When you say it traduction Turc
2,267 traduction parallèle
- It sounds stupid when you say it like that.
Sen böyle söyleyince kulağa çok aptalca geldi.
Well, anything sounds dumb when you say it like that.
Sen öyle söyleyince kulağa aptalca geliyor tabii.
Sounds pretty not - so - good when you say it all together like that.
Hepsini birlikte söylediğinizde kulağa hiç iyi gelmiyor.
Well, that sounds bad when you say it like that.
Öyle söyleyince harbiden kötü geldi kulağa.
That's what you break when you say it.
Söylediğinde bozacağın şey budur.
It sounds so simple when you say it like that.
Böyle söylediğinde kulağa çok basit geliyor.
It does suck when you say it like that.
- Öyle diyince berbat oldu.
Well, when you say it like that you make it sound creepy.
Öyle dediğin zaman tüyleri ürperiyor işte insanın.
It sounds so dirty when you say it like that.
Bu şekilde söyleyince kulağa çok çekici geldi.
You make me sound crazy when you say it out loud like that.
Bunları böyle yüksek sesle söyleyince kulağa sanki delinin tekiymişim gibi geliyor.
When you say it, it makes it real.
Ne zaman öyle desen gerçekten oluyor.
Well, you know, I don't do jacuzzis. Let me ask you a question. You know when you come back from a sunny trip and it's cold I mean let's say it's 20 Degrees colder.
Ben de.Sana bişey sorucam.. hiç 20 derece soğuğa girdin mi?
I just want to say, when I was a kid, I saw you recite Hamlet while jumping your motorbike through a flaming hoop, and it made me feel like I could do anything.
Çocukluğumda, motorla ateş çemberinden atlarken Hamlet'den alıntı yaptığınızı görmüştüm, ve bana her şeyi yapabileceğimi hissettirmişti.
When you say "your source," if it's not me or Peter, they don't know.
"Kaynaklarin" dedigin eger ben ya da Peter degilse, ne hakkinda konustuklarini bilmiyorlardir.
Well, it sounds weird when you make me say it.
Siz söyletince tuhaf geliyor.
Women love it when you say that kind of thing.
Kadınlar bu söylediklerine bayιlIr.
When we'd... We'd have to switch, let's say, a drummer or something, you do it out of survival mode.
Değiştirme zorunluluğunda kaldığımız zaman diyelim ki, bir davulcuyu ya da herhangi bir şeyi, bunu tam bir kurtuluş modunda yaparsınız.
I mean, when you say you're gonna do something, you do it, right?
Eğer bir şey yapacağını söylüyorsan, yaparsın öyle değil mi?
Do you understand what it means when I say I have been on thirty seven celestial bodies - planets, dark stars, even objects purely outside the curved cosmos of space and time?
Benim otuz yedi gök cismine gezegenler, karanlık yıldızlar, hatta uzay ve zaman kozmozunun dışındaki cisimlere gitmiş olmam ne demek anlayabiliyor musun?
So you've traded up when it comes to transport once again, you're outmatched.
Bakıyorum da ulaşım aracınızı geliştirmişsiniz. Ama bir kere daha sayıca azınlıktasınız.
Well, you know what they say... when it's right, it's right.
Eh, ne derler biliyor musun zamanı geldiğinde olur.
I just want you to understand I mean it when I say Dean was lucky.
Sadece Dean şanslıydı sözümü anlamanı istediğim için anlattım bunları.
When you say that, it really makes me want to leave you.
Sen böyle şeyler söyleyince seni terk etmek istiyorum.
And it never got better until I figured out a way to say, you know, like all the shit that... that I couldn't say when he was still alive.
Hayattayken yüzüne söylemem gerekenleri söylemenin bir yolunu bulana kadar da hiçbir gelişme olmadı.
Oh, is this one of those times when you take something tiny and then say how it means something more profound?
Hani bu daha önce de yaptığın, küçücük bir meseleyi ele alıp, bunun senin için ne kadar önemli olduğunu söylediğin diğer olaylara mı benziyor?
# You know I don't believe it when you say that you don't need me #
* İnanamadım söylediğinde, bana ihtiyacın olmadığını *
I think her weekend just opened up. Wait, wait, just to be clear, when you guys say "spa," does that mean the same thing as when regular people say it?
Durun bir onay lazım, şimdi siz spa dediğiniz zaman normal insanların kullandığı anlamda mı diyorsunuz?
Okay, when you say "make the best of it..."
Şimdi en iyi şekilde faydalanmak derken...
You know, my friends used to say that when Dede and I looked at each other, it was electric.
