When we get out of here traduction Turc
172 traduction parallèle
If I can still raise an arm when we get out of here I'll show you how well saturated I can get.
Buradan çıktığımızda halim kalırsa... gazın ciğerime ne kadar sindiğini gösteririm.
When we get out of here,
Buradan kurtulduğumuzda...
When we get out of here I'm going to comb all the slave markets question everybody.
Buradan kurtulduğumuzda, tüm köle pazarlarını arayıp herkese soracağım.
And pray that when we get out of here, there'll be a train.
Ve dua edin ki, oraya vardığımızda, bizi bir tren bekliyor olsun.
When. When we get out of here... and you go home, where will that be?
Çıktığımız da evine döndüğünde, orası neresi olacak?
When we get out of here no one will stop us.
Buradan çıktığımız zaman kimse bizi durduramayacak.
When we get out of here, I intend to settle this.
Buradan kurtulunca ilk iş bunu ayarlayacağım.
We're both gonna be a lot safer when we get out of here.
Buradan gitmediğimiz sürece ikimiz de güvende olmayacağız.
I'll tell you about it when we get out of here.
Buradan çıktığımızda sana söylerim.
You know what I'm gonna do when we get out of here?
Buradan ayrıldığımızda ne yapacağımı söyleyeyim mi?
When we get out of here,
Buradan çıktığımızda,
- I'll be glad when we get out of here.
- Buradan gittiğimizde sevineceğim.
- When we get out of here?
— Dışarı çıktığımızda mı?
Neither have I. So, when we get out of here and we will get out of here what do you say we go down to Florida, get ourselves a boat we stock it with the nicest, yummiest things we can get our hands on and we go out there and catch ourselves a big, old, fat fish? Good.
Güzel.
Remind me to cut off my foot when we get out of here.
Hatırlat da buradan kurtulduğumuzda ayağımı keseyim.
Maybe when we get out of here I'll buy you a drink.
Belki buradan çıktığımızda, sana bir içki ısmarlayabilirim.
When we get out of here, unless we kill you on the spot, you can get a job with our company as a lawyer!
Çıktığımızda, tabii seni buracıkta öldürmezsek şirketimizde avukat olarak işe başlayabilirsin!
And I want to promise you... that when we get out of here, you can do anything you want to me, darling.
Ve sana, buradan kurtulduğumuzda... bana istediğin her şeyi yapabileceğine dair söz vermek istiyorum canım.
Well, when we get out of here, I'll find you a priest.
Buradan çıkar çıkmaz, sana bir rahip bulurum. Hayır.
First thing I'm gonna eat when we get out of here... is prime rib, mashed potatoes... candied yams, smothered with gravy. Yes.
Buradan çıktıktan sonra yiyeceğim ilk şey... koca bir pirzola, patates püresi... et suyuyla terbiye edilmiş şekerli yer elması.
You know, when we get out of here, I'm gonna make some changes.
Buradan kurtulduğumuzda, bazı değişiklikler yapacağım.
I'll tell you what. When we get out of here, I'm gonna buy you a house.
Bak ne diyeceğim, buradan çıkınca sana bir ev alacağım.
Sheppard, when we get out of here I'll make sure I say something really nice at your court martial.
Sheppard, buradan kurtulduğumuz zaman askeri mahkemede senin için çok iyi şeyler söyleyeceğim.
When we get out of here, I'll make you a bow of your own. I'll teach how to use it.
Buradan çıkınca sana bir yay yapıp, kullanmayı öğreteceğim.
Hodgins, I will split the cost when we get out of here.
Çıktığımızda masrafı paylaşırım.
─ I'll get one when we're out of here.
- Buradan bir çıkalım da.
Leo, when we get you out of here... I'll be goin'to New York, more than likely.
Leo, seni buradan çıkardığımızda büyük ihtimalle New York'a gidiyor olacağım.
