Witty traduction Turc
687 traduction parallèle
How very witty But I don't care for all that at all, not at all
Ne kadar da komik ama hiç hoşuma gitmiyor bunlar, hem de hiç.
I'm glad my theories furnish you with the chance to be witty.
Teorilerimin size espri yapma şansı vermesine sevindim. Haydi ama.
She's so witty!
Çok kibirli!
Is that supposed to be witty?
Gülmek mecburi mi?
It must be lots of fun to be with a woman like that, so witty and- -
Onun gibi bir kadınla birlikte olmak çok eğlencelidir, çok zeki ve...
Didn't he impress you as being rather witty?
Oldukça zeki biri olmasıyla da sizi etkilemedi mi?
I like a witty woman too.
Espritüel kadınları severim.
You're charming, rich, witty.
Yakışıklı, zengin ve esprilisin.
I can be witty.
Espritüel de olabilirim.
I'm never more witty than when I've had a little nip.
Çakırkeyif olduğum zamanlar daha dikkatli oluyorum.
" So, so kind of witty
Nüktenle idare edersin
Somebody's got to be very witty about a toast.
Birileri kadehi esprili bir şekilde kaldırmalı.
Everything wise and witty has long since been said by minds more mature and talents far greater than mine.
Bilgece ve zekice olan herşey, benden çok daha olgun.. .. ve yetenekli kişilerce uzun zaman önce söylendi.
Why, Max, she's witty as well.
Hey Max, üstelik çok hazır cevap.
- And she's witty.
- Ve çok gururlu.
You're very beautiful, extremely witty, a sterling representative of your sex.
Çok güzel ve de çok zekisin. Karşı cinsin mükemmel bir örneğisin.
Witty, gay, charming, attractive.
Akıllı, neşeli, baştan çıkarıcı, çekici.
The intelligent and witty guest.
Zeki ve hazırcevap konuğunuz.
I think you say all sorts of witty things.
Bence çok esprili konuşuyorsun.
Young, rich, witty
Genç, zengin, akıllı ve zeki.
Not young. Not rich. Not witty
Genç değil, zengin değil, akıllı değil.
Very witty, very clever.
Çok akıllı, çok zeki.
The deep-revolving witty Buckingham... no more shall be the neighbor to my counsels.
Bu içten pazarlıklı, sinsi Buckingham'la düşüncelerimi paylaşmanın gereği yok artık.
"Must be witty, charming, handsome."
"Esprili, çekici ve yakışıklı olmalı."
I can see you have a witty little tongue.
- Diliniz ne kadar kıvrak.
That time I burnt my witty little tongue.
Kıvrak dilimi yaktım.
- Hubert was so witty.
- Hubert çok komik bir adamdı.
You're the witty type, aren't you?
Sen esprili birisin, değil mi?
- It's better than being witty.
- Hazır cevap olmaktan iyidir.
Firstly, I'm not witty.
Öncelikle, hazır cevap biri değilim.
All laughing and carrying on saying those witty, sophisticated things that were way over my head.
Kavraması güç espriler karmaşık şeyler hakkında gülüşmeleri ve şamataları.
Now, Jim is brilliant and witty.
Jim nüktedan ve zeki.
" a very bright, intelligent, smart, and cute young man who is quite witty,
" o, çok zeki, şeker bir gençtir, akıllı, kibar ve dürüsttür
Ha, ha, I say, that's a rather witty one.
Dedim ya, oldukça esprili biri.
You can have you head blown off and still say something witty.
Kafanı uçurmuş olabilirsin ve yine de şaka yapabiliyorsun.
Very witty at times.
Zaman zaman çok esprililer.
I feel pretty and witty And gay
Güzel, zeki ve mutlu hissediyorum
The gas man's witty now!
Hala işin dalgasındasınız, Seni dinlemekten yoruluyorum...
Corporal, you're quite witty.
Onbaşı, çok komiksin.
Witty and sarcastic as ever.
He zaman ki gibi, şakacı ve iğneleyici.
Sober, drunk, witty, boring.
Ciddi, sarhoş, akıllı, can sıkıcı kişiler.
You're witty.
- Dilin çok uzun.
You must be kind You must be witty
Nazik olmalısın Zeki olmalısın
You are young, pretty and witty :
Gençsin, güzelsin, çekicisin...
He was a man of great courage a witty man, one of the first to join the Resistance.
Direnişe ilk katılanlardan cesur, yürekli ve esprili bir adamdır kendisi.
Witty. Clever. Thank you.
Burada ciddi bir sorunumuz var, Charlie.
Lovely... ... charming, witty, graceful, the perfect hostess... ... and, you're going to hate me for this...
Güzel çekici, nüktedan, zarif, mükemmel ev sahibesi ve bunun için benden nefret edeceksin bir bakıma kurtarıcımsın.
Well, maybe that's because we're so beautiful, so charming, so witty...
Belki bunun sebebi çok güzel, çok hos, çok esprili olmamizdir.
You're so witty, amusing, charming...
Senin ne kadar şakacı olduğunu herkes bilir.
A witty mother with a witless son!
Anası zeki, oğlu salak.
Examine my executive officer... our immensely charming and witty Major Benson.
Komutan yardımcısını inceleyin... Bizim son derece nüktedan ve çekici Binbaşı Benson'u.