Winn traduction Turc
399 traduction parallèle
I'm not claiming that Grady's no Paris, France, but we got two gas stations... got us a Winn-Dixie, got us cable TV. Like tennis?
Gardy'nin Paris olduğunu iddia etmiyorum ama iki benzinlik bir Winn-Dixie ve kablolu yayın var.
The last time I saw Winn we played that song.
Winn'i en son gördüğümde... o şarkıyı söylemişti.
Winn was like a brother to me.
Winn benim kardeşim gibiydi.
I said, "Winn so help me if I ever raise my hand against you may God strike me dead."
"Bana yardım et... " eğer elimi sana kaldırırsam "Tanrı benim canımı alsın."
I heard. Vedek Winn's been meeting with some of the Bajoran civilians about it.
Vedek Winn bu konuyla ilgili bazı Bajorlu sivillerle toplantı yapıyordu.
Had I known of your visit, Vedek Winn, I would have greeted you sooner.
Geldiğinizi bildirseydiniz, Vedek Winn, sizi daha erken karşılardım.
If you start to think that way, you'll be acting just like Vedek Winn.
Eğer bu şekilde düşünmeye başlarsan tıpkı Vedek Winn gibi davranmış olursun.
I understand my friend Vedek Winn has brought her blessings to your station.
Anlıyorum ki, arkadaşım Vedek Winn, istasyonunuza rahmet getirdi.
Your ideology differs from Vedek Winn's.
İdeolojiniz Vedek Winn'inkinden farklı.
And some fear you because Vedek Winn told them to.
Bazıları da Vedek Winn öyle söylediği için sizden korkuyor.
The analysis proves he was killed the night before Vedek Winn arrived.
Analizler, Vedek Winn'in geldiği günün önceki gecesinde öldürüldüğünü kanıtlıyor.
They're from an orthodox spiritual order coming to support Vedek Winn.
Bajorlu çocukların okula gönderilmemesi konusunda Vedek Winn'i desteklemeye gelen geleneksel dini mezhebe bağlı kişiler.
You claim the Prophets as your personal constituency, Vedek Winn.
Kahinlerin destekçin olduğunu iddia ettin, Vedek Winn.
We'll never be able to prove that Winn was involved.
Winn'in bu işe karıştığını asla kanıtlayamayacağız.
I envied Vedek Winn because she was a true believer.
Vedek Winn'i kıskanmıştım. Çünkü o gerçek bir inanandı.
Commander... I heard what you said to Vedek Winn at the school.
Komutan... Okulda Vedek Winn'e söylediklerini duydum.
- Vedek Winn.
- Vedek Winn.
- l do, Vedek Winn.
- Ben getirdim, Vedek Winn.
What's it to be, Winn?
Ne olacak, Winn?
No one is more worthy of being the next Kai than you, Winn.
Hiç kimse sonraki Kai olmayı senden daha fazla haketmiyor, Winn.
I never expected Kai Winn to make me one of her principal advisors.
Kai Winn'in beni baş danışmanlarından biri yapmasını hiç beklemiyordum.
I know you don't like Winn, but the office has changed her.
Winn'i sevmediğini biliyorum, fakat sorumlulukları onu değiştirdi.
What brings you to the station, Vedek Winn?
Sizi istasyona ne getirdi, Vedek Winn?
Vedek Winn.
Vedek Winn.
- Vedek Winn granted him sanctuary.
- Vedek Winn onu tapınağa kabul etti.
Has Winn's ship left the station?
Dax, Winn'in gemisi ayrıldı mı?
Kubus requested a private meeting with Vedek Winn.
Kubus Vedek Winn ile özel bir görüşme istedi.
Winn then asked for the use of my computer.
On dakika sonra Winn bilgisayarımı kullanmak istedi.
Why would Winn be interested in another Bajoran collaborator?
Neden Winn diğer bir Bajoran işbirlikçi ile ilgilensin ki?
See if Winn accessed any information about the Kendra Valley massacre.
Winn, Kendra Vadisi katliamı hakkında bilgilere girmiş mi bir bak.
It's Vedek Winn who needs convincing.
İnanması gereken Vedek Winn.
Poor Winn.
Zavallı Winn.
I had nothing to do with the massacre and Winn will never prove otherwise.
Katliamla hiçbir ilgim yok ve Winn asla aksini ispat edemez.
- Nothing that will satisfy Winn.
- Winn'i tatmin edecek bir şey yok.
I am going to prove to Winn that you are innocent.
Öyle ya da böyle masum olduğunu Winn'e kanıtlayacağım.
Winn is waiting to hear from me.
Winn, beni bekliyor.
And Winn was right all along.
Winn, başından beri haklıymış.
You received a transmission from Vedek Winn.
Alt uzay kanalından Vedek Winn sana bir ileti gönderdi.
Kai Winn.
Kai Winn.
The people have chosen Winn.
Halk Winn'i seçti.
So... instead of you, we have Winn to lead us.
Yani... Senin yerine Winn'in önderlik etmesine katlanacağız.
Oh, you didn't use the best china Winn?
En güzel çin kupasını sen kullanmadın mı?
Kai Winn.
- Kai Winn.
Winn : Indeed, you are too modest.
Gerçekten, çok alçakgönüllüsün.
Whoever deserves the credit, doctor, I am grateful. Winn :
Övgüyü kim hak ederse etsin Doktor, ben minnettarım.
Vedek Bareil suggested that I sit in on the talks as an impartial observer and Kai Winn has agreed.
Vedek Bareil gözlemci olarak görüşmelere katılmamı önerdi,... Kai Winn de kabul etti.
Winn : Bareil wanted these negotiations to be completed no matter what the cost.
Bareil, ne pahasına olursa olsun bu görüşmelerin tamamlanmasını isterdi.
Kai Winn has announced that Legate Turrel has signed the peace treaty.
Kai Winn Legate Turrel'in barış anlaşmasını imzaladığını ilan etti.
Kai Winn, allow me to introduce "kai Winn."
Kai Winn, izin verin size Kai Winn'i takdim edeyim.
Winn : I don't understand.
Anlamadım.
The new head of the provisional government is Kai Winn.
Geçici hükümetin yeni başkanı Kai Winn oldu.