Whoopin traduction Turc
24 traduction parallèle
So, this crowd from the other ranch was a-whoopin'it up... especially the foreman, a fella they call Red —
Diğer çiftliğin adamları vur patlasın çal oynasın eğleniyorlardı... Özellikle de reisleri, Red denilen bir herif -
Some roughnecks got to whoopin'and hollerin'and fightin', and you yelled
Bir külhanbeyi bağırıp çağırınca siz de seslenmiştiniz...
Now, you know you need an ass whoopin'!
İşte şimdi çığlık atabilirsin!
Hang beach chairs on the back, and give it a name like "The Whoopin'Cranes"!
Arkaya bir sürü plaj sandalyesi koyduğunuzdan ve ona şirin bir isim verdiğinizden emin olun.'Telli Turna'gibi.
The Beach Boys will get you a great ass-whoopin'.
Beach Boys kafana eder.
Don't you be talkin'bad'bout my mama or she'll give you a whoopin'.
Hakkında kötü konuşmaya kalkmayın, yoksa sizi pataklar.
I drew it from the description of the dude that they gave us while y'all was whoopin'niggas'asses in the street.
Siz jencilerle uğraşırken,... adamın tekinin tarifne göre robot resim çizdim.
I didn't know we was still whoopin'niggas.
Anlaştık sanıyordum zenci.
Five bucks says you're about to get another whoopin'.
Beş kağıdına bahse girerim yine yenileceksin.
I see Durant, he was... he was, like, takin'that ass-whoopin'.
- Durant'taki kıç tekmeleme isteğini gördüm.
They wouldn't dare try any shenanigans after the ass-whoopin'we gave them last spring.
Geçen baharda onlara yaptıklarımızdan sonra bir numara yapmaya cesaret edemezler.
The ass-whoopin', kung fu, butt-kickin'version.
Kung fu yapan, kıç tekmeleyen versiyon.
A straight up ass-whoopin'in an alley doesn't seem like Marlo Stanfield.
Sokak ortasında ölesiye dövmek Marlo Stanfield'ın tarzı gibi gözükmüyor.
So they settled matters with fisticuffs and my pa gave him a whoopin'.
Böylece yumruklaşma ile konularda yerleşti ve benim pa ona stresi'verdi.
Oh, my, good old-fashioned Texas butt-whoopin'.
Eski usül, Teksas canına okuma taktiği.
You know, a world class taste whoopin'in my mouth.
Birinci sınıf bir lezzet ağzımı şereflendiriyor.
I see how you feel that way... After that ass whoopin'I put on ya.
Sana haddini bildirmemin ardından böyle hissetmeni anlayabiliyorum.
If I ever catch who did that, they're gonna get a whoopin'.
Bunu yapanı elime geçirsem ağzını burnunu kırarım.
It'd have been a ass-whoopin'fest around here, you dig?
Göt bağırtma şenliği olurdu resmen seni kazma herif.
Looks like I got another whoopin'to attend to.
Anlaşılan pataklamam gereken biri daha var.
You put that gun down at once or you're gonna get a whoopin like you've never had.
Derhal o silahı başka yöne çevir yoksa, şimdiye kadar yemediğin sopayı yersin.
So, Matthew waited till after school... gave him a real ass whoopin'.
Matthew da okul çıkışını bekleyip çocuğun ağzını burnunu yamultmuş.
You're a grown man. Now go on and take that ass-whoopin'.
Sen yetişkin bir adamsın Şimdi devam et ve kıçını al.
I gotta make a quick pit stop before we hit the back 9, and then I got some serious ass-whoopin'to do, my man.
Sonra da birine iyice haddini bildirmem gerekiyor.