English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ W ] / Wildest

Wildest traduction Turc

521 traduction parallèle
Creatures that make the wildest science fiction movies look like reality shows.
reality şovlar gibi görünen en vahşi bilim kurgu filmini yapan yaratıklar.
What they found here exceeded their wildest dreams :
Buldukları şey, en çılgın düşlerinin dahi ötesindeydi :
But the reality turned out to be even more startling than the wildest predictions.
Ancak gerçeklik, en çılgın öngörülerden bile daha nefes kesici çıktı.
He led them the wildest chase through their own country.
Kendi bölgelerinde onu kovalarken hiç olmadığı kadar zorlanmışlar.
You're absolutely the wildest, most unpredictable person I ever knew.
Sen kesinlikle tanidigim en çilgin insansin.
You were the wildest kid that ever went to a Lochester school.
Lochester okulundaki en vahşi çocuktun.
- I haven't the wildest idea.
- Hiçbir fikrim yok.
I can hardly believe how one could conceive and build such a craft and, in a single stroke, harness power beyond the wildest dreams of science.
Buna inanmak gerçekten çok zor. Kim, böyle bir aracı tasarlayıp yapabilir ki? Tek bir darbeyle, bilimin en uçuk hayallerinin bile ötesinde bir güç.
The wildest
Vahşi
And the construction of the human anatomy is so infinitely variable as to lie beyond the wildest powers of calculation.
İnsan anatomisi sonsuz farklı şekilde olabilir. En çılgın hesapların bile çok ötesinde.
He says the wildest things.
Korkunç şeyler anlatır.
"you will become rich beyond your wildest imagination!"
"hayallerinin ulaşamayacağı kadar zengin olacaksın".
Sam, I know you're not much of a wine drinker, but this stuff is the wildest.
Sam, şarapla aranın iyi olmadığını biliyorum... ama bu şarap gerçekten mükemmel.
We're chasing one man, Pancho Villa over some of the wildest country on earth.
Pancho Villa adındaki bir adamı vahşi bir coğrafyada kovalıyoruz.
There she was in the wildest jungles of Borneo, without a stitch on, except her dancin'shoes and her pith helmet.
Borneo'nun en vahşi ormanında çırılçıplak bir kız varmış. Üzerinde sadece dans ayakkabısı ve şapka bulunuyormuş.
~ The wildest of lies seem too easy ~
# Yalanın en önde gideni bile doğruymuş gibi gelir...
~ The wildest of lies ~
- Yalanın en önde gideni bile...
~ The wildest of lies seem true ~
# Yalanın en önde gideni bile doğruymuş gibi gelir...
Filled with the wildest dreams
En çılgın rüyalarla dolu
We succeeded beyond our wildest dreams.
En vahşi düşlerimizi sınırların dışına taşıdık.
Ernst Janning said "We succeeded beyond our wildest dreams".
Ernst Janning "En vahşi düşlerimizi sınırların dışına taşıdık" dedi.
Those subversives, they're the wildest.
Ve devrimciler en vahşileri! - Sahi mi?
500 square miles of some of the wildest country in Mexico.
Meksika'da 500 millik vahşi bir araziden bahsediyoruz.
gentlemen beyond your wildest dreams.
Düşlerinizde bile göremeyeceğiniz kadar güzel planlarım var, beyler.
Because he discovered something that, in his own words "exceeded all tales of eyewitnesses and my wildest expectations".
Çünkü, kendi sözleriyle bu "görgü tanıklarının tüm rivayetlerini ve benim en uç beklentilerimi aşan" bir şeydi.
In your wildest dreams, Caesar, how can you possibly hope to hold the gates of this enclosure against such odds?
Vahşi düşlerinizde, Sezar, böyle bir olasılığa karşı kapıları tutmayı nasıl umabiliyorsunuz?
Together we'll conquer a world beyond the wildest dreams of even Alexander.
Birlikte, İskender'in en çılgın düşlerinin ötesinde dünyayı fethedebiliriz.
