English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / When i'm

When i'm traduction Turc

89,334 traduction parallèle
Do you remember when I mentioned that there was like a handful of theater companies that was interested in my work?
Yaptığım işle ilgilenen birkaç tiyatro grubu olduğunu söylemiştim, hatırlıyor musun?
You know, I was exactly your age when I made partner.
Biliyor musun, ortak olduğumda ben de senin yaşındaydım.
Hey, you know what I used to do, when I was bored at your age?
Senin yaşındayken sıkıldığımda ne yapardım biliyor musun?
I met him at a time in my life when I was scared, alone.
Korkmuş ve yalnız bir hâldeyken onunla tanıştım.
Well, I love it when you two bicker.
İkinizin atışmalarına bayılırım.
When you're in there, I need you to call out to your mom. Okay?
Oradayken anneni çağıracaksın, tamam mı?
Well... it just hit me that... when I die,
Şey... Öldüğümde beş dakika sonra gözlerimi geri açmayacağımı idrak ettim.
Well, aside for forfeiting my lease, I blew up one of those vampire-witch combos when she tried to take the bone.
Kiralık araba hariç, kemiği almayı deneyen vampir-cadı karışımı bir kadını patlattım.
So how come when I decide how to take care of myself I'm the one in court?
Kendime nasıl bakacağıma karar verdiğimde neden mahkemede olan benim?
Will I not like you when you get very angry?
Sinirlendiğinde senden vaz mı geçeceğim?
I must have put it on when I was fucked up.
Kafam uçmuşken taktım herhâlde.
I don't forget how you emptied our bank accounts when you knew I needed that money, Wendy.
İhtiyacım olduğunu bilmene rağmen tüm paramızı çektiğini de unutmadım.
And when Del gets his $ 8 million back, he'll be whole... and if he knows that I'm dead, I don't think that he...
Del, sekiz milyonunu alınca hesabı kapanmış olacak ve öldüğümü de bilirse sanmıyorum ki...
Yeah, you can fly free when someone dies so I try to plan my vacations around my dying relatives.
Biri öldüğünde bedava uçabiliyorsunuz bu yüzden tatillerimi ölmekte olan akrabalarım üzerinde planlamaya çalışıyorum.
But, uh, I knew Clay from back in Boston when his first name was still Calogero.
Ama, Clay'i Boston'dan onun ilk adı Calogero iken tanırdım.
I remember when I was making your student loan payment, they asked me if it'd be cash, credit, or exposure.
Öğrenci kredisi ödemeni yaparken bana sormuşlardı. "Ödemeyi nakit mi, kredi kartı mı yoksa isim duyulmasıyla mı yapmak istiyorsunuz?"
Just back here, but I hear it when I'm in the shower, so maybe it's got something to do with the pipes.
Şurada, ama duştayken bile duyuyorum,... belki de borularla ilgili bir şeydir.
I heard them the other day when I was in Bridget... My daughter's room, so...
Geçen gün kızım Bridget'ın odasındaydım.
When I first came out here, I used to come to this place all the time.
Buraya bir kere geldim,... ve bir daha kopamadım.
- When I was...?
- Öyle olsaydım- -
When I follow you on, I'll back whatever you said.
Sana uyacağım dediklerini destekleyeceğim.
When we're on, I have to get into all the action against you on the Nigerian play.
Yayındayken Nijerya oyununla ilgili sana bazı sorular soracağım.
Please... when I'm not with you,
Lütfen.
You know, when you invited me to come here, I thought I would be a guest, not serving.
Beni buraya davet ettiğinde misafir olarak katılacağımı sanmıştım, garson değil.
You're booing me when I'm being honest?
- Dürüst olduğum için mi yuhalıyorsun?
I guess I would say I'll let you know when I get the memo.
Anladığım zaman size de söylerim, derim herhâlde.
You know, I went through the same thing when I was a kid.
Çocukken ben de aynı şeyleri yaşadım.
How am I to justify sticking my head above the grass for you when there are so many qualified alumni who have actually earned my respect?
Etrafta, benim gerçekten saygımı kazanmış olan o kadar çok kalifiye mezun varken senin için kendimi nasıl öne atarım ki?
I... I've never told you this, Papa, but... when I'm lost, it's always your voice I hear in my head.
Ben bunu sana hiç söylemedim, baba, ama ne zaman kendimi boşlukta hissetsem kafamda hep senin sesini duyarım.
When I built the first model, I considered an ionization chamber but wasn't convinced that air would be a sufficient dielectric.
İlk modeli yaptığımda bir iyonlaşma odası düşünmüştüm ama havanın yeterli bir yalıtkan olacağına ikna olmamıştım.
Uh, uh, when she's done eating, uh, said breakfast, I'll ask her, uh, "Do you want seconds?"
Yemeğini bitirdiğinde, yani kahvaltısını "İkinciyi istiyor musun?" diye soracağım.
- You saw the ring? Yeah, he actually didn't even check to see if I was in the room, he just, like, took it out, and I was right there, um, and then when he saw me he said, " Lucy, hey.
- Evet, odada olup olmadığıma bakmadı bile, yüzüğü çıkardığında oradaydım ve beni fark edince şöyle dedi : " Lucy, selam.
Hey, I've been meaning to ask you, when did Nikhil get shot?
Ne zamandır soracağım, Nikhil ne zaman vuruldu?
I don't know why I'm praying when I know you're not there, but... if this is your plan for me, and you can hear me,
Orada olmadığını bildiğim hâlde niye dua ettiğimi bilmiyorum ama... Benim için planın buysa ve beni duyabiliyorsan senden yardım istiyorum.
I'm ready when you are, Padre.
Sen hazırsan ben de hazırım peder.
Just when I'm getting somewhere?
Tam da bir yere varmaya başlamışken mi?
When this kicks off, I need you to be watching Pullings.
Bu iş başladığında, Pullings'i izlemene ihtiyacım var.
I didn't because when she disappeared, that's when I realised she was 15 and I could be in big trouble.
Kaybolduğu zaman 15 yaşında olduğunu öğrendim ve başım büyük belaya girebilirdi.
When did I change?
Ne zaman mı değiştim?
And when I heard you, I thought he came back for me.
Sizin sesinizi duyunca beni almaya geldi sandım.
Great questions for tomorrow when I promise I will help you hit the ground running, but right now my little girl's waiting for me.
Harika sorular. Yarın için söz verdiğimde yardım edeceğim... hem de büyük bir istekle, ama şimdi kızım beni bekliyor.
I hope it's okay if I use your morgue when I need a lab.
Umarım bir laboratuvara ihtiyacım olduğunda morgunu kullanmamda sorun olmaz.
When I'm dying, I'm going to take the cure.
Ölürken tedaviyi uygulayacağım.
Then, when my memories start fading, I'm going to take the serum.
Sonra hafızam zayıflamaya başladığında serumu almaya geleceğim.
When I get in there, I'm going to personally take you apart, Piscatella style.
İçeri girdiğimde seni bizzat lime lime edeceğim, Piscatella-usulü.
I can respect the moral code, but being that blindly committed... that's when shit gets dangerous.
Ahlak kurallarına saygım var ama böyle körü körüne kendilerini adayarak tehlikeye davetiye çıkarıyorlar.
You know, when Cal and I would get bored... we'd make little figures out of popsicle sticks and hide them all over the house for my parents to find.
Cal'le sıkıldığımızda dondurma sopalarından heykelcikler yapıp evde annemler bulsun diye saklardık.
Well, I'm glad you're enjoying yourself now,'cause it'll be less fun when people start getting killed.
Şimdi keyfini çıkar. İnsanlar öldürülürken eğlenmeyeceksin.
But you better believe that when I get out, you are the first bitch that I am gonna go find.
Çıktığımda da ilk seni bulacağım, kaltak.
And I like an audience when I work, so I've invited your family here to watch.
Çalışırken izlenmeyi sevdiğim için de seyirci olarak aileni çağırdım.
When I was a kid, I used to steal Toblerone triangles from my mom's PMS stash... And, this one time, she caught me and she made me eat a whole jumbo bar as punishment.
Küçükken annemin regl zulasından üçgen Toblerone parçaları çalardım, bir kere beni yakalayıp ceza olarak koskoca çikolatanın hepsini yedirmişti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]