Who is he to you traduction Turc
574 traduction parallèle
- I meant, who is he to you?
- Senin için ne ifade ediyor?
Who is he to you?
Peki, neden?
The bastard sitting next to you, who is he!
Kim o? Lütfen kapıyı aç.
Now, ladies and gentlemen of the jury, you must know what justice can mean to a man who is defenseless because he is poor.
Değerli jüri üyeleri, sırf fakir olduğu için kendini savunamayan biri için adaletin ne olduğunu anlamanız gerekir.
No woman, unprotected as you are, can afford to give the best years of her life to a man who, when he leaves her, will leave her with nothing and who is certain to leave her in the end.
Sizin gibi korunmasız hiçbir kadın hayatının en güzel yıllarını onu bırakırken ardında hiçbir şey bırakmayacak ve eninde sonunda onu bırakacak bir adama vermemeli.
Who is he not to be in love with you who have beautified the North Atlantic?
Senin gibi bir kıza kim aşık olmaz?
And when you meet a man who's labeled "artist" you know he's going to be all you think an artist is supposed to be.
Ve sanatçı etiketli bir adamla tanıştığında....... onun kafanda oluşturduğun gibi bir sanatçı olduğunu düşünüyorsun.
I ask you once more : I want to know who he is and where you met him.
Bir daha soruyorum, Kim o adam ve nerede tanıştınız, söyle bana.
Sir Gawain, who brought you here. Perhaps he failed to tell you that he is the son of our friend, King Lot.
Seni buraya getiren sır Gawain belkide yakın dostumuz olan kral Lot'un oğlu olduğunu söylemedi bile.
I ask you all to remember that he is not a Briton but a Viking who has led a secluded life in exile with his father.
Kendisinden bir britanyalı olmadığını hatırlamasını istiyorum. Bir viking, babasıyla birlikte sürgünde yaşamaya zorlanmış biri.
Like I told you, he is the guy who was tryin'to take the mission doll to Havana.
Dedim ya, misyoner kızı Havana'ya götürmeye çalışan adam o.
Well, then he'll have to take care of you and provide for the baby. - Just tell who it is.
Öyleyse, sana ve bebeğe bakmak zorunda.
Is he the one who told you to go out to the Big Apple every night?
Sana her gece Büyük Elma'ya gitmeni o mu söylüyor?
You only have to tell me who he is.
Kim olduğunu söylesen yeter.
My father will look at you silently, then he'll say to me : "Who is this, Sasha? Your stuff?"
Babam hiç konuşmadan sana bakar sonra bana : "Kim bu, Sasha, senin dalgan mı?" diye sorar.
If you really want to know who he is....
Gerçekten kim olduğunu öğrenmek istiyorsan...
"From you, Bethlehem, shall He come forth who is to be ruler in all Israel."
"İsrail'i yönetecek olan kişi senin içinden, Beytüllahim'den gelecek."
" From you, Bethlehem shall He come forth who is to be ruler in all Israel.
" Tüm İsrail'i yönetecek olan kişi, içinizden, Beytüllahim'den gelecek.
You've got to tell me who he is and what he wants!
Onun kim olduğunu ve ne istediğini bana söylemelisin!
Captain Ellsworth Cody is en route back to the States and the lieutenant who's now in charge is... Well, I don't want to say he's unstable, Now, what do you say?
Yüzbaşı Ellsworth Cody ülkeye döndü şu an komuta eden teğmene gelince de dengesiz demek istemiyorum ancak duygusal açıdan sağlığı pek yerinde değil diyebiliriz.
A 20-year sentence is a bit much for a soldier who simply obeyed orders, like the rest of us, but politically, he was inclined to be rather extreme. If you know what I mean.
Bizim gibi sadece emirleri dinleyenler için 20 yıl hapis biraz fazla ama o siyasi açıdan aşırılığa meyilliydi.
Above all, that man who faces you in the dock embodies all that is evil and inhuman, and has to be removed from a world that he can only corrupt.
Her şeyden önce, kötü ve insanlık dışı her şey yüzü size dönük bu kişide toplanmıştır. Bu yüzden kirlettiği bu dünyadan yok edilmesi gerekmektedir.
Why does he want to see you dead? And who is Cavanaugh?
Ve Cavanaugh aslında kim?
- Is he the one who sold it to you?
- Size satan buydu değil mi?
Then you ought to know who he is?
Öyleyse, onu tanıyor olmalısınız?
Who is this "Brethnavitch" that you have to come running when he calls?
Bu "Brethnavitch" şu aradığında acele koşup geldiğin kişi mi?
He's got the mumps and says it would be most insecure for you to know who he is.
Kabakulak oldu ve onun kim olduğunu bilmek senin için hiç emniyetli olmaz.
But, you see, the snag is... if I now call the service and say to them... "I've got a 45-year-old accountant who wants to become a lion tamer"... their first question is not going to be "Does he have his own hat?"
Ama sorun şu ki eğer şirketi arayıp, onlara, "elimde, 45 yaşında aslan terbiyecisi olmak isteyen bir muhasebeci var" dersem ilk soracakları soru "Kendi şapkası var mı?" olmayacaktır.
All you have to have is a drum and a man who believes in Mclntock as though he were Our Lady of Pilar or Guadalupe or something.
Tek ihtiyacımız bir davul ve McIntock'a inanmış bir adam. Kutsal Meryem'e inanır gibi ona inanan birisi.
If you speak of an industry manager or the head of a bank who donates money to a university everybody says : What a great man he is! But I have worked 13 years in this free country, doing what I've been told to.
