Wishbone traduction Turc
94 traduction parallèle
Lie still or I'll snap your arm like a wishbone.
Hareket etme yoksa kolunu kırarım.
We got 21 in with a broken rear wishbone.
21 numaranın arka kanadında kırık vardı.
The camp where Nathan is at is called Wishbone Labor Camp.
Nathan'ın bulunduğu kampın adı Wishbone Çalışma Kampı.
Hey, he's got a wishbone!
Lades kemiği buldu!
but SHE'S out there... somewhere... and when I find her I'll feel it way down in my wishbone!
fakat o dışarda... biryerde... ve onu bulduğumda lades kemiğime kadar onu hissedeceğim!
Rabbit, as you will of course know, does not have a wishbone
İçerisi Alman subayı dolu.
- A wishbone. Good, we can make a wish! - A little more wine?
Bu karımın en iyi karıştırma kabı.
[Clucking] I'll be pullin your wishbone, cranberry breath.
Lades kemiğini sökeceğim, kızılcık nefesli. - Öyle mi?
Johnny Wishbone. I'm a psychic from the island of St. Croix.
St. Croix adasından bir medyumum.
Because I'm Johnny Wishbone, psychic extraordinaire.
Adım Johnny Wishbone, olağanüstü medyum.
If you need me, just think Johnny Wishbone and I come running.
Bana ihtiyaciniz olursa Johnny Wishbone'u düşünün, hemen gelirim.
They never heard of a Johnny Wishbone!
Johnny Wishbone diye biri yok.
Well... I'm attached to a multi-jurisdictional Federal task force on organised crime, and my code name...
Organize suçları araştıran bölümler arası bir federal görev biriminde çalışıyorum, kod adım ise Wishbone.
Do you think I could have the wishbone, Mr. Conroy?
- Lades kemiğini alabilir miyim?
Here, have a wishbone.
Al bakalım, bir dilek tut.
Want to do the wishbone?
Lades tutuşalım mı?
Chicken has a wishbone, which I'll cut out.
... Tavuğun lades kemiğini kesip çıkaracağım.
- What is a wishbone?
- Lades nedir?
Your teenage son or daughter will think this wishbone necklace is really cool.
Oğlunla kızın bu ladeskemiği gerdanlığı gerçekten hoş bulacaklar.
No one bought a wishbone necklace.
Hiçkimse lades kemiği gerdanlığı almadı.
If the kid wishes any harder he'll break his wishbone!
Çocuk biraz daha zorlarsa, dileme kemiğini kıracak!
That was just like the wishbone.
Tıpkı profesyonellerin yaptığı gibiydi.
And they used my legs for a wishbone. Nearly snapped my butt in half.
Bacaklarımı da lades kemiği olarak kullandılar.
Air foam, transposit shock-absorbing double-wishbone 5.1 - digital-surround suspension- -
Hava köpüğü, yeri değiştirilmiş şok emici çifte lades kemiği... 5 + 1 dijital surround süspansiyon- -
Yeah, I went rummaging through stuff, and I found a rabbit's foot, wishbone, horseshoe, four-leaf clover.
Evet, malzeme ile karıştırmak gitti, ve ben, salıncaklı bir tavşan ayağı bulundu, at nalı, dört yapraklı yonca.
so I brought a wishbone home from work.
... ben de işten lades kemiği getirdim.
A psychic and a wishbone?
Medyum ve lades kemiği mi?
Vegetarians never get to do the wishbone.
Vejetaryenlerin bunu yapma şansı yok.
- Well, before with the wishbone. I didn't wish we would win the lottery. I wished you'd get the job.
- Ladese girerken piyangoyu kazanmayı değil, işe girmeni dilemiştim.
With that much torque, she had to have a torsion-damper system crank... and double-wishbone arrangement.
O devir adedi sağlamak için, üç köşeli krankı ve çift süspansiyon kolu olan burma amortisörü sistemi şart.
You set my little wishbone to palpitating
Benim küçük lades kemiğimin çarpmasına yol açtın.
- or I'll split your fucking wishbone.
- Yoksa şu kemiklerini tek tek kıracağım.
Lucky bone specialist remove wishbone and make a wish. 1200 dollars.
Dileğini büyük tut ki gerçekleşsin. - 1200 dolar.
Can I have the wishbone, Vaughn?
Dilek kemiğini * alabilir miyim, Vaughn?
Who swallows a wishbone whole?
Kim bütün bir lades kemiği yutar ki?
A guy swallowed a wishbone whole.
Bir adam bütün bir lades kemiği yutmuştu.
Takeout rotisserie chicken and sides served on dinner plates with three kids fighting over the wishbone?
Paket servisinden tavuk ve yanında akşam yemeğinde servis edilmiş lades kemiği için kavga eden üç çocuk mu?
Cheer up. I saved you the wishbone.
Lades kemiğini sakladım.
Like splitting a wishbone.
- Lades kemiği gibi.
This is a wishbone from a white raven.
Bu beyaz bir karganın kemiği.
I rubbed this wishbone so many times.
Birçok sefer kemiği ovuşturdum.
When that guy was growing up he didn't wish you'd come home every time he got the long end of the wishbone.
O adam büyürken lades kemiğinin uzun tarafını her çektiğinde senin eve dönmeni dilemedi.
You're tugging at me like I'm some kind of wishbone.
Beni lades kemiği gibi çekiştirip duruyorsunuz.
I mean, I felt like a wishbone.
Lades kemiği gibi hissettim.
Look for the triple option out of the wishbone formation.
Üçüncü seçeneğe dikkat edin. Lades kemiği dizilimi.
It's a wishbone or something, on a silk chain.
İpek bağa takılmış lades kemiği gibi bir şey.
They're like a wishbone.
Lades kemiği gibidir.
I'm going for the wishbone.
Lades kemiğini seçiyorum.
Oh, oh, look, Lois, wishbone.
Bak Lois, lades kemiği. Hazır mısın?
Wishbone.
Johnny Wishbone.
Swallowed a wishbone?
Lades kemiği mi yuttun?