English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / Whatsit

Whatsit traduction Turc

76 traduction parallèle
He won't even let you see his trophy room... till he gets ready to take you on a hunt of the great whatsit.
Av odasını bile göstermeyecektir ta ki seni o devasa bilmem neyi avlamaya götürmeye hazır olana dek.
They are the nameless ones who kill people for the great whatsit.
Her ne ise, o değerli şey için insanları öldüren isimsiz kişiler.
How nicely it justifies your quest for the great whatsit.
Bilinmeyen o şeyi araştırmaya devam etmeni nasıl da haklı kılıyor.
Yesterday I was reading my whatsit... my horoscope. It said " People born in the first half of thingummy... of Libra,
Dün falımda "Bugün şanslı gününüz olacak" yazıyordu.
Caroline Whatsit?
Caroline Bilmemkim mi?
Give me the whatsit at least.
Şu zımbırtıyı bana ver.
Serious, you walk around with your little thing a whatsit, and stick it into the wall.
Cidden, küçük şeyinle dolaşıyorsun bir zımbırtıyla onu duvara yapıştırıyorsun.
- inland valley chemical whatsit?
... - Bağımlılar için mi?
Besides, I was sure you were with whatsit.
Ayrıca yanında adı her neyse o adam olduğundan emindim.
Norville showed me his design for the whatsit the day I met him.
Onunla tanıştığım gün Norville bana kendi tasarımını gösterdi.
That Madame whatsit...
Madam. Neydi?
- The whatsit gel?
- Ne jeli?
- Terry Whatsit...
- Terry neydi...
Calvin whatsit.
Calvin herneyse.
The winner will join such other memorable mascots... as the Atlanta whatsit and the Montreal vampire.
Kazanan maskot Atlanta'nın Whatsit'i ve Montreal'in vampiri gibi diğer unutulmaz maskotların arasına katılacak.
Whatsit cook?
Ne pişiririm?
Marcus is captain of the school and Charlie got into the whatsit club.
Marcus okul kaptanı oldu ve Charlie de kulüpte kendine bir koltuk buldu.
But then old Eckersley -'whatsit', the headmaster, saw Ludlow in the Porter's Lodge just before the race.
- Ama Ludlow onu bekliyordu. Ama şu yaşlı Eckersley denen müdür yarış başlamadan önce Ludlow'u okulda görmüştü.
Whatsit you do?
Ne yapacaksın.
Whatsit you do now?
Şimdi ne yapacaksın?
Has an in with The Powers That Whatsit.
Şu Yüce Güçler midir nedir onlarla bağlantısı var. İmgelemler görüyor.
Homer, I want you to get that damn irradiating whatsit out of my home.
Homer, bu ışın saçan lanet olası zımbırtıyı evimde istemiyorum.
The best beaches, the best cocks, the best doctors for you, to cut off your whatsit.
En güzel kumsallarda, en iyi aletler senin fazlalığı kesip atmak için en iyi doktorlar.
- One hyer-whatsit.
- Bir her neyse işte.
Make the most of life. Eat whatsit...
Hayatın tadını çıkarın.
There's a whatsit there. Have a go with that.
Şurda bir zamazingo var kurcala bakiyim azcık orayı.
I have complete confidence you're gonna be the best traveling docu-whatsit-who-maker ever.
Tamamen en iyi gezi belge.. herneyse iste... yapimcisi olacagina inaniyorum.
I'd be a whatsit by now.
Şimdi orda oturuyor olabilirdim.
- It had five wooden figures on it. - Yes, I know - the mermaid... the "man-maid" with the big fork... the sea horse from the fountain... the flying lion and the uni - um-whatsit.
- Evet, ben biliyorum - denizkızı... büyük kuyruklu deniz erkeği... deniz atı çeşmeden... uçan aslan ve uni - um nedir o?
Whatsit you say when I tell you I'm a fag'?
Peki ya eşcinsel olduğumu söylersem ne dersin?
- Wasn't her dad that academic, Donald whatsit?
- Babası şu akademisyen değil mi, Donald Bilmemkim?
The one whatsit gave you at work...
Neydi şu iş yerindeki kızın verdiği...
- But they went off to whatsit.
- Onlar şeye gittiler be ya.
Do we do the swivelling whatsit?
Fırdöndüyü yapıyor muyuz?
Whatsit you do with that?
Bununla ne yapacaksın?
Unless you've got some "fuck you" money stashed up your whosie-whatsit, you're shit out of places to look.
Dalga dümenine sikin taşağına denk yaşayacak kadar para zulalamadıysan boku avuçlamışsın demektir.
You're sure he's Ali Osman's whatsit?
Ali Osman'ın şeyi olduğuna eminsin di mi?
You've got the... whatsit, the ear thingy.
Senin kulağında sorun var.
Give us your whatsit's doo-dah there.
Bana elindeki zımbırtıyı ver.
This friend of Sarah Jane's given her this holographic postcard, whatsit thing, so...
Sarah Jane'in bir arkadaşı ona bu holografik kartpostalı vermiş, adı her neyse, bu yüzden... Selam Maria!
A whatsit?
Nesi?
Now, be a pet and hand him over the whatsit.
Şimdi uslu ol ve istediğini yap.
- What? Psico... whatsit.
- Psikiya dediğin her neyse?
Anyway "Dr. whatsit" said I ought to stay, so... sorry.
- Sanmıyorum. Doktor kalmamı söyledi. Yani, buradayım.
A whatsit.
Biraz ayıp bir şey.
Wore a thing, a whatsit, in her hair.
- Ses çıkaran topuklulardan giyiyordu. - Bir kadın mı? Saçına şey takmış...
I've read the whatsit, on the back, you know, the...
Önsözü, kapak yazısını okudum işte.
You're the one who wanted me to whatsit... loosen up.
Gevşememi isteyen sendin.
Time's wing'd whatsit, eh?
Pek zaman kalmadı.
- Whatsit you do?
Ne yapacaksın?
Then she got rid of me and got herself a whatsit. An opera girl.
- Hizmetçi mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]