Üniversitelere para verdiklerinde herkesin : "Ne kadar iyi bir adam" dediği fabrikatör ve bankacılardan söz ediyorsanız şunu bilin ki bu ülkede 13 yıl çalıştım.
Well, before he finds them or it or whatever it is he's looking for, I want to know who or what it is, you understand?
Onları ya da onu bulmadan önce, ya da aradığı her neyse kim ya da ne olduğunu bilmek istiyorum, anladınız mı?
What you're saying is that someone with intent to murder packed his bag, someone who didn't know that he always carried his chess set with him.
Söylediğiniz şu : onun valizlerini cinayet kasdı olan biri topladı, Satranç takımını her zaman birlikte taşıdığını bilmeyen biri.
Um, this is a joke, uh, uh... about a census taker who was, uh... up in the Ozark Mountains and, uh... he went up to this - to this little shack, you know... and he knocked on the door and -
Um, bu şaka, uh, uh - bir nüfus memuru hakkında... o Ozark dağlarına gitmiş ve... tırmanmış ve - küçük bir kulübenin, bilirsin... kapısını çalmış ve -
Who does he think he is... refusing to marry you?
Sizinle evlenmeyi reddedeceği kimin aklına gelir?
In February, July 1970 there is I... there is you, there is she, there is he, who goes to the Middle East, amongst the Palestinians, to make a film,
Şubat - Temmuz 1970'de Filistinlilerle birlikte film yapmak için Orta Doğu'ya gidenler arasında ben varım... sen varsın, o var, o var...
But... there's a man, one certain man, who helped me when it all began, and he is the one you really owe this honor to.
# Başlangıçta bana yardım eden... # Malum bir kişi vardı. # Bu onuru ona borçluyum.
It is he who sent me to welcome you.
Sizi ağırlamam için beni o gönderdi.
Mr. Simon, the broker who was recommended to us is an active fellow, and says he has left no stone unturned to help you.
- İzninizle. Bize önerdikleri Noter Simon sizin için elinden geleni yaptığını söylüyor.
Yes, father, it is he who saved me from the great danger I ran in the waters and to whom you owe the life of that very daughter who...
Evet babacığım, o büyük kazada beni suyun içinden çekip çıkaran kendisidir, kızınızın hayatını bu adama borçlusunuz!
But learn to your confusion that his son, seven years of age, was, with a servant saved from the wreck by a Spanish vessel and that this son is he who now speaks to you.
Evet ama siz de şunu iyi öğrenin. O zaman 7 yaşında olan oğlu, uşağıyla birlikte bir İspanyol gemisi tarafından kurtarıldı. Kurtarılan bu çocuk şu anda karşınızda konuşuyor.
"He who commands you... " is he who ordered you to be thrown down... " from the highest Heaven into the depths of Hell.
Sana emrediyorum bu ölümlünün vücudunu terkedip cehennemdeki yerine dön.
If you're right about that, all we gotta do is find out who he was trying to expose... and we've got our prime suspect.
Eğer bu dediğinde haklıysan bütün yapmamız gereken kiminle ilgili hikaye yazmaya çalıştığını öğrenmek. Böylece ilk şüphelimiz ortaya çıkar.
... they accuse him for crimes he didn't commit. some of it is true and I admit it but back than, I thought he's pure like Virgin Mary I was a young fool, I'd take a gun and fight, thinking that I fight for justice I needed sobbering up to stop and think about and to say to myself "The one who put you in jail wanted good for you"...
İşlemediği suçlardan onu suçluyorlar. Bazıları doğru, kabul ediyorum. Ama o sıralar, benim için O, Bakire Meryem kadar masumdu.
He's my mother's brother, who moved to California, and my mother is your father's sister, and you're my mother's brother's son.
O annemin kardeşi olur, California'ya taşınmıştı, annem ise babanın kız kardeşidir. Sen ise annemin kardeşinin oğlusun.
I don't have to tell you who Joe is, how far he got, or how far he'll get.
Joe'nun kim olduğunu, şu anki konumunu, Yarın nerede olacağını anlatmama gerek yok.
You don't know who he is, where to find him.
Kim ve nerede olduğunu bilmiyorsunuz.
Any craps. - I want you to find out who he is.
Onun kim olduğunu bulmanı istiyorum.
Sir, I know how you feel, but a small group has a better chance of gettin back Adora than a whole army my father is right your magesty who knows what Skeletor would do to Adora if he sees all your soldiers comming
Efendim duygularınız anlıyorum, ama Adora'yı kurtarmak için küçük bir grubun tüm ordudan daha çok şansı var. Babam haklı majesteleri. İskeletor tüm askerlerinizin geldiğini görünce kim bilir Adora'ya ne yapar.
If your husband thinks fit to keep you in the dark over this matter, is it for me, who has only learned the true facts under the pledge of professional secrecy, to tell what he has withheld?
Kocanız bu konuyu sizin bilmenizi istemediyse, bu benim için de geçerli. Çok gizlilik gerektiren görevi nedeniyle herkesten sakladığı gerçekleri, kim bilebilir ki?
So what you're actually looking for is someone who has, say, just been to France and rescued an aristocrat, but when asked, "Are you the Scarlet Pimpernel?", he replies, "Absolutely not".
Yani, aslında aramanız gereken kişi öyle biri olmalı ki, mesela, Fransa'da bulunmuş bir aristokratı kurtarmış, ama "Kızıl Farekulağı mısın?" diye sorulduğunda da, "Kesinlikle değilim" diyecek kişi.
If anything happens, if Thornton shows up, you know who he is and what he's trying to do.
Eğer bir şey olurda Thornton ortaya çıkarsa kim olduğunu ve ne yapacağını biliyorsun.