Who are you waiting for traduction Turc
70 traduction parallèle
Who are you waiting for, Mademoiselle?
Kim için bekliyorsun Matmazel?
Who are you waiting for?
Kimi bekliyorsun?
Who are you waiting for in this relay?
Bu nakliye yerinde kimi bekliyorsun?
- Who are you waiting for?
- Kimi bekliyorsun?
Master Teng, who are you waiting for?
Üstad Teng, Kimi bekliyorsunuz?
- Great. So who are you waiting for?
Kimi bekliyorsun k?
Who are you waiting for?
- Belki de. Affedersiniz. Merhaba.
Hyo-jin who are you waiting for?
Hyo-jin, sen kimi bekliyorsun?
" Who are you waiting for?
" Kimi bekliyorsun?
"Who are you waiting for? I'm here now"
"... haber ver bana. "
Who are you waiting for?
Kim geliyor?
Who are you waiting for to beat Britannia?
Britanya'yı yok etmek için kimi bekliyorsun?
Who are you waiting for, Sakina?
Kimi bekliyorsun Sakina?
So who are you waiting for?
Peki kimi bekliyorsunuz?
Who are you waiting for?
Siz kimi bekliyorsunuz?
Who are you waiting for?
Sen, kimi bekliyorsun?
Who are you waiting for? My brother, Jake.
- Kimi bekliyorsun?
Okay, who are you waiting for?
Tamam, kimi bekliyorsun?
Who are you waiting for?
- Kimi bekliyorsun?
Who are you waiting for again?
Kimi bekliyordunuz pardon?
Who are you waiting for?
Daha ne bekliyorsunuz? Kalkın!
Who are you waiting for?
- Kimi bekliyorsun? - Ne?
Who are you waiting for, Bank?
Kimi bekliyorsun, Bank?
Who are you letting the room to now? The room is waiting for him to return.
Odada şu an kim kalıyor?
... sculptured portals, ranks of doors, galleries... transverse corridors leading to deserted salons... encrusted with the ornamentation of another age... silent rooms, where footsteps are absorbed... by carpets so heavy, so thick... that one hears no step... as if the very ear were far away... far away from this numb, barren decor... far from this elaborate frieze beneath the cornice... with its branches and garlands... like dead leaves... as if the floor were still sand and gravel, or stone slabs... over which I advanced once again... as though to meet you... between richly panelled walls... stucco, moldings, paintings... framed prints amidst which I advanced... among which I found myself already... waiting for you... very far from the setting I stand in now... before you, waiting again... for one who will not come again... who will no longer keep us apart... tear you from me.
... oymalı girişler, sıra sıra kapılar, galeriler... başka bir çağdan kalma süslemelerle bezenmiş... metruk salonlara götüren birbirine dik koridorlar... sessiz odalar ; çok ağır, çok kalın halıların... ayak seslerini yuttuğu... adımların duyulmadığı... sanki dalıp gitmiş sırdaşlar... bu cansız, yavan dekordan çok uzaklara... kornişin altında, ölü yapraklar gibi dal ve çelenkleriyle... özenle hazırlanmış... bu frizden uzaklara... üzerinde bir kez daha yürüdüğüm zemin sanki hâlâ... kum ve çakıl veya taş döşeme... sana kavuşmak için adeta... zengin ahşap kaplamalı duvarlar arasında... ustuka, silme, tablolar... aralarından geçtiğim çerçeveli gravürler... seni beklerken içlerinde çoktan... kendimi bulduğum... şu an senin huzurunda bulunduğum mekândan... çok çok uzaklarda ; ve yine beklerken... bir daha gelmeyecek birini... artık bizi ayıramayacak birini... seni benden koparan.
- You come from a good family. Yes, who are now waiting for one piece of good news.
Evet, o kadar iyi ki, şu an en ufak bir haberi gözlüyorlar.
TOBY : Look, mister, I don't know who you are... but for two weeks, I've been waiting in empty warehouses... cheap hotels, and taking taxicabs to meet someone in the middle of nowhere.
Bakın bayım, kimsiniz bilmiyorum ama iki haftadır boş depolarda ve ucuz otellerde bekleyip ıssız bir yerde birileriyle buluşmak için taksilere biniyorum.
My God, we are waiting for rain, and who you are sending to us?
Allah'ım biz yağmur istiyoruz, sen kimleri yolluyorsun.
So you'll appreciate when I say I have patients of my own who are waiting for me while I'm waiting for you, which is why I mention I'm not looking for VIP...
O zaman ben sizi beklerken beni de aşağıda bekleyen hastalarım olduğunu takdir edersiniz, ki bu da VIP muamelesi istemediğimi gösterir...
