While i'm here traduction Turc
1,922 traduction parallèle
His abdomen is tender. I'm gonna run some tests while he's here.
Burada olduğu sürece bazı testler yapacağım.
But not my dream, because I've been here, right here the whole time, trying to sleep, while you've been snoring, belching, and farting, Angela, bad, smelly farts.
Rüya olmayan ise, ben buradayım, deminden beri tam burada, horlamana, geğirmene, osurmana rağmen uyumaya çalışıyorum, Angela. İğrenç, kokan osuruklar.
No sliding down a pole while I'm not here.
Ben burada yokken, direkten kaymak yok.
I think you're gonna hang out here and party with us for a while.
Sanırım bir süreliğine bizimle takılacaksın ve birlikte bir parti yapacağız.
I needed you to stay put while I put you front and center on every "be on the lookout" list from here to New York.
Tek ihtiyacım olan, seni buradan New York'a kadar bütün arananlar listelerinde en başa koymak.
But I am trying to help you, and in 15 minutes, I'll be leaving here and will get paid whether you answer my questions or not, while you'll still be lying here unable to walk.
Ama size yardım etmeye çalışıyorum. ... ve siz bana cevap verseniz de vermeseniz de 15 dakika içinde buradan paramı almış olarak ayrılacağım. Sizse burada yürümekten aciz biri olarak yatmaya devam edeceksiniz.
I'll stay here and do what I can to help while you two go to the garrison.
Siz garnizona giderken ben de burada kalıp, ne yapabileceğime bakayım.
At least while I'm still here.
En azından ben hâlâ buradayken.
Okay, I'm gonna call a quick timeout here while the lesser comedians of the group have a chance to make their own stripper abuse joke.
Tamam ben burada bir mola veriyorum Lesser comedyenleriyle birlikte birlikte striptizci sakası yapmak için daha çok şansım var.
Real quick, while I've got you here, what are you guys doing November 17th?
Seni niye tuttuğumu anlatayım hemen. Kasımın 17'sine planınız var mı?
I'm just gonna be stuck here for a while.
Bir süre burada kalacağım.
They're not gonna be here for a while and I ain't got that kind of time.
Bir süre buraya gelmeyecekler. Benim de o kadar zamanım yok.
You all are making noise here while I'm sleeping.
Gürültünüzle patırtınızla adamı uyutmadınız gitti!
Okay, tonight, I beg you, while Leslie's here, could you please not...
Bu gece yalvarırım lütfen Leslie buradayken- -
I came by to drop off some treats for the bake sale, and figured out while I was here I'd popped in and make my boy's teacher.
Kermes için biraz tatlı bırakmaya gelmiştim ve hazır buradayken bir sürpriz yapıp oğlumun öğretmeniyle tanışayım dedim.
I can tell by your face we're gonna be here for a while.
Suratından anladığım kadarıyla bu iş bir süre daha uzayacak gibi.
I don't understand. Why can't you just stay here and work while I'm in New York.
Ben New York'tayken neden burada kalıp çalışamıyorsun anlayamıyorum.
And I'm here in New York while he's back in Hooglanderveen.
Ve ben New York'tayken o ta Hooglanderveen'de.
Listen, perhaps while I'm here, I can barbecue for you one evening.
Belki buradayken senin için bir akşam barbekü yapabilirim.
So, while I'm in here, you mind if I erase a few parking tickets?
Hazır buradayken birkaç park cezamı silsem?
Secondly, while I'm here on active investigation, this division is under my purview.
Sen ona karşı intikam arıyorsun. Ayrıca, burada sürmekte olan bir teftişte olduğumdan bu bölüm benim yetki alanım içinde.
"Here you go, shark." "Let me fix your fin for you and sharpen your teeth while I'm at it."
Bırak da içerideyken dişini törpüleyeyim.
So, are you gonna stay here while I'm gone?
Ben yokken burada kalacak mısın?
And while you're sitting in dallas central booking Waiting to make your one phone call, I'll have the entire white collar division from the fbi here
Ve siz gözaltında oturmuş tek telefon hakkınızı beklerken Quantico'daki tüm FBI çalışanlarını buraya getirip aradığımızı bulana kadar burayı talan ederim.
I got to know Nicky while we were both being treated here
Nicky'yi burada birlikte tedavi olurken tanıdım.
I'm just going to hang here for a while.
- Biraz daha burada takılacağım.
The bad news is... I'm afraid you're gonna have to stay here for a little while longer until we go out and check and make sure everything is safe.
Kötü haber ise, korkarım ki, biz dışarı çıkıp, kontrol edene ve her şeyin yolunda olduğundan emin olana kadar sizi bir süre daha burada tutmak zorundayım.
Listen, you need to stay here and keep him calm while I get oxygen, all right?
Dinle, Ben oksijeni getirirken, senden burada kalıp onun sakin kalmasını sağlamanı istiyorum, tamam mı?
I'm telling you, I'm a bigger menace trying to put this thing in while I'm driving than I would be if I just did it without it, and besides that, I'm already here.