And, at the end of the day, when the lot's all full and everybody's fighting to get out of here we'll be the first ones to get out, too!
Günün sonunda, otopark doluyken... herkes dışarı çıkmaya uğraşırken... ilk çıkanlar da biz olacağız!
You're gonna get a lot of dates when this comes out. Here we go.
Bu yayınlandığında, randevuların artacak.
We'll talk when you get out of here.
Onu buradan çıkınca konuşuruz.
She's just a foreign exchange student that's living here. And other than having to honk when we want to get out of the garage, she's... she's really been no problem at all.
O kız burada yaşayan yabancı değişim öğrencisi ve garajdan çıkarken korna çalmak zorunda kalmamız haricinde hiç rahatsızlık vermedi.
When we finish this, we get the hell out of here.
Bunu bitirince, buradan hemen gideceğiz.
Tomorrow's Founder's Day, when we all get together out at the church and mark that special day back in 1932... when Cicely and Roslyn stalled out here on the cusp of the new Alaskan Riviera... and had to make the best of a bad situation.
Yarın Kurucular Günü kilisede biraraya gelip 1932'deki o özel günü Cicely ve Roslyn yeni Alaska Riviera'sının ucunda mola vermelerini ve kötü bir durumdan iyi birşey çıkardıkları o günü anıyoruz.
I'll relax when we get that damn thing out of here.
Bu şeyi çıkardıktan sonra sakin olurum.
When can we get out of here?
Ne zaman gideceğiz?
When you get out of here, we'll all shave our heads and look like a gang of skinheads.
Dazlak çetesi gibi oluruz.
And then when they're waiting for the final demand, we get the hell out of here.
Son isteğimizi beklerken de buradan gideceğiz.
Oh, dude, when can we get out of here?
Ahbap, buradan ne zaman çıkacağız?
When I get out of here, we're going to a discotheque.
Buradan çıktığımda bir diskoteğe gideceğiz.
You want to stay here and wait and be blown into oblivion... when we have a chance to get out of here?
Buradan çıkma fırsatımız varken, Kalıp havaya uçmayı... Ve yok olmayı mı beklemek istiyorsun?
NOW, WHEN WE GET OUT OF THE BOAT HERE, STEP LIVELY.
Sandaldan inince, dikkatli adım at.
I know we ain't been kicking it the way you thought we ought to... but I'll change all that when I get out of here.
Eski muhabbetimiz kalmadı, biliyorum... ama buradan çıkınca bunu değiştireceğim.
When do we get out of here?
Buradan ne zaman çıkacağız?
When we get you out of here, we're gonna wrestle you up some live ones.
Buradan çıkınca, canlılarını da alırız.
But when? Listen, we have to get out of here and call the police.
Dinle, buradan hemen çıkıp polis çağırmalıyız.
We'll call someone when you get out of here.
- Alması için birini göndeririz... - Hayır.
We do good work here, but you know, we hardly ever get confessions out of the dead guys even when we slap them around a few times.
Burada iyi iş çıkartıyoruz, ama biliyorsunuz onları hırpalasak da, genellikle ölülerden itiraf almakta bir hayli zorlanıyoruz.
- Maybe when I get out of here we could- -
Belki buradan çıktıktan sonra, biz...
When I get out of here, what do you say we shoot some hoops?
Buradan çıktığımda, basket oynamaya ne dersin?
We're guessing the wife here heard the shots from the family room and was standing, attempting to get out of the tub when her attacker came to this doorway.
Küvetten çıkmak için doğrulmuşken o sırada saldırganlar kapı eşiğinde belirmişti bile.
When it does happen, the only warning that we're likely to get is a fast helium flash, at which point we'll have to jump out of here before it obliterates the entire planetary system.
Patlamadan önce büyük ihtimal hızlı bir helyum parlaması uyarısı alacağız ve bu gerçekleştiğinde, bütün gezegen yok olmadan önce sıçrayıp gitmemiz gerekecek.