The idea that there are kids waiting for homes, and people still have the nerve to say who's good enough and who isn't, based on are you gay or not?
Ev bekleyen çocuklar var ve insanlar hâlâ eşcinsel olup olmadığına bakarak kimin iyi kimin kötü olduğunu söyleyecek küstahlığa sahip.
They're waiting for me to preach a sermon... to the soldiers who are replacing those who went astray with you.
Senin askerlere verdiğin sapkın vaazları düzeltecek bir vaaz vermem için bekliyorlar.
Are you like the other farmers who come and search for gold, waiting for the first rain, only to return to the farm?
Sende buraya altın aramaya gelip eve dönmek için... ilk yağmuru bekleyen diğer çiftçiler gibi misin?
Are you waiting for that guy who gave you a huge bouquet of flowers?
Sana koca bir demet çiçek veren adamı mı bekliyorsun?
Who are you waiting for? Who's inside?
Kimin için bekliyorsun İçeride ki kim?
This phone will put you right in touch with a bunch of hard-core guys... Who are waiting for you to make your decision.
Bu aletin ucunda sizin kararınızı bekleyen kararlı insanlar var.
Are you crazy, are you who need, let the car waiting for us.
Boş versene. Asıl ona ihtiyacın var. Arabada bekleyeceğim.
What are you waiting for? Who me?
Neyi bekliyorsun?
For families who are on the waiting list, you should receive at some time the early part of next week, confirming where you are on the waiting list.
Yedek listede olan aileler için, önümüzdeki haftanın ilk günlerinde, yedek listenin kaçıncı sırasında olduğunuz konusunda teyit alacaksınız.
Look, we've got guys lining up to get in with Radon. If you're not willing to play ball, there are plenty of other agents who are just waiting for the chance.
Bakın, Radon için sıraya giren bir sürü insan var yani sahaya çıkmak istemiyorsanız en ufak bir şansı değerlendirmeyi bekleyen bir sürü menajer var.
Now Gangs and Narcotics know who you are, Homicide Patrol, and we're all gonna be watching and waiting for you to screw up, like we know you will.
Artık Çete, Narkotik ve Cinayet birimleri kim olduğunu biliyor, hep beraber oturup hata yapmanı bekleyeceğiz ve eminiz yapacaksın.
As someone who's been on the other side, I can tell you, it is a scary, lonely, Chang-filled world out there, and sure, this group has sprouted some legs, but why are we in such a rush to leave the tide pool, when the only things waiting for us on shore are the sands of time.
Diğer tarafta bulunmuş biri olarak şunu söyleyebilirim, dışarıdaki dünya korkutucu, yalnız ve Changli ve evet, bu grup kök saldı ama niye kıyıda bizi tek bekleyen zamanın kumları ve araları açılan aç martılarken bu havuzu terk etmek için acele ediyoruz ki?
When your realise you are lying besides somebody who is waiting for you to die!
Şimdi anladınız mı, sizin ölmenizi bekleyen biriyle yattığınızı!
You are the one who thinks there's something up there waiting for you.
Seni yukarda bekleyen bir şey olduğunu düşünen sensin.
The truth is, I think part of being an adult is that you stop waiting for yourself to change and you start to accept who you are.
İşin aslı... yetişkin olunca değişmeyi.. beklemeyi bırakıyorsunuz.
Okay, Victoria, you are the queen waiting for the Republic's ambassador, played by Brad Pitt, who has just landed on your planet.
Pekala Victoria, sen gezegene yeni gelen ve Brad Pitt tarafından oynanan Cumhuriyet elçisini bekleyen kraliçesin.
Two kids who love and miss you so much, and that are waiting for you to be okay again.
Seni seven ve özleyen 2 çocuk. Yeniden iyi olmanı bekliyorlar.
Why don't you wanna be back with all those people who are waiting for you?
Niye seni bekleyen insanların yanına dönmüyorsun?
There's a waiting list now, which is unfair, because, you know, some people are rereading it, even though there's people like you who haven't read it for the first time.
Bekleme listesi var, biliyorum adil değil çünkü bazı insanlar ikinciye alıyorlar. Senin gibi daha okumamış insanlar olmasına rağmen.
And, unfortunately for you, so do all the people you've killed who are waiting for you in hell.
Ve senin adına ne yazık ki, öldürdüğün insanlar seni cehennemde bekliyor olacak.
Well, I'm sure there are lots of men who wouldn't mind waiting up for you, Dr. Sarkisian.
Eminim sizin için beklemeyi sorun etmeyecek bir sürü adam vardır, Dr. Sarkisian.
Who exactly are you waiting for, sir?
Tam olarak kimi bekliyorsunuz efendim?