle.
I think, that belongs... a warehouse that belongs to The Rolling Stones where we did some... sort of jammy writing, whatever you want to call it.
Bermondsey'de Rolling Stones'a ait depodaki bir prova odasında başladı.
- Whatever you want to call it.
Sen nasıl diyorsan.
As we walked into the dark unknown, or whatever you want to call it, I thought, "Is this it?"
Biz karanlık bilinmeyene doğru yürüdükçe, ya da ne demek isterseniz, Düşündüm, "Bu mu?"
And even now there's a persistent belief that the mind, the soul, or whatever you want to call it, has an immaterial existence.
Şimdi bile zihnin, ruhun ya da nasıl adlandırırsanız adlandırın, ruhani bir varlığı olduğuna dair ısrarcı bir inanç var.
WHATEVER YOU WANT TO CALL IT.
Hangi adı kullanmak isterseniz.
And I guarantee you, none of them has ever heard of your big, show-off flan, or flan or whatever you want to call it that you got to have every night.
Garanti ederim, hiçbiri senin her gece istediğin o gösterişli flen flan ya da adı her neyse, onu duymamıştır bile. Tamam mı?
whatever you want to call it... disappears forever.
her ne diyorsan sonsuza kadar yok olduğuna.
Whatever you want to call it.
Ona her ne diyorsan.
Affair, relationship, fling, tete-a-tete, whatever you want to call it.
İlişki, birliktelik, flört, görüşme, ne isim verirsen artık.
I don't yet, but the fog, or the mist, or whatever you want to call it, is the only thing around for miles, and the energy readings were constant.
Henüz bilmiyorum ama sis ya da pus ya da adına ne derseniz işte miller boyunca süre gelen tek şey ve enerji ölçümleri sabitti.
Well, whatever you want to call it, this conversation is over.
Ne demek isterseniz onu deyin, sohbet bitmiştir.
Breakup, split-up, separated, whatever you want to call it.
- Ayrılık, uzaklaşma, ayrı kalma. Ne demek istersen.
- Whatever you want to call it.
- Sen ne demek istersen.
Delinda, I know you know me to be a man of science, but I like to balance that with a strong nod to the spiritual. And when I need guidance, karma or the universe... or some higher power or whatever you want to call it, sends me a sign.
- Delinda, beni erkekliğin kitabını yazmamla tanırsın ama bunu güçlü ruhani bir destekle dengede tutmaktan hoşlanırım ve ne zaman bir rehberliğe ihtiyacım olsa, karma ya da evren veya daha büyük bazı güçler, buna ne demek istersen de, bana bir işaret yollar.
And what was your hidden aversion or subconscious discontent, or whatever it is you want to call it, that made you go playing patty-cake with her?
Sorabilir miyim acaba, senin gizli tiksintin ya da bilinçaltı huzursuzluğun ya da her neyse, o neydi ki kasabanın her yerinde onunla evcilik oynadın?
Try to call me by 8 : 30. As soon as you find out whatever it is they want you to do.
Ya da yapmanı istedikleri şeyin ne olduğunu anlar anlamaz.
You don't want to miss the first inning, or the first chuck, or whatever you call it.
İlk vuruşu kaçırmak istemezsin. Ya da ilk bölümü veya her ne diyorsanız.
- You call it whatever you want to.
Ne demek istiyorsan onu de.
Scully, when that monster, Pincus, whatever the hell you want to call it, When he attacked that woman last night, he did something to the back of her neck.
- Scully, o canavar Pincus, ona ne demek istiyorsan dün gece o kadına saldırdığında, boynuna bir şey yaptı.
Because gardener, flower, star, co-star, call it whatever you want to, it works for us Adler girls.
Çünkü bahçıvan, çiçek, yıldız, yardımcı oyuncu ne dersen de Adler kadınları hepsini taşımayı bilir.
NOW I WANT YOU TO CALL DAVID RIGHT NOW AND APOLOGIZE TO HIM FOR WHATEVER IT IS YOU DID.
Şimdi, derhal David'i aramanı ve ne yaptıysan özür dilemeni istiyorum.
So no matter how much I want to achieve enlightenment, or whatever you call it, what happens if I look at my life and I don't honestly believe I deserve it?
Öyleyse ayndınlanmayı, ya da nasıl adlandırırsan adlandır, ne kadar başarmayı istesem de, eğer hayatıma bakıp, bunu hak etmediğime dürüstçe inanırsam ne olur?