Arkadaşlarım hep Dede'yle birbirimize bakarken... elektrik çıktığını söylerdi.
How is it that when you say "boss," it sounds like insubordination?
Neden her "patron" dediğinde bir itaatsizlik seziyorum?
Now, can you just trust me when I say I'm handling it?
Şimdi, bu işi hallediyorum dediğimde bana güvenebilir misin?
So you're gonna do whatever I say to do when I say it.
O yüzden, sana yapmanı söylediğim şeyi yapacaksın. Sana söylediğim zamanda. Anlaşıldı mı?
How is it, when you are dealing with drug lords or mob bosses... you know exactly what to say and do, but when it comes to me...
Bir uyuşturucu baronuyla ya da bir mafya babasıyla uğraşırken ne yapacağını ve de söyleyeceğini adın kadar iyi bilirken ; sıra bana geldiğinde...
When you're running an official operation, the mission is over when your superiors say it is.
Resmi bir harekata dahil olduğunuzda üstleriniz, görev sona erdi, derse görev bitmiştir.
It may be tempting, particularly when your target was, say, involved in framing you for a murder.
Fazlasıyla cezbedicidir. Bilhassa bu hedef bir cinayeti üzerinize yıkmışsa.
Told you, bro. Game's over when we say it's over.
Söylemiştim sana oğlum.
Just to clarify, when you say you miss it, it's like... like you have survivor's guilt, like you wish you were back over there defending the motherland, right?
Özlediğini söylediğinde hayatta kalmaktan pişmansın gibi değil mi, sanki orada olup ülkeni korumayı diliyorsun gibi değil mi?
He would say that when you put on this uniform with my name on it, there is no substitute for winning!
Derdi ki ; Üstünde benim ismim olan bu üniformayı giydiğinizde yenmekten başka bir ihtimal yoktur!
And when you say "talk him out of it," what does that mean?
Ve'onunla konuşabilirim'derken ne demek istedin?
The way I understand it, Arlo, is, back in the day, when this place was really the Wild West, the only way anyone would come in here from out of town to do a deal, say, pick up a big pot harvest, was if you and Uncle Bo would ride in and out with them.
Anladığım kadarıyla Arlo, eskiden burası vahşi batı gibiyken kasaba dışından birinin buraya bir anlaşma yapmak için gelebilmesi ancak mesela, büyük meblağda ot almak için sen ve Bo Amca'nın onları kasabaya getirip, götürmesiyle mümkün olurdu.
You and your boys, you do exactly what I say, when I say it.
Sen ve adamların her dediklerimi dediğim anda yapacaksınız.
I like it when you say "imminently." It gets me a little hard.
"Eli kulağında" demene bayılıyorum. Beni azdırıyor.
- They say it's when you stop looking that you...
- Derler ki aramayı bırakırsan...
I mean it when I say I owe you one.
Ne zaman ı borcu olmak sen bir demek bu demek.
You say it when Anneka Rice is on.
Anneka Rice çıkınca sen söylüyorsun ama.
Doesn't count when you do it alone.
Kendi başına yapıyorsan sayılmaz.
I mean, I know what it feels like to have somebody say that you did something when you know that you didn't.
Birinin, sen yapmadığın halde bir şeyi senin yaptığını söylemesi nasıl bir şey, biliyorum.
It's important to me that you know, that I mean it when I say you're full of possibility.
Senin her şeyi yapabileceğini söylediğimde,... bunda ciddi olduğumu bilmen benim için çok önemli...
There's nothing you can say about what I do or when I do it!
Ne yapacağıma ya da ne zaman yapacağıma artık sen karar veremezsin!
It's not cheating when you despise each other.
Birbirinize katlanamadığınızda bu aldatma sayılmaz.
When you say, "some animal", was it a member of the band that made -
Bu grubun bir üyesine "hayvanın teki" deyince- -
when you say it like that 46
when you 160
when you're gone 25
when you're ready 256
when you die 79
when you're right 37
when you were born 38
when you're done 105
when you said 77
when you're a kid 24
when you 160
when you're gone 25
when you're ready 256
when you die 79
when you're right 37
when you were born 38
when you're done 105
when you said 77
when you're a kid 24
when you're dead 37
when you come back 48
when you're alone 31
when you're 91
when you wake up in the morning 17
when you get there 53
when you're married 16
when you love someone 38
when you get home 49
when you were little 52
when you come back 48
when you're alone 31
when you're 91
when you wake up in the morning 17
when you get there 53
when you're married 16
when you love someone 38
when you get home 49
when you were little 52