Whew traduction Turc
1,407 traduction parallèle
- Whew. - Scary.
Korkutucu.
Whew. Hello.
Merhaba.
Whew.
Of.
So let me ask you... Whew!
Peki sormama izin ver.
Whew. Absence of health insurance...
Sağlık sigortasının yokluğu...
And, like... whew... one with myself.
Tek başımaydım.
Wait, wait, wait. Whew.
Bekle, bekle, bekle.
Whew! That's a load off my toad.
Üstümden kocaman bir yük kalktı.
Whew! That blade missed me by the skin of my pants.
O pervane kıçımı yaladı gitti.
'Tis named for its discoverer, Reginald Hopelessness... Whew! ... the first man to be eaten alive by the Tunneling Horror.
Buraya, mağarayı keşfeden adamın adını vermişler, Ragıp Umutsuzluk Tünelci Dehşet tarafından yenilen ilk insan.
- Whew. That was close.
- İyi sıyırdım.
Yo, yo mama's so fat, that when she farts... Al Gore accuses her of global warming, dawg. Whew!
Anan o kadar şişko ki, osurduğunda Al Gore onu küresel ısınmayla suçluyor.
Whew, he's a hard rock from the motherland.
Ana karadan sıkı biri.
Whew.
.
Whew!
- Tamam!
Whew, that's better.
Vay be, bu daha iyi.
Whew.
Sonunda.
Whew. It's almost 6 a. m.
Saat sabah altı.
Whew! Take it easy. Come on, touch it.
- Sakin ol tamam mı, abartmaya gerek yok.
Whew!
Vay!
She's... alive. - Whew.
O yaşıyor.
Whew.
whew.
Whew.
Öf.
But, you know, i just want to say we've all been there, I mean once upon a time, i had a girl-whew.
Ama biliyor musun hepimiz bu yollardan geçtik. Bir zamanlar, bir kız vardı.
Whew. You were incredible.
İnanılmazdın.
whew.
Vay anasını.
Whew! Even so, Haley can't just..
Öyle olsa bile,... Haley'i öylece öldüremeyiz.
Whew. - Sylvi, these are my friends.
- Sylvi, bunlar arkadaşlarım.
Whew. Four years of landscaping but I think Mr. Tarkin finally has a home to be proud of.
Dört yıldır çevre düzenlemesi yapıyorum ve artık Bay Tarkin'in gurur duyacağı bir evi var.
- Whew. That's a difficult problem.
Bu zor bir iş.
Whew, what a day.
Ne gün ama...
Whew.
Vay be.
- Whew. - Good job, Coach.
İyi iş, Koç.
It flew from here to there with a "whew" sound.
Buradan şuraya kadar ıslık sesi çıkararak uçtu.
It made some "whew" sounds like I just told you. "Whew." Do you hear me?
Demin dediğim gibi ıslık sesi çıkarıyordu. Islık. Duyuyor musun?
You just... Whew. You went catatonic right in the middle of a sentence.
Tam konuşurken katatoniye girdin.
Whew.
Whew.
Whew. 25.
Vay be! 25, ha?
Whew, honey.
Tatlım, hiç bilmiyordum.
Okay, yeah. Whew.
Tamam.
Whew! All right, come on, shake it off.
Salla gitsin.
But I still have Nutella and, whew, it is a huge check.
Nutella hâlâ bende ve hesabı pek kabarık.
Whew. Gains a second asshole, you call him "Solo?"
Adamın iki kıç deliği oldu ama sen ona Solo mu diyorsun?
And it looks like I just lost another job. Whew!
Bir kez daha işimden oldum.
Whew.
Vay canına.
Whew! I'll take that letter for Avery.
Avery için gelen mektubu ben alırım.
$ 1,250. Whew.
Hala Ronnie'nin sigortasına bağlıyız.
Everybody... whew.
Bu, Şerif Troy.
Whew!
Bu odadan çıkana kadar yalnız kalmam gerekiyor Lisbon.
Whew.
Anlıyorum. Anladım.
Pretty girl like you is a cop- - whew.
Senin gibi cici bir kız, polis ha?