Sana söylüyorum, araba kullanırken bunu yerleştirmek tam bir bela, Bunsuz yapamaz mıyım bu işi, ve dahada ötesi, hala burdayım.
While I'm finishing up here, do you want to go
İşim bitmek üzere, siz de o arada evrakları imzalamak ister misiniz?
I'm going to stay here a while.
Bir müddet burada kalacağım.
I'm grateful I could stay here and wait it out while an army of trained professionals restores our home.
Ben sadece dün işinin ehli profesyoneller evimizi tekrar düzene sokarken burada kaldığım için mutluyum.
Are you afraid of what you might say while I'm here?
Ben buradayken söyleyebileceğin şeylerden mi korkuyorsun?
While I'm catching all the bandits you're over here celebrating at a time like this?
Ben tüm haydutları yakalıyorken sen burada gününü gün ediyorsun.
While I'm here, may as well.
- Şimdi ben buradayken neden olmasın.
And I figured, "Hey, while I'm here, why not gut the entire organization?"
Sonra dedim ki : "Buraya girmişken, neden tüm organizasyondan intikam almayım."
Well, I was hanging out over there by the batteries for a while, but, yeah, now I'm here... in this part.
Pekala millet, CIA engelli parkur vakti geldi.
Because it is there... and while I am here, I can find it.
Çünkü o dışarıda... ve ben buradayım, onu bulacağım.
I don't know, I don't want you thinking I'm in here nuzzling your shirts while you're gone, anything weird like that.
Sen yokken tişörtlerini falan kokladığımı düşünmeni istemem.
Get lost, get lost! Go fuck a woman while I'm dying here!
Ben burada ölürken, sen git o kadını becer!
Look, um, I'm gonna get Sasha here to make you a cup of tea, just while I sort all this out, all right?
Bakın, ben şu sorunu çözerken Sasha'da size çay hazırlayacak, tamam mı?
While everyone was here flapping their gums I took the liberty of toddling down to Mahone's car checking out the last address he put in his GPS.
Burada herkes eğlenirken Mahone'nun arabasına sızıp GPS'ini en son nereye ayarladığına baktım.
So remain here and do your best to stay out of trouble while I'm gone. "
"O yüzden burada uslu uslu otur ve beladan uzak dur" dedi.
What a relief to know, Adrian, that while I'm out there catching scum, you're in here, pondering the bigger question.
Bunu öğrendiğim iyi oldu, Adrian. Ben dışarıda suçluları yakalarken sen burada, mühim sorunları düşünüyorsun.
Always hate to see them go while I'm still here.
Ben hâlâ buradayken onların gidişini görmekten nefret ediyorum.
I think maybe we should just sit here quietly now, not say anything and let you just contemplate on the news I just dropped on you and let me kind of just contemplate on my own pains and sorrows right now perhaps while I listen to this music.
Bence biraz susup sessizce oturmalı ve seni az önce verdiğim haber hakkında düşünmeyle kendimi de kişisel sorunlarımla ve pişmanlıklarımla baş başa bırakmalıyım. Muhtemelen müzik dinlerken yaparız bunu.
My father was really hoping i'd find something philanthropic to do while i'm down here.
Babam gerçekten, buradayken yapacak insancıl bir şeyler bulmamı umuyordu.
You're gonna be here a while, I take it. Yes.
Bir süre daha buradasın, ben alırım, tamam mı?
Hey, can one of you other men come over here and comment on the meat while I'm cooking it?
Hey etlerin pişip pişmediğine bakmak için aranızdan mangaldan anlayan birisi buraya gelebilir mi?
I'm going to stay here for a while.
Uzun bir süre kalacağım.
Listen, while you were sitting in here, I called Ellen's roommate.
Dinle, sen buradayken, Ellen'in oda arkadaşını aradım.
while i'm at it 16
while i'm gone 48
i'm here 4719
i'm here for you 373
i'm here if you need me 37
i'm here too 22
i'm here to stay 17
i'm here to help 220
i'm here to help you 212
i'm here now 349
while i'm gone 48
i'm here 4719
i'm here for you 373
i'm here if you need me 37
i'm here too 22
i'm here to stay 17
i'm here to help 220
i'm here to help you 212
i'm here now 349
i'm here to save you 34
i'm here with you 65
i'm here on business 49
i'm here to rescue you 19
i'm here to work 18
i'm here to see you 50
i'm here because 32
i'm here to listen 16
i'm here because of you 16
i'm here to apologize 34
i'm here with you 65
i'm here on business 49
i'm here to rescue you 19
i'm here to work 18
i'm here to see you 50
i'm here because 32
i'm here to listen 16
i'm here because of you 16
i'm here to apologize 34
i'm here to tell you 22
i'm here to 41
i'm here to warn you 17
i'm here to protect you 31
i'm here to see mr 21
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
i'm here to 41
i'm here to warn you 17
i'm here to protect you 31
i'm here to see mr 21
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106