When he was a kid traduction Turc
491 traduction parallèle
Hey, lay off of that! ... I knew him when he was a kid in the poolroom.
Çocukken bilardo salonunda oynadığı zamanlardan bilirim onu.
When he was a kid, he used to fake headaches... to get his mother's attention away from the rest of the family.
Çocukken annesinin ilgisini çekmek için... sahte baş ağrısı krizleri geçirirmiş. İşe yararmış.
Oh, from when he was a kid.
Çocukluğundan beri.
Sam always had a nasty tongue even when he was a kid.
Sam'ın çocukken bile dili hep bozuktu.
He had it hard when he was a kid.
Çocukluktan sıkıntı içindeydi.
When he was a kid, he was the fastest.
Çocukken, ondan hızlısı yoktu.
That guy... that Shinbei... he was never quite right, even when he was a kid.
Şu adam... Shinbei... bir çocukken bile, çok dürüst değildi.
Some friend of his fathers knew Jeff when he was a kid.
Babasının bazı arkadaşları, Jeff'İ çocukluğundan tanıyormuş..
They look like pictures of Stuart when he was a kid.
Stuart'ın çocukluk resimlerindeki hâline benziyorlar.
When he was a kid, Aldo must have wanted to have been a suspect when he grew up.
Bu herifde şüpheleri üzerine çekmek için özellikle uğraşıyor.
Here's a famous one when he was a kid, 12 years old.
Öyledir. Burada da çocukken ki hali, 12 yaşında.
Sarah Connor, who taught her son to fight, organise, prepare from when he was a kid.
Sarah Connor, oğlunu daha çocukken dövüşmek, organize olmak için hazırladı.
Was he as hopeless a liar when he was a kid, huh?
- Küçükken de bu kadar beceriksiz bir yalancı mıydı?
When he was a kid, his parents dressed him up for Halloween as a speed bump.
Küçükken ailesi cadılar bayramında onu hız rampası kılığına sokmuş.
I figure my dad, uh, you know, when he was a kid, he never had a punching bag, so he married one.
Anladım ki babamın, bilirsin, küçükken hiç kum torbası olmadığını, bu yüzden de bir kum torbası ile evlendiğini farkettim.
When he was a kid, he had weak lungs.
Çocukken akciğerleri zayıftı.
He got kicked in the head by a horse when he was a kid.
Çocukken bir at kafasına çifte atmış.
Then he's telling us this story about how when he was a kid he was in the car with his father and his father was trying to load one of them.
Sonra çocukken başından geçen bir hikayeyi bize anlattı. Babası ile beraber arabanın içindeyken, babası bunlardan birini doldurmaya çalışıyormuş.
He didn't think about when he was a kid.
Çocukken böyle bir düşüncesi yoktu.
He was a swell kid when we first got married.
Evlendiğimizde pırıl pırıl biriydi.
He got kicked in the head by a horse when he was kid.
Küçükken kafasını at tepmişti.
When I was a kid they said, "He'll grow out of it".
Çocukken bu halimden kurtulacağımı söylerlerdi.
I used to see them sometimes when I was a kid sitting'in the livin'room talkin', and I used to adore my old man, because he was always so kind.
Çocukken oturma odasında oturup, konuşurken görürdüm bazen onları benim ihtiyara hayran kalırdım, her zaman öyle şefkatliydi ki.
When Tony was a kid, real little, he used to play here.
Tony küçük bir çocukken, burada oyun oynardı.
He used to leave his loose change out when I was a kid so I could swipe some.
Ben aşırayım diye bozukluklarını bile bile etrafta bırakırdı.
When I was a kid, he caught me stealing hubcaps off his car.
Daha küçük bir çocukken, beni arabasının jantlarını çalarken yakalamıştı.
Even when we was kids, He's always sneakin'around behind a barn, Tryin'to get behind some kid and back shoot him.
Çocukken bile, başkalarının arkasına gizlenip, herkesi sırtından vururdu.
When I was a kid, my old man, he...
Ben çocukken, babam, O...
You know, when I was a little kid living in that village, he always made me feel like I was something evil.
O köyde küçük bir çocukken bana kendimi hep kötüymüşüm gibi hissettirirdi.
He was always bothering me when I was a kid.
Çocukken hep canımı sıkardı.
It was his favorite toy when he was a little kid.
- Küçüklüğünden beri en sevdiği oyuncağıydı.
He was at our place occasionally when I was a kid.
Ben küçükken, ara sıra evimize gelirdi.
He was cruel to him. When Sam was a kid, he'd shove his head underwater.
Çok zalim biriymiş.Sam küçükken başını suya sokar bekletirmiş.
He was in love with me when I was a kid...
Çocukluğumda bana âşıktı...
He ran out on us when I was a kid.
O ben çocukken bizi bırakıp gitti.
When I was a kid they used to show these movies with Boston Blackie... and he always had a woman with him.
Çocukken hep Boston Blackie filmlerini yayınlarlardı ve onun yanında da hep bir kadın olurdu.
He was a little old man... and when he would sit astride over his stool to card the wool... he made us laugh, because... he looked like a little kid on a wooden horse.
yaşlı bir adamdı. Yünleri atmak için taburesine oturunca \ biz gülmeye başlardık... Tahta ata binmiş bir velet gibi görünürdü.
My God, he moved to Australia when I was just a kid.
Tanrım, ben daha çocukken Avustralya'ya taşınmıştı.
- What? When he was a cop early on Brennan was brought up on charges for shooting a 16-year-old black kid.
Brennan meslekteki ilk yıllarında 16 yaşındaki siyahi bir çocuğu vurmaktan mahkemeye çıkmış.
I was just a kid when he died.
Ben çocukken öldü.
When I was a kid, he seemed like a god to me.
Çocukken, o benim gözümde bir Tanrı gibiydi.
I remember when I was about six, I guess, first grade, there was the standard fat kid who everybody made fun of, and I remember in the school yard, he was on a... you know, standing right outside the school classroom,
- Evet, kullandığım dil... Onu bir liberal ya da görüşleri bulgular ve sonuçlarla yücelecek biri olarak tanımlamak bir yargıdır hem de onun kullanımı için olumlu bir yargı. - Gerçeklerle devam edebilir miyim?
Well, my father, when I was a kid he took me to the bank and he lifted me up, and he pointed to the teller, and he said :
Babam, ben çocukken beni bir bankaya götürmüştü ve beni kaldırıp, veznedarı işaret ederek şöyle demişti :
When I was a kid, my dad took me to Veracruz... and he bought me a purple sombrero... and a little guitar.
Ben çocukken, babam beni Veracruz'a götürmüştü ve bana mor renkli geniş bir şapka ve küçük bir gitar aldı.
When I was a kid, he used to tell me stories about fairies and leprechauns.
Ne? Ben küçükken kötü güçler ve Leprikanlar hakkında masallar anlatırdı.
I used to do this for his dad when he was just a kid.
Bunu küçükken babasına yapardım.
Robert was very hung up on sex when he was a little kid... even more so than I was.
Robert küçük bir çocukken seks için yanıp tutuşuyordu. Hatta beni bile geçmişti bu konuda.
But when I was a kid, he used to give away my toys to the poorer kids.
Ama ben çocukken oyuncaklarımı yoksul çocuklara verirdi.
When Arthur first started at St. Joseph's... he was a good kid, from what we saw... but he was very immature.
Arthur St. Joseph'e ilk başladığında... iyi bir çocuktu, gördüğümüz kadarıyla... ancak hiç olgun değildi.
Yes, love him when he was just a swell kid with hot ideas who was in over his head.
Evet, onu sevdim Kafasındaki harika fikirleri olan iyi bir çocuktu o.
- See, that's why I kicked his fuckin'ass when he was a little kid, man. - Payback
Bak, işte bu yüzden, o küçük bir çocukken onun lanet kıçını hakladım.