Never allowing that it was anything but the wildest romantic foolishness.
Çılgın bir romantik ahmaklığın ötesine geçmesine asla izin vermedim.
Never in his wildest imagination would he think that the highly paid and successful Rick would be so foolish as to take a girl along on a job.
Ne kadar kendini zorlarsa zorlasın, o kadar başarılı olan Rick'in haydutluğa bir kızla çıkabileceğine inanamaz.
I must say, your laboratory exceeds the limits of man`s wildest imagination.
Şunu söylemeliyim ki, laboratuvarınız en çılgın hayalgücünün bile sınırlarını aşıyor.
This exceeds... my wildest expectations.
Bu benim en hoyrat beklentilerimi bile aşmış.
A phaser hit at this distance would be the wildest stroke of luck.
Bu mesafeden vurmak şans eseri olur.
You'll never believe this, this is the wildest coincidence imaginable.
Çok güzel. Buna asla inanmayacaksınız, bu hayal edilebilecek en müthiş tesadüf.
Isn't that the wildest coincidence imaginable?
- Elbette. Hayal edilebilecek en müthiş tesadüf bu değil mi?
Than all the naked girls in my wildest fantasies
# Daha çok tutuşturuyor arzularımı #
You'll be rich beyond your wildest expectations.
Beklediğinizden çok daha fazla zengin olacaksınız.
Look, never in my wildest imagination... in the darkest recesses of my mind...
En çılgın hayallerimde bile, aklımın en karanlık yerlerinde- -
It would never have occurred to me to marry you, even in my wildest youth.
Seninle evlenmiş olsam böyle olmayabilirdi. Gençliğimin en deli zamanlarında bile.
But beyond our fears... we must have faith in Our Lord, Jesus Christ, a faith that surpasses the wildest hopes of man, a faith that simply reminds us that God loves us, and that this man, this saint,
Ancak korkularımızın ötesinde Tanrımıza İsa Peygambere inancımızı korumalıyız. Bu inanç ki, insanın en azgın umutlarıyla baş eder. Bu inanç ki, insana Tanrının onu sevdiğini hatırlatır.
Beyond my wildest expectations.
En çılgın beklentilerimin ötesinde.
Has she not exceeded your wildest dreams?
Kendisi senin de aklının sınırlarını zorlamıyor mu?
- It's about the wildest.
- Çılgın bir yer.
" In your wildest dreams you could not imagine...
" En vahşi rüyalarınızda bile göremeyeceğiniz...
Jill's scene will be the wildest thing they've seen on any stage.
Jill o sahnede gördüğüm en çılgın şey olacak.
I can fix your wildest needs I got heaven, I got hell
En derin arzularını sağlayabilirim Cennet de var, cehennem de...
Pinball What I see now before me ls far beyond a game Beyond your wildest dreams
Bana kucak açan bu "tilt" bir oyunun çok ötesinde, azgın rüyalarının çok ötesinde.
I never in my wildest dreams imagined he would carry out such a threat!
Aklımın ucundan bile geçmezdi, böyle bir tehdit oluşturacağı!
The wildest rumours about a certain Lady Doriana Gray had spread all the way to New York.
Doriana Grey hakkındaki bu söylentiler çok şaşırtıcı bulunuyordu.. .... hatta New York'ta bile.
- I can train the wildest animal.
Söylesenize ulan!
More marijuana-sniffing dogs than you've ever seen in your wildest hallucinations.
Bir sürü de marihuana çeken köpek en yoğun uçuşlarınızda bile görmediğiniz kadar.
What she liked, what she needed... was to dragme into precarious situations... where we risked discovery each time after making love... in a doorway, in apark, or in her car... and she had shown me the wildest abandon.
İlişkimizin ortaya çıkması riski olan tehlikeli durumlar ona zevk veriyordu. Kapı aralığında, parkta ya da arabasında her sevişmemizden sonra o şehvetinden eser kalmıyor ve saçını düzelterek şöyle söylüyordu :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]