When i was a little boy traduction Turc
176 traduction parallèle
You know, when I was a little boy I was taught to ride and be a gentleman.
Küçük bir çocukken bana ata binmeyi ve beyefendi olmayı öğrettiler.
When I was a little boy, I used to kiss little girls.
Ben küçük bir çocukken, küçük kızları öperdim.
Oh, yes, when I was a little boy, I used to love to whistle and a whistle never forgets.
Küçük bir çocukken düdük çalmaya bayılırdım düdükler de unutmuyor işte.
Yes. I saw the great John Cabal with my own eyes when I was a little boy.
Evet, küçük bir çocukken meşhur John Cabal'i kendi gözlerimle görmüştüm.
You know, when I was a little boy and the rain came down like that, my mother used to say, "God is angry at someone."
Biliyor musun, ben küçükken böyle şiddetli yağmur yağdığında annem derdi ki, "Tanrı birilerine kızmış olmalı."
When I was a little boy, you wanted me to believe in fairy tales... and now that one has really happened
Küçük bir çocukken, benim masallara inanmamı isterdin ve şimdi bir tanesi gerçekten oldu -
When I was a little boy, I promised my father I'd kill a Frenchman for him.
Ben küçük bir çocukken, bir Fransız öldürmek için babama söz verdim.
When I was a little boy, I wouldn't even let my mother undress me.
Küçükken annemin bile beni soymasına izin vermezdim.
You had white hair when I was a little boy and now we look like we're about the same age.
Ben küçük bir çocukken de saçların beyazdı, şimdi de aynı görünüyorsun.
When I was a little boy there was a priest Father Wilkins.
Küçük bir çocukken Father Wilkins adında bir rahip vardı.
When I was a little boy I was left a letter of credit, a bag of gold and this medallion.
Ben çok küçükken bana bir mektup, bir kese altın ve bu madalyon verilmiş.
When I was a little boy I cursed my mother because of some milk.
Küçük bir çocukken birazcık süt yüzünden anneme beddua etmiştim.
I remember when I was a little boy, I once stole a pornographic book that was printed in Braille.
Hatırlıyorum da, küçükken..... kabartma yazıyla yazılmış bir porno kitabı çalmıştım.
Faye when I was a little boy I had rheumatic fever.
Faye ben küçük bir çocukken romatizmam vardı.
When I was a little boy, my father was a captain at Fort Selden,
Ben daha çocukken babam New Mexico Mıntıkası'ndaki...
I can remember when I was a little boy...
Anımsıyorum da, çocukken...
When I was a little boy, I fell and cut my knee.
Küçük bir çocukken, düştüm ve dizimi kestim.
When I was a little boy, my father took me to a baseball game.
Ben küçükken, babam beni bir beyzbol maçına götürmüştü.
You know, when I was a little boy, an old Negro farmer lived down the road, name of Monroe.
Küçük bir çocukken yolun aşağısında Monroe adlı zenci bir çiftçi yaşardı.
I was a good singer when I was a little boy, wasn't I, Georgie?
Ben çocukken iyi şarkı söylerdim, değil mi, Georgie?
When I was a little boy back on the farm above Macon, where I come from I wrestled hogs to the ground during killing time.
Küçük bir çocukken, Macon'ın üst tarafında bir çiftlikte yaşarken mezbahaya gitmeden önce domuzları yakalar bağlardım.
Did I ever tell you about when I was a little boy growing up in Puerto Rico?
Purto Rico da küçük bir çocuk olarak büyüdüğüm zamanlardan bahsetmişmiydim?
When I was a little boy, I was just like you...
Küçük bir çocukken tıpkı senin gibiydim...
How about this one- - my mother abandoned me when I was a little boy.
Peki buna ne dersin? Annem küçükken beni terk etti.
When I was a little boy, my grandfather had a summer home up on pearl Lakes.
Ben küçükken büyük babamın Pearl Lakes'de bir yazlığı vardı. - Her yıl giderdik.
The first time I read that when I was a little boy, why, I wanted to meet Captain Nemo.
Küçük bir çocukken o kitabı okuyunca Kaptan Nemo'yla tanışmak istemiştim.
Did I ever tell you, Anaïs, about when I was a little boy... growing up in Puerto Rico? My father used to take me to the carnival.
Sana hiç anlatmış mıydım, küçük bir çocukken, Puerto Rico'da babam beni karnavala götürürdü.
I feel just like I did when I was a little boy and my father said :
Tıpkı, küçük bir çocukken babam şöyle dediğinde hissettiğim gibi hisettim :
When I was a little boy, my daddy would have kicked my butt all over this street.
Ben senin yaşındayken annem sokağa çıkmamıza izin vermezdi.
My Dad used to sing this song to me when I was a little boy. Are your parents dead?
Babam bu şarkıyı bana küçükken söylerdi.
When I was a little boy, I was sitting on this wall waiting for me grandad, right.
Ben ufak bir çocukken, büyükannemi beklemek üzere bu duvarın üzerinde oturuyordum, şöyle.
When I was a little boy in New York City in the 1940's we swam in the Hudson River and it was filled with raw sewage okay?
New York şehrinde küçük bir çocukken 1940'larda Hudson Nehri'nde yüzerdik ve nehir atık suyla doluydu tamam mı?
Then he's going to do a kind of traditional western song, one that Gene Autry used to sing when I was a little boy, It's Midnight in Montana and I Can't Get My Dick Out of this Cow.
Sonra da geleneksel batı müziğinin bir çeşidi Gene Autry'nin bir zamanlar söylediği ben küçük bir çocukken, Montana'da Gece Yarısı ve Ben Sikimi İnekten Çekemiyorum.
You know, when I was a little boy, I hated peaches and Mom knew that.
Ben daha küçük bir çocukken, Şeftaiden nefret ederdim ve annem bunu bilrdi.
Well, I also spoke tongues like I did when I was a little boy in church.
Ve küçükken kilisede yaptığım gibi tuhaf bir dilde konuştum.
I caught him once smoking corn silk when he was a little boy.
Küçük bir çocukken onu mısır püskülü içerken yakalamıştım.
That was a dozen years ago when I saw a very little boy fight a very big bull.
Bir düzine yıl önce küçük bir çocuğun kocaman bir boğayla kapıştığını görmüştüm.
I do remember me... Henry the Sixth did prophesy that Richmond should be king... when Richmond was a little peevish boy.
Hatırladığıma göre, VI.Henry, Richmond daha küçük, şaşkın bir çocukken onun ileride kral olacağına dair kehanette bulunmuştu.
When I was just a little boy
# Henüz küçük bir çocukken
When I was a boy, Son, there was always two kinds of girls. Us boys, we'd never even mention them in the same breath but every now and then one of us boys would sneak off with a girl and we'd get a little steam out of our system.
Erkeklerle aramızda bundan söz etmezdik ama herkes bazı kızlarla sadece yatılacağını bilirdi.
She died when I was still a little boy.
Ben küçük bir çocukken ölmüş.
I used to sing this to my son when he was a little boy.
Oğlum küçükken ona şarkı söylerdim.
I guess I'll get it figured out in time. I knew your father when he was a little boy, your Lordship.
Babanızın çocukluğunu biliyorum Lordum.
Ask him what I used to sing to him when he was a little boy.
Küçük bir çocukken ona hangi şarkıyı söylediğimi sor.
My hand prints from when I was a cute little boy.
Küçük tatlı bir çocuk olduğum zamandan kalan el izlerim.
Well, I may go a little bit easy on the old hickory dickory stick... but that's just because my dad was so hard on me when I was a boy.
Evet, sanırım çocuklara biraz yumuşak davranıyorum. Çünkü benim babam küçükken bana çok sert davranırdı.
keep this Ma-ji, I was a little boy when my mother passed away
Al bunları.
I do remember me, Henry the Sixth did prophesy when Richmond was just a little boy that Richmond would be king.
Hatırıma geldi şimdi, VI. Henry bir kehanette bulunmuştu. O zamanlar Richmond küçücük bir çocuktu.
Anyway, when I was a little boy
Her neyse, Küçük bir çocukken gittiğim her yere onu da götürürdüm.
When I was | a little boy... I found this bird.
Biliyor musun ben küçükken.. Şu kuşu bulmuştum.
I taught the Commissar when he was a little boy.
O küçük bir çocukken komiser